KATLİAMI DURDURMAYA GÜÇLERİ YETMEDİ

2014 yılında suya hasret kaldık.

Önce doğa küstü.

Sonra aç gözlüler küstürdü doğayı.

Ankara, önüne gelene yetki verdi.

Fermanı alan, doğayı katletmeye koştu.

Dev makineler ağaçları kökünden söktü.

Boşalan çukurlara anında beton döküldü.

Dereleri besleyen yataklara HES'ler kuruldu.

Cesur yürekler, iş makinelerinin canavar dişlerine karşı koydu.

Güçleri yetmedi, fermanla azanlara.

Aldırış etmediler, attıkları sloganlara kızanlara.

Dilekçe verdiler.

Türküler bestelediler.

Yürüdüler.

Ağladılar.

Fayda etmedi.

Ağıtları dünyaya yayıldı.

Ankara'ya ulaşmadı.

Onlar, çocuklarına yaşanır bir dünya bırakmak için seslerini daha da yükseltti.

Polisler geldi.

Jandarma çevirdi.

Gaz verildi.

Sesleri kesildi.

Ağaçlar kesildi.

Dağlar delindi.

Dere yatakları dolduruldu.

Yeni yıl, rahmetle geldi.

Bereketle geldi.

Felaketle geldi.

Yağmurun ardı arkası kesilmedi.

Damlalar, sel oldu.

Dere yatağını bulamayan sular kudurdu.

Önüne geleni kattı götürdü.

İnsanlar öldü.

Hayvanlar telef oldu.

Köprüler, evler yıkıldı.

Caddeler yarıldı.

Milyarlarca lira zarar oluştu.

Suya hasretinden çatlayan topraklar, bol yağmurlar ile yeşerdi.

Batağında mandaların yuvarlandığı barajlar su tutmaya başladı.

Sadece İstanbul değil.

Ankara, İzmit…

İzmir değil.

Türkiye yağışa doydu.

76 milyonun susuzluk kâbusu şimdilik son buldu.

Şimdilik.

Çünkü doğanın katliamı sürüyor.

Barajlar dolunca.

Derelerin kurutulduğu

Kuruyan dere yatakları yüzünden felaketlerin olduğu unutuldu.

Acımasızca.

Hunharca.

Tabiatın dengeleri değiştiriliyor.

Yeşil yerini betona, çeliğe bırakıyor.

Büyük şehirlerde her yer asfalt olduğu için toprak suya doyamıyor.

Yağmur, sel olup denizlere akıyor.

"Felaket" geliyorum, diye sinyal veriyor.

Sel sularına her yıl onlarca can veriliyor.

Umursamazlık;

Toplumu salgın gibi uyutuyor.

Gözler, katliamı görmüyor.

Kulaklar, çığlıklara tıkanıyor.

Büyük şehirler, susuzluk tehlikesini bol yağışlar nedeniyle atlatmış görünüyor.

Ancak, doğa kendine yapılan tahribatı affetmez.

Rant uğruna yeşile indirilen darbeler,

Türkiye'yi çöle dönüştürüyor.

Toplum olarak bir önlem almaz isek,

Çocuklarımıza ağaçları, dereleri, çayları, yeşil bitki örtüsünü kitaplarda göstereceğiz.

Doğa bu defa acıdı.

Yağmur ülke yöneticilerinin yüzünü güldürdü.

Bu demek değil ki, her yıl aynı yağmurla yağacak.

Gelecekle ilgili korkulu rüya görmemek için,

Yeşil katliamına ve dere yataklarının doldurulmasına izin vermeyelim