28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kudüs'ün fethi ile Halife Ömer bin Hattab'ın ahitnamesi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Bismillahirrahmanirrahim

Bizi İslam'la yüceltene, imanla üstün kılana, Peygamberi Muhammed'i göndererek rahmetini gösterene, bizi dalaletten hidayete çıkararak ayrılıklardan sonra hidayette birleştirene, kalblerimizi birbirine ısındırana, düşmanlarımıza karşı bize yardım edene, bizi bu beldelerde oturtup birbirini seven dostlar ve kardeşler kılan ''Allah'a'' hamdolsun.

Ey Allah'ın kulları! Bu nimetten dolayı O'na hamdedin.

Bu ahidname, Ömer İbnü'l-Hattab'dan değerli Patrik Safronbos'a verilmiş ahd u misaktır. 

O; bulundukları yerlerdeki keşişler, rahipler, rahibeler, raiyyeti olan Kudüs-i Şerif'teki Tur ez-Zeytun'da bulunanların patriğidir. 

Üzerlerinde eman bulunur ve zımmilik hükümlerine de uyarlarsa, biz bütün mü'minler ve bizden sonrakiler, daha evvel olduğu gibi, onları zarar görmekten korusunlar. 

Şu kadar ki; onlar da itaat ve saygı üzere bulunmalıdırlar...

Mü'minlerden her kim; bizim bu emanımız okunur da ona aykırı hareket ederse, şu andan kıyamete kadar Allah'ın ahdini bozmuş, Resulü'nü de hoş karşılamamış olur." (Fi Rebiülevvel 15)

***

Bu antlaşmadan sonra Kudüs'teki Kamame Kilisesi'ne giden Hz. Ömer, namaz vakti gelince patriğe namaz kılabileceği bir yer göstermesini istemiştir. Patriğin; "Kilisenin herhangi bir yerinde kılabilirsiniz." demesi üzerine Hz. Ömer, kilisenin içinde namaz kılmak istemeyerek kapıya yakın bir yerde namazını kılmıştır. 

Namazını kıldıktan sonra Hz. Ömer, patriğe şunu söylemiştir: 

"Eğer ben içerde kılsaydım, öteki Müslümanlar da orada kılarlar, orayı mescit haline getirirlerdi." Bunun üzerine ahidnameye Müslümanların namaz için kilisede toplanmaması ve orada ezan okumaması ilave edilmiştir. 

Hz. Ömer, patrikten mescit yapılacak bir yer göstermesini isteyince o da Allah'ın Hz. Yakub'a vahyettiği tepeyi göstermiştir. 

Hz. Ömer oraya bir mescit yapılmasını emretmiştir.

Uzun bir dönem Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Fatimi idarelerinde kalan Kudüs, 1099'da Haçlı ordularının saldırısına uğramıştır. 

Hrıstiyanlar Kudüs'te binlerce Müslüman'ı katletmiştir. Selahaddin-i Eyyubi'nin 1187'de Kudüs'ü fethine kadar devam eden Haçlı hakimiyeti sırasında Filistin'de büyük karışıklıklar yaşanmıştır.

Selahaddin Eyyübi, 1187 tarihinde Kudüs'ü uzun süren mücadelelerden sonra Haçlılardan aldığında, şehirde bulunan Haçlılara, bilhassa kadınlara, çocuklara ve Hrıstiyan din adamlarına her türlü kolaylığı göstermiştir. 

Birçoklarını fidye almadan gidecekleri yere göndermiştir. Bu konuda Batılı tarihçiler bile, Selahaddin Eyyubi'ye övgülerde bulunmuşlardır.

***

Osmanlı devrinde Kudüs:

Kudüs'te gayrimüslimlere önceki Müslüman yöneticiler tarafından gösterilen hoşgörü Osmanlı zamanında da devam etmiştir. 

Osmanlıların başta Yahudi ve Hrıstiyanlar olmak üzere, farklı dinlerden insanları barış içinde bir arada yaşatabilmek için astırdığı; "Lailahe illallah İbrahim Halilullah" yazılı levha, bugün hala Kudüs şehrinin ana girişi olan El-Halil kapısı üzerinde durmaktadır. Çünkü Hz. İbrahim üç dinin kabul ettiği ortak peygamberdir.

Osmanlı padişahları Hz. Ömer'in a­hitname­sine bağlı kalarak, bu çok farklı etnik ve dini yapıya sahip bölgeyi huzur içinde yönetmişlerdir. 

Osmanlı Arşivi'nde Hz. Ömer'den itibaren verilen ahitname ile ferman ve hatt-ı hümayunlar Kamame Kilisesi Defteri'nde kayıtlıdır.

Fatih-i Kudüs-i Şerif Sultan Selim Han Hazretleri'nin hatt-ı hümayunu ile Rum patriğine eskiden beri kullanmakta oldukları kilise ve manastırların tasarruf hakkı verilmiş, Hz. Ömer'in ahitnamesi ve geçmiş sultanların emirleri doğrultusunda bu kilise ve manastırlar bütün vergilerden muaf tutulmuştur. 

Diğer padişahların da ferman veya hatt-ı hümayunlarında; Hazreti Ömer'in ve önceki sultanların ihsanı olan hatt-ı hümayunları gereğince hareket edilmesi, ibadetlerinde serbest ve ibadethanelerinin tasarrufunda hür ve vergiden muaf tutulmaları, can ve mallarının emniyet içinde olması hükmü hemen hemen aynen tekrar etmiştir.

Osmanlı idaresinde Kudüs; 

kubbe, minare ve çan kulelerinin yanısıra, sokaklarda dini kisvelerle Dominikan mensuplarının açık renkli, Fransiskan tarikatı mensuplarının kahverengi, Etyopyalı ve Rumların koyu renkli kıyafetlerinin, ulemanın renkli kıyafet ve türbanlarının, dinlerinin libaslarına sadık hahamlarla, Sefarad Yahudilerinin pırıltılı kaftanlarının, Aşkenazların mantoları, siyah pantolon ve kürklü şapkalarının yan yana bulunduğu tek yer olmuştur.

Kudüs, Yahudilerin, Hrıstiyanların ve Müslümanların ortak tarihi mirasıdır. Yahudilerin Ağlama Duvarı'nda, Hz. Peygamber'in Mirac gecesinde "Burak" adlı bineğini bıraktığı yer bulunmaktadır. 

Onun için Kudüs'ün sadece Yahudilerin hakimiyetine bırakılması mümkün değildir. Bölgenin barış ve huzuru, Kudüs'ün adaletli bir şekilde statüsünün belirlenmesine bağlıdır. 

Kaynak: Sızıntı Dergisi..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *