28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Peygamberimize yapılan sihir...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

 

Peygamberimizin, zilhicce ayında Hudeybiye'den döndüğü ve muharrem ayına girmiş bulunduğu sırada idi ki, Medine'de kalan Yahudilerin elebaşları, Müslüman olduğunu açıkladığı halde, münafıklık'tan ayrılmayan; Yahudi Lebid b. Asam'ın yanına vardılar. 

Lebid, Zurayk oğullarının müttefiki idi. 

Kendisi bir sihirbazdı. 

Yahudiler, onun sihirde ve sihirle adam öldürmekte Yahudilerin en bilgilisi olduğuna inanıyorlardı.

Ona; 

"Ey Ebul'Asam! Sen bizim sihirbazımızsın! Muhammed, bizim erkeklerimizi ve kadınlarımızı büyüledi. Biz, ona karşı bir şey yapamadık. 

Sen, O'nun bize neler yaptığını dinimize nasıl aykırı davrandığını bizden kimleri öldürdüğünü veya sürgün ettiğini gördün.! 

Biz bütün bu yaptıklarına karşı onu sihirleyip cezalandırmak üzere seni tutuyor,

görevlendiriyoruz, " dediler ve Peygamberimizi sihirlemesi için de ona üç altın verdiler.

 

SİHİR HAZIRLIKLARI:

Lebid b. Asam; Peygamberimizin tarağı ile başından taranmış saçlarını elde etmeğe girişti. Yahudilerden bir genç, gelir gider Peygamberimizin işini tutardı. Yahudiler, peygamberimizin saç ve sakal tarantısı ile bazı tarak dişlerini elde edinceye kadar bu gencin üzerine düştüler.

Yahudi genci, Peygamberimizin saç tarantısı ile tarak dişlerini alıp Yahudilere verdi.

Lebid. B. Asam istediklerini elde edince ona bir takım düğümler düğdü ve üfledi. 

Bu düğümlenmiş ve üflenmiş saç tarantılarını, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığının içine koydu. Sonra onu götürüp kuyunun içindeki basamak taşının altına yerleştirdi. 

Bu kuyu Zurayk Oğullarına aitti.

Sihir yapılmasının ardından Peygamberimizin sıhhati bozuldu. Başının saçları dökülmeğe başladı. Peygamberimiz, yapmadığı bir işi yapmış, ailesine yaklaşmadığı halde, yaklaşmış gibi sanır oldu. Gözlerinin de feri azaldı. 

Ashab-ı Kiram, Peygamberimizin hastalığını yoklamağa geldiler. Hastalığı günlerce sürdü. 

(Ahmed b. Hanbel)

Peygamberimiz hastalanınca Lebid b. Asam'ın kız kardeşelrinden birisi, Hazreti Aişe'nin yanına gelmişti. Kadın, Peygamberimizin hastalandığını öğrenince, dönüp bunu kız kardeşlerine ve Lebid'e haber verdi. Onlardan birisi;

"Eğer o gerçekten bir Peygamberse kendisine bu iş Allah tarafından haber verilir. Aksi takdirde, bu sihir kendisine nereden gösterilir? En sonunda aklı başından gider. Böylece de, kavmimiz ve dindaşlarımız umduklarına ermiş olur." dedi.

Hazreti Aişe, Peygamberimizin'den şöyle rivayet ediyor:

Nihayet Resulüllah günün birinde tekrar tekrar dua etti. 

Sonra da bana; "Ey Aişe! Yapmış olduğum duamı Allah'ın kabul buyurduğunu biliyor musun?

Bana meleklerden iki kişi geldi. 

Bunlardan birisi başucumda, o birisi de ayak ucumda oturdu. 

iki melek arasında konuşma şöyle geçti:

Bunun hastalığı nedir?

Sihirlenmiştir

Kim sihir yapmış ona?

Lebid b. Asam!

Sihir ne ile yapılmıştır?

Erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı, tarak, saç ve sakal tarantısı ile!

Nerededir o?

Zervan kuyusunda, basamak taşının altındadır.

O'nun şifa bulması ne iledir?

Kuyu suyunun tamamıyla çekilip içindeki basamak taşının kaldırılması ve altındaki kurumuş erkek hurma çiçeği kapçığının çıkarılması suretiyledir! dedi. Bundan sonra melekler havalanıp gittiler."

Peygamberimiz, Hazreti Ali ile Ammar b. Yasir'i çağırdı. 

Zervan kuyusuna gitmelerini ve meleklerden işittiği şeyleri yapmalarını onlara emretti. 

Hazreti Ali ve Amer b. Yasir, hemen Zervan Kuyusuna gittiler. Kuyunun suyu, kınaya boyanmış, kuyu başındaki hurma ağaçlarının başları da şeytan başları gibi idi. (Ahmed b. Hanbel, Buhari, Müslim)

Kuyunun suyunu çekip boşalttılar, içindeki basamak taşını kaldırdılar. Taşın altında hurma çiçeği kapçığı, Peygamberimizin tarağı, başının saç tarantısı, üzerine iğneler saplanmış bir yay kirişi bulunup çıkarıldı.

Yay kirişi üzerindeki düğümleri çözmeğe güç yetirilemedi. 

Cebrail gelip Felak ve Nas surelerinin ayetlerini okudukça, düğümler çözülmeye başladı. 

Her düğüm çözüldükçe, Peygamberimiz, önce elem, sonra da ferahlık duymakta idi.

En son düğüm çözüldüğü zaman, peygamberimiz, bir düz bağından boşanmış, krtulmuş gibi açıldı. Yemeğe içmeye başladı.

Peygamberimizin emri ile Zervan kuyusu kapatıldı.

Peygamberimiz Lebid. B. Asam'a haber gönderdi. "Allah bana senin yaptığın sihri haber verdi ve yerini de gösterdi. Sen, bunu ne için yaptın?" diye sordu.

Lebid; "Ey Ebu'l Kasım! Altınlara karşı duyduğum sevgi" dedi.

"ya Resulallah onu öldürsen" denildi. Pegamberimiz; "Onun sonunda göreceği ilahi azap daha şiddetlidir" buyurdu.

Peygamberimiz bir daha onun ne yüzünü gördü, ne de adını andı…

Felak ve Nas sureleri diğer ümmetlere verilmeyen çok büyük iki sure. 

Muavazateyn dediğimiz, her türlü eşrardan, shiriden, cinden büyüden Rabbimize sığınılan bu iki sureyi sabah akam okuyana nazar, sihir, büyü, cin, vesvese ve bir çok şer Allah'ın korumasıyla isabet edemez…

ihvanlar.net..

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *