28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Cemaleddin Afgani...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cemaleddin Afgani, tam adı Cemaleddin el-Afgani es-Seyid Muhammed ibn Safder han. 

19.yüzyıl İslam modernizminin en önemli sözcülerinden biridir.

Avrupa egemenliğine karşı, güçlü bir İslam uygarlığının yeniden canlandırılabileceğine olan inancıyla, 19. yüzyılda İslam coğrafyasını dolaşarak, İslami düşüncenin gelişimini etkilemiş, birçok modern İslami harekete öncülük etmiş bir eylemcidir. Panislamizm akımının önde gelenlerinden biri.

Çok hareketli bir yaşam süren Afgani, Afganistan, Osmanlı İmparatorluğu, Mısır, Fransa, Rusya, İran, Londrada çeşitli siyasal etkinliklerin içinde yer aldı; görüşleri ve etkinlikleri nedeniyle bu ülkelerin pek çoğundan sınırdışı edildi. 

Hayatını, II. Abdülhamit'in daveti ile geldiği İstanbul'da tamamladı.

Ailesi ve gençliği üzerine çok az şey bilinir. 

''Afgani'' lakabını almasına ''lakabını kendisi seçmişti'' ve bu adla tanınmasına karşın, bazı araştırmacılara göre, Afgan değil, İran'ın Hemedan yakınındaki Esedabad'da doğmuş bir İranlıdır. 

Ancak bu konudaki hakim fikir Afgani'nin Kabil yakınlarındaki Kuner kasabasının Esedabad köyünde doğduğu yönündedir.

Genel kanı İran' lı olduğu yönündedir. 

Ancak, Avrupa'yı ziyaret ederken Afganlı olduğunu, Afganistan'da iken İstanbul'lu olduğunu söylediği öne sürülür. 

Akrabası olduğu öne sürülen Mirza Lutfullah Esedabadi tarafından yazılan muğlak biyografisine göre, İran, Hamedan'da bulunan Esedabad'da bulunan seyyitlerinden 

Muhammed'in ailesinden gelen bir ailede doğmuştur. 

Afgani ise, Afganistan Kabil yakınlarındaki Esedabad'da doğduğunu söylemiştir ancak,  

iki iddianın da kanıtı yoktur.

Gençliğinde; büyük olasılıkla din ve felsefe eğitimini ilerletmek için, Irak'taki Şii merkezleri olan Kerbela ve Necef kentlerine ve Hindistan'a gitti. 

Avrupa bilim ve edebiyatı ile Hindistan'da tanıştığı ve İngiliz sömürü rejiminin tutumunu gördükten sonra Batı aleyhtarı bir tutum takınmaya başladığı düşünülür. 

1857'de hac maksadıyla çıktığı seyahatte Hicaz, Mısır, Yemen, Türkiye, Rusya, İngiltere ve Fransa gibi birçok ülkeyi ziyaret ettikten sonra Afganistan'a döndü.

 Etkilendiği düşünce akımları bilinmemekle birlikte, genç yaşında dinsel açıdan şüpheci bir tutum benimsedi. Yalnızca Afganistan'daki Kandehar'da bulunduğu Kasım 1866 dolaylarından sonraki yaşamı ve etkinlikleri konusunda tutarlı bilgiler vardır.

Mısır'da Britanya hakimiyetine karşı birlik çağrısı yapmıştır: 

Dinde bir reform ile modernleşme isteyen Afgani, İslamcı düşüncelerin canlanmasını ve tüm dünya Müslümanlarının birleşmesini istemiştir.

Liberal bir anayasa talebinde bulunmuştur.

Rejimi sert bir biçimde eleştirmiştir. Düşünceleri daha sonra öğrencisi olan Muhammed Abduh tarafından geliştirilmiştir.

'''İflah olmaz bir İngiliz düşmanı mı, yoksa bir İngiliz casusu muydu? Bir sapkın mı yoksa dini bütün bir Müslüman mıydı? Ve pek çok sorudan bazıları; 

Pan İslamizmi mi savundu, Pan Arabizmi mi? 

İslam reformculuğunun Luther'i miydi? 

Niçin masonlarla birlikte çalıştı, amacı neydi?''

Araştırmacı Ahmet Ali Salim'e göre; 

Afgani'nin amacı Türkler tarafından yönetilen Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine Arap bir halife tarafından yönetilen, bağımsız müslüman ülkelerin oluşturduğu bir federosyon ya da konfederasyon, bir İslam commonwealth'i oluşturmaktı.

II.Abdülhamit anılarında Afgani ile ilgili olarak şöyle yazar;

''Benim halife ünvanım İngilizler için sürekli bir endişe kaynağıydı. İngiliz Dışişleri Bakanlığında Blunt isimli bir İngiliz ve Afgani adında bir şarlatanın işbirliği ile bir planın hazırlandığını keşfettim. 

Bu ikisi halifeliğin Türkler tarafından zor kullanılarak ele geçirildiğini ileri sürerek,  

Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in halife ilan edilmesini savunuyorlardı. 

Cemaleddin Afgani'yi çok iyi tanırdım. 

Çok tehlikeli bir adamdı. Mısır'da iken kendisini Mehdi ilan ederek, tüm Orta Asya müslümanlarını ayaklandırmayı önermişti.''

Afganistan lideri Dost Muhammed Han'ın hizmetine giren Afgani, Han'ın 1863'teki ölünden sonra ülkede yaşanan iç savaş sırasında Dost Muhammed Han'ın oğullarından Azam'ı destekledi. 

1866 sonlarında Azam, Kandehar'ı ele geçirdiğinde, Afgani en güvendiği danışmanlarından biri olarak ardından Kabil'e gitti. O dönemde; ''İstanbuli'' olarak bilinen Afgani, Eylül 1868'de Azam'ın kardeşi Şir Ali Han tarafından tahttan indirilmesine değin başvezirlik görevini sürdürdü. 

Kasım 1868'de Afganistan'dan sınırdışı edildi.

Aftanistan'dan sınırdışı edilince Hindistan'a giden fakat varlığından rahatsız olan İngilizler tarafından Mısır'a gönderilen Afgani, 40 gün kadar kaldıktan sonra İstanbul'a geçti; Mısır'da geçirdiği kısa süre içinde sonradan İslam'daki modernist hareketin önderi olan Muhammed Abduh ile tanışmıştı.

Afgani, 1892'de II. Abdülhamid'in yakın adamı Ebu'l-Huda'nın çağrısı üzerine İstanbul'a gitti. 

Kendisine bir ev, maaş tahsis edildi. II. Abdülhamid'in Afgani'yi Panislamizm propagandası için kullanmayı umduğu sanılır.

1896'da İran şahı Nasıreddin Şah'ın Mirza Rıza Kirmani adlı kişi tarafından öldürülmesinden sonra cinayeti tertiple itham edilen Afgani kuşkulu görülmeye başladı ve Nişantaşı'nda bir konakta göz hapsinde tutuldu. 

Cemalettin Afgani; çenesinde başlayan boğaz kanseri sonucu 9 Mart 1897'de İstanbul'da vefat etti. 

Nişantaşı'ndaki Şeyhler Mezarlığı'na defnedildi.

1944'te Afganistan hükümetinin talebi üzerine cenazesi bu ülkeye gönderildi. 

Vikipedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *