ONLAR BİZE"HASTA ADAM"DİYORLAR
Yıllardır hep aynı korkuyu yaşıyorum.
Sevr Anlaşması ile Osmanlı İmparatorluğunu,
Param parça eden batı ve de Amerikalılar,
Asrın lideri Mustafa KemalAtatürk'ün Kurtuluş Savaşı ile sendelediler.
Ve hevesleri kursaklarında kaldı.
İstedikleri neydi?
Anadolu'nun ortasında küçük bir TÜRKİYE.
Ankara'nın etrafında kurulmuş
Denize açılımı olmayan,
Doğu Anadolu Büyük Ermeni Devletine verilmiş,
Güneydoğu Kürt Devletine peşkeş çekilmiş.
Batı Anadolu Yunan"a verilmiş.
Batı ve Amerikalıların istediği,
Hayal ettiği Türkiye buydu.
Biliyorsunuz o zamanlar,
Batı bize yani Osmanlıya,
Devlet olarak çok zayıfladığı için,
HASTA Adam diyordu.
12 milyon kilometre karelik Osmanlıyı,
Her türlü entrika hile ve savaşlarla,
Küçültüp küçültüp, 780 küsur kilometre karelik "KÜÇÜK" bir devlet haline getirdiler.
Bununlada yetinmediler, yıllardır;
"Bu batının bizimle hesapları bitmedi,
Son rövanşı almadan durmazlar,
O gün Sevr ile alamadıklarını,
Bir şekilde zaman içinde Türkiye'den alacaklar" diyordum.
ABD'nin Güneydoğu sınırlarımızı,
Lozan'da tanımaması bu endişemin başlıca ipucuydu.
Ve sanırım DOSTLAR artık o günler yavaş yavaş geri geliyor.
Bakıyorsunuz asırlık müttefikimiz,
Bana göre şimdiki stratejik düşmanımız ABD,
PKK ile PYD ile işbirliği içinde.
Yıllardır altımızda bir KÜRT devleti oluşturmak için var gücü ile çalışıyor.
Son İŞİT olayı ve bazı hatalarımız,
Almanya, İngilitere gibi ülkelerin de iştahını kabarttı.
Adamlar bizi yıllardır dinliyorlarmış.
Bir dost devlet müttefikini niçin?
Dinler! Hiç düşündünüz mü?
Hoş bu dinlemeye bile adam gibi tepki veremedik,
Nedense(!)
Onlar Türkiye'ye bu günlerde hasta adam olarak bakıyorlar.
Ancak hastalık devlet olarak zayıflığımızdan değil.
Rejimsel olarak haykırı gitmemizden,
"Korkuyorlar".
Ortadoğu'da radikal İslami kurallara göre yönetilen,
Bir Türkiye istemiyorlar.
Bunun ileriki yıllarda,
Kendileri için büyük bir tehlike olacağını düşünüyorlar.
Almanya'nın PKK"yı silahlandırma,
Peşmergeyi eğitme,
Ve Türkiye'ye karşı soğuk durma sebebi bu sanırım.
Türk Hükümetinin de hal ve gidişatı bu batı ve Amerika düşmanlığını adeta körükler nitelikte.
Küçük çocukların kafasına başörtü geçirme çabaları,
Cami ve imam hatiplerin okul yapımın bile önüne geçmesi
Haremlik selamlıkların artması,
Mursi gibi radikal İslamcı bir idoeolojiye sahip çıkılması,
Müslüman kardeşlerin önde gelen liderlerinin ülkemizde misafir edilmesi,
Suni bir eksen yaratma çabaları,
Ve el Altından İŞİT gibi,
HAMAS gibi,
Radikal bir örgütlere destek çıkma iddiaları.
Bu ipuçları batıyı korkutuyor.
Batıda özellikle Cumhurbaşkanımız hakkında çıkan,
Garip karikatürler,
Aleyhte haberler,
ABD"de Beyaz Saraya yakın gazetelerde çıkan aleyhte haber yorum ve de makaleler,
Hep bu radikal İslamcı Türkiye korkusunun eseri.
Irak'ın veya Suriye'nin radikalleşmesi Batı-ABD'yi çok korkutmaz,
Ancak 80 milyonluk,
Ve yüzyıldır yüzü hep batıya dönük bir Türkiye Cumhuriyetinin,
İslami bir Cumhuriyet haline getirilmesi,
Bu hakikaten onların rüyalarına kâbus olarak giriyor.
Sanırım bu ilişkiler ileriki aylarda-yıllarda,
Daha da açığa çıkacak,
Türkiye Cumhuriyeti ile batı arasında duvarların girmesine sebep olacaktır.
Daha da kötüsü,
Türkiye'yi, özellikle AKP iktidarını zayıflatmak isteyen batılılar,
Bence PKK ve de YPG gibi bölücü terörist örgütlere desteklerini artıracaklar,
Onları silahlandıracaklar, hatta uluslar arası camiada,
PKK'nın TERÖRİST örgütler listesinden çıkarılması,
ÖCALAN katilinin bir özgürlük savaşçısı olarak tanınması da mümkün olabilir.
Ermeni sözde soykırım iddiaları toprak ve de tazminat olarak önümüze gelebilir.
Hoş bu nahoş değirmene AKP iktidarı,
Gerek çözüm süreci ile
Gerekse ÖCALAN"A verdiği aşırı değerle çok su taşıdı.
Memleketin güvenliği ikinci plana atıldı.
Devletsel değil kişisel talepler bile mille güvenlik belğemize girdi.
Ve Güneydoğu PKK militanlarının,
MOSSAD, CIA, M;16 ajanlarının hatta dünyadaki birçok ülkenin gizli servislerinin at oynattığı,
Devletin olmadığı,
Devletin ALAN HAKİLMİYETİNİ kaybettiği bir bölge oldu çıktı.
Sonuç olarak biz batıya göre hala HASTA ADAMIZ.
Ancak bu defaki hastalığımız sanırım bu defa REJİMSEL.
