Muhammed Baba Semmasi...
Hace Ali Ramiteni hazretlerinin yetiştirdiği evliyanın büyüklerinden. Kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük İslam alimlerinin onüçüncüsüdür.
Ramiten ile Buhara arasında bulunan ve Ramiten'e iki kilometre, Buhara'ya ise, altı kilometre uzaklıkta bulunan Semmas köyünde doğdu.
1354'de orada vefat etti. Tasavvuf ilmini büyük alim Ali Ramiteni'den öğrendi. Onun derslerinde ve sohbetlerinde yetişip, tasavvufda yüksek dereceye ulaştı.
Hocası, kendisinden sonra irşad makamına Muhammed Baba Semmasi'yi vekil bıraktı.
Diğer talebelerine de, ona tabi olmalarını vasıyyet etti.
Hocasının vefatından sonra irşad makamına geçen Muhammed Baba Semmasi, çok talebe yetiştirdi ve içlerinden bir kısmını tasavvufda yüksek makamlara kavuşturdu. Bu talebelerinin başında, kendisinden sonra yerine geçen ve ilim deryasında sadef misali olan Seyyid Emir Külal hazretleri gelmektedir.
Bir talebesi de, Şah-ı Nakşibend Behaüddin-i Buhari hazretleridir. Behaüddin Nakşibend hazretleri,
Kasr-ı Hindüvan'da doğdu. Henüz o doğmadan evvel, hocası Muhammed Baba Semmasi onun doğduğu yerden geçerken; ''Bu yerden büyük bir zatın kokusu geliyor. Pek yakında Kasr-ı Hindüvan, Kasr-ı arifan olur'' buyurdu.
Birgün yine oradan geçiyordu. ''Şimdi o güzel koku daha çok geliyor. Ümid ederim ki, o büyük insan dünyaya gelmiştir'' buyurdu.
Böyle buyurduğu zaman, Behaüddin-i Buhari hazretleri doğalı üç gün olmuştu. Dedesi, çocuğun göğsünün üzerine hediye koyup, Muhammed Baba Semmasi'ye getirince;
''Bu bizim oğlumuzdur. Biz bunu kabul eyledik'' buyurup, talebelerine de; ''Kokusunu aldığım işte bu çocuktur. Zamanının rehberi ve bir tanesi olacaktır'' buyurdu.
Sonra halifesi Emir Külal hazretlerine, bu çocuğun iyi yetiştirilmesini tenbih etti.
Behaüddin Buhari hazretleri anlatır; ''Evlenmek istediğim zaman, büyük babam beni Muhammed Baba Semmasi hazretlerine gönderdi. Ona gideceğim günün gecesi, içimde gözyaşı ve dua isteği kabardı.
Muhammed Baba Semmasi'nin mescidine gidip iki rek'at namaz kıldım ve Allah'ü Te'alaya şöyle dua ettim: ''İlahi! Bana, belalarına tahammül için kuvvet ve aşkın yüzünden doğacak mihnetlere meşakkat ve sıkıntılara karşı güç, kuvvet ver!''
Sabahleyin hocamın huzuruna varınca; ''Bir daha dua ederken, İlahi, senin rızan nerede ise, bu kulunu orada bulundur!'' diye dua et! Eğer Allah, dostuna bela gönderirse, yine inayeti ile o belaya sabır ve tahammülü de ihsan eder. Fakat, Allah'tan ne geleceğini bilmeden, bela ister gibi dua doğru değildir, buyurdu.
Muhammed Baba Semmasi'nin bir gece evvelki halimi keşfetmekteki kerametini anladım ve ona tam bağlandım.
Yine Behaüddin-i Buhari hazretleri anlatır:
''Bir defasında Hocam Muhammed Baba Semmasi ile yemek yiyorduk. Yemek bitince, bana bir ekmek uzatıp; Al, bunu sakla!'' buyurdu. Yemek yediğimiz halde, bana bu ekmeği vermesinin hikmetini düşünmeye başlamıştım.
Bu sırada bana; ''Faydasız düşüncelerden kalbi muhafaza etmek lazımdır!'' buyurdu.
Daha sonra yolculuğa çıktık ve bir tanıdığımın evinde misafir olduk. Misafir olduğumuz evin sahibinin sıkıntılı bir halde olduğu görülüyordu. Hocam ona; ''Niye üzülüyorsun?'' buyurdu. O da; ''Bir kase sütüm var, fakat ekmeğim yok ki, süte banıp da yiyeyim. Ona üzülüyorum'' dedi.
Hocam bana dönüp; ''İşte acaba ne için ayırıyoruz? diye düşündüğün ekmek bu iş için idi, ver sahibine yesin'' buyurdu.
Ehl-i sünnet alimlerinin ve evliyanın en büyüklerinden olan Hace Muhammed Baba Semmasi hazretlerinin yetiştirdiği, tasavvufta yüksek derecelere kavuşmalarına vesile olduğu yüzlerce evliya olup, bunlar içinde dört tanesini kendisine halife seçmiştir.
Bunlardan birincisi; Hace Sufi Suhari, ikincisi kendi oğlu Hace Muhammed Semmasi, üçüncüsü Mevlana Danişmend Ali, dördüncüsü ve en büyükleri Seyyid Emir Külal hazretleridir.
