29 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Eş-Şeyh Muhammed Kazım Efendi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

 

SİİRT'li Nakşi Şeyhi merhum Musa Kazım Efendi, talebelerini etnik milliyetçiliğe dayalı cereyanlardan uzak tuttu ve Siirt İlinde sosyal hayatını ciddi anlamda terörden korunmasına katkıda bulundu. 

Şeyh Musa Kazım'ın bir diğer hassasiyeti ise, 80'lerin başında İran devriminin kültürel ve dini etkilerine karşı bir fikri barikat oluşturmasıdır. 

Siirt'in Müslümanlar tarafından fethi, Halife Hz. Ömer döneminde oldu. 

Büyük Selçuklu egemenliğinden sonra 1514 yılından itibaren Osmanlı hakimiyetine girdi. Cumhuriyetin ilanından sonra Siirt İli, ciddi anlamda bir imar projesiyle karşılaştı. 

Şeyh Muhammed Musa Kazım, 1906'da Siirt'te doğdu. İlk öğrenimini Siirt İptidai Mektebinde yaptı. Akabinde Kur'an-ı Kerim'i ezberleyerek, hafızlığını tamamladı. I.Dünya Savaşı'ndan sonra babası Şeyh Şerafettin'den tahsiline devam etti. 

Siirt'in meşhur hocalarından Molla Hamit'ten Nahiv ilmini öğrendi. Şeyh Abdurrahim'den "Molla Cami"yi okudu, Şeyh Abdulhakim'den de "Mantık" dersi aldı. Şeyh Mu'niddin, babası Musa Kazım'ın 7500'den fazla gramerle ilgili Arapça beyit ezberlediğini ifade ediyor. 

Musa Kazım, Nakşibendi hilafetini babası Şeyh Şerafettin'den alarak, hem tarikat hem medrese hocalığını beraber sürdürdü. 

Şeyh Musa Kazım, 1996'da vefat ederek Siirt'te defnedildi. 

90 yıllık hayatı boyunca, ilim ve tasavvuf terbiyesiyle meşgul oldu. O'nun fikri ve tasavvufi meselelerle ilgili kaleme aldığı "Cevahiru'l-Ulumi'l-Kazimiye" adlı eseri 2000 yılında çocukları tarafından basıldı. Bunun dışında, "Deryadan Damlalar", "Hac Risalesi" adlı eserleri bulunuyor. İran devrimine fikri barikat Şeyh Musa Kazım, Siirt ilinde kurduğu medresesinde iki önemli konuda son derece kararlı bir tavır takındı. 

Birincisi, medresesindeki öğrencileri etnik milliyetçiliğe dayalı cereyanlardan uzak tutması ve Siirt ilinde sosyal hayatını ciddi anlamda terörden korunmasına katkıda bulunmasıdır. 

Bir diğer hassasiyeti ise, İran devriminin kültürel ve dini etkilerine karşı bir fikri barikat oluşturmasıdır. 

Musa Kazım, yaşamının sonlarına doğru, İran devriminin arka planındaki Şii etkileri sorgulayan "Şia'ya Hayır" risalesinde, Ehl-i Sünnet ve Şiilik arasındaki önemli farklılıklara dikkat çekerek bölge insanının dini düşüncesini muhafaza etmesinde önemli katkılar oluşturabildi. 

Talebeleri, onun kız çocuklarının eğitilmesi konusuna önem verdiğini aktarıyorlar. 

Musa Kazım, Muş'un Hasköy beldesinde 30 yıla yakın imamlık yaptı. 

İstiklal Gazisi şeyhe devlet töreni Şeyh Musa Kazım, Siirt'te ve Doğu Anadolu'da gittiği birçok ilde, toplumun birlik duygusunu güçlendiren konuşmalarda bulundu. 

Onun sağlığında herhangi bir siyasi oluşuma destek vermediği de sıkça vurgulanıyor. Musa Kazım, tasavvufu bir menkıbe ya da hikaye olarak değil, kişinin kendini yeniden inşası olarak tarif ediyor. 

Müritlerini kerametlere iltifat etmemeleri konusunda uyardı. 

Kendisinin son derece mütevazı biri olduğu anlatılıyor. Fakirleri sevmenin ve onlara yardım etmenin fazilet olduğunu sürekli vurguladı. 

Musa Kazım, bölgedeki, manevi konumuyla, toplumsal bir "oto kontrol" görevi üstlendi. 

Küskün aileleri barıştırdı, yörede birçok kez tekrar eden kan davalarını ortadan kaldırmayı başarabildi. 

Musa Kazım'ın babası Şeyh Şerafettin, Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında yer almış ve kendisi bir İstiklal Savaşı Gazisi olarak 

1958 yılında vefat ettiğinde devlet töreniyle defnedildi. 

Musa Kazım da babasının devlet yanlısı politikalarına sadık kalarak bölgenin PKK teröründen etkilenmesini önlemede ciddi katkılarda bulundu. 

Şeyh-mürit ilişkisi saygıya dayalı Musa Kazım'ın 1996 yılında vefatından sonra yerini oğlu Mu'niddin Aydın aldı. 

Kendisi, şu anda resmi bir Kur'an Kursu'nun yöneticisidir. Mu'niddin Aydın, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu. 

Mu'niddin Aydın da, babası gibi, bölgede toplumun sorunlarını çözmek üzere her türlü girişimde bulunuyor. 

Bu anlamda Siirt Nakşibendiliği'ni, Mu'niddin Aydın'ın şahsında bölgenin sosyal hayatına ilişkin sorunlarını çözmede etkili bir unsur olarak görmek mümkündür. 

Siirt'te, Şeyh Musa Kazım'ın, Osmanlı padişahlarının ihtişamını andıran bir türbesi bulunuyor. Adına "Kubbe" denilen bu anıt mezar, şeyhin çocukları ve hatırlı zengin müritleri tarafından yapıldı. Siirt'te hakim bir tepede bulunan "Kubbe" Siirt'in hemen her yerinden görülebiliyor. 

Mu'niddin Aydın da babası Şeyh Musa Kazım gibi kız çocuklarının okutulmasını önemsiyor. 

Babası gibi "Ehl-i Sünnet" inancının muhafaza edilmesine önem veriyor. 

Ona göre sünneti terk eden bir toplum, kötü alışkanlıklar kazanmaya mahkumdur. 

K. Gülzar-ı Hacıgan...

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *