Gadir-i Hum Bayramı....
Gadir-i Hum, "Hum Gölcüğü" Şii i'tikadına göre,
Hz. Muhammed Mustafa'nın Ali bin Eba Talib Merkedi'yi kendisine halef olarak, seçtiğini ilan ettiği, günümüz Suudi Arabistanının Mekke Vilayeti ile Medine Vilayeti'ni birbirinden ayıran; "Rabiğ Vadisi" üzerinde "Rabiğ" şehri yakınlarında yer alan bir mıntıkanın adı olan Gadir-i Hum, eskiden Medine'den Mekke'ye giden yolun yaklaşık 5. km'sinde sol tarafa düşen, adı geçen vadide bir nehir sebebiyle oluşmuş bir gölcük ya da bataklıktı.
Gadir-i Hum Bayramı:
Ali el-Murteza'nın İslam Hz. Muhammed tarafından "Velayet" makamına atandığına inanılan bu gün Şii Müslümanlar tarafından Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı'na ilaveten Hicri takvime göre Zilhicce Ayı'nın On Sekizinci günü üçüncü bir bayram olarak, kutlanmaktadır.
Şiilerin inancına göre Hz. Peygamber, Ali bin Ebi Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir.
Bunun kaynağı olarak Gadir-i Hum'u öne sürerler. Bunu anmak için her sene Hicri Zilhicce ayının 18'inde "Gadir-i Hum Bayramı" kutlanır.
Bu gün, Gadir-i Hum Hadisi'nin yıldönümüdür.
Ali bin Ebi Talib'in birinci sırada halife oluşuna delil olarak getirilen hadisin bir kısmı:
''Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.
Ey Allahım, onu sevenleri sev, ona düşman olanlara da düşman ol.''
Şiiliğin İmamiye-i İsna'aşer'iyye, İsmail'iyye, Nizar'iyye, Tayyib'iyye, Musta'liyye, Davudilik, Alavi Buhra ile Süleymani Buhra kollarından olanlar bu bayrama katılırlar.
(İmamet i'tikadı)
Sünnilerin halifelikle ilgili görüşleri:
Ehl-i Sünnet i'tikadının mensupları Şiilerin Ali bin Ebi Talib'in bütün Ümmet-i Muhammed'e üstün olduğu ve ilk halife olması gerektiği iddiasını reddeder.
Şiilerle Sünnilerin ayrılığının temeli bu ihtilaftır.
Ehl-i Sünnetin görüşünü destekleyen senetli bir rivayet İbn-i Asakir'in hacimli kitabı Tarih-i Dimeşk'te geçer. Buna göre, Ali bin Ebi Talib'e;
"Bize kimseyi halife tayin etmeyecek misin?" denildiğinde şöyle cevap verdi:
Allah'ın Elçisi yerine birini halife bırakmadı ki, ben de halife bırakayım. Allah insanların hayrını arzu ediyorsa Peygamberden sonra onları içlerinde en hayırlı olanın etrafında topladığı gibi yakında bunları da en hayırlılarının etrafında toplayacaktır.
(İbin Asakir)
Ali bin Ebi Talib'in ne kendisi ne de bir başka sahabenin ilk üç halife döneminde onun halifeliği için hiçbir ayaklanma ya da itiraz yapmamış olması Ehl-i Sünnet'in Şiilerin halifelikle ilgili iddiasını reddetme gerekçelerindendir.
O, ne ilk üç halife döneminde ne de daha sonra onların hilafetlerine itiraz mahiyetinde hiçbir davranışta bulunmadı.
Bununla birlikte o, hilafeti zamanında kendi taraftarlarından oluşan büyük bir topluluğun huzurunda şunları söyledi:
''Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer, ümmetin en faziletlisidir.
Bana ulaştığına göre bazı kimseler, beni o ikisinden üstün kabul etmektedir.
O ikisi üzerine beni üstün kabul edeni bulursam o iftiracıdır, iftiracıya gereken ona gerekir.
(İmam Rabbani)
Hz. Peygamber, en büyük vezirlerinden bahsettiği bir hadisinde şöyle demektedir:
''Muhakkak ki benim yer ehlinden iki vezirim, gök ehlinden de iki vezirim vardır. Yer ehlinden iki vezirim Ebu Bekir (ra) ve Ömer (ra), gök ehlinden vezirlerim ise, Cibril (as) ve Mikail (as)'dır. (Tirmizi)
Hz. Peygamberin vefatını müteakip gelen yıllarda Şiilerin çok hürmet ettiği İmam Cafer-i Sadık,
Sünnilerin çok hürmet ettiği İmam-ı A'zam Ebu Hanife Nu'man İbn-i Sabit ve Malik bin Enes, Medine'de Mescid-i Nebevi'de birlikte uyum içinde İslamiyeti öğrenip öğrettiler. Kasım bin Muhammed bin Ebu Bekir, Muhammed Bakır, Zeyd bin Ali ve birçok fakih ve alim de onlarla birlikteydi ve aralarında Ali bin Ebi Talib'in halife tayin edildiğine delil teşkil edecek fikir çatışması yaşanmadı.
Kaynak: Özgür Ansiklopedi...
