Hasta ve Gönlü Kırık Olanlar...
Toplumdaki kalbi kırık insanların bir kısmı da hasta ve dertli kimselerdir.
Sağlık ve sıhhat, Cenab-ı Hakk'ın insana lutfettiği pek kıymetli bir nimettir.
Ne yazık ki insan, onun kıymetini ancak hastalanınca tam olarak anlayabilir.
Hastalanan ve bir derde mübtela olan kimse, acziyetini idrak eder, kalbi kırık olur ve manen ALLAH Te'ala'ya yakınlaşır.
Sadi Şirazi, hastanın halet-i ruhiyesini ifade için şöyle der;
''Gecenin ne kadar uzun olduğunu ancak hastalar bilir.''
Bir şair de bu manayı şöyle terennüm eder:
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir,
Mübtela'yı gama sor kim geceler kaç saat ?!
''En uzun gecenin ne olduğunu yıldızlara bakarak hüküm çıkaran müneccimle vakitleri ayarlayan muvakkit ne bilir!
Gecelerin kaç saat olduğunu sen, gam ve kederlere mübtela olan muzdariplere sor!''
Gönül Kabesi:
Hz. Ömer'in oğlu Abdullah anlatıyor;
Allah Rasulünü Kabe'yi tavaf ederken gördüm. Şunları söylüyordu;
''Ey Kabe! Sen ne güzelsin. Kokun ne hoştur.
Sen ne yücesin. Sen ne kadar da saygıya layıksın. Muhammed'in hayatı elinde olan Allah'a yemin ederim ki; Allah katında mü'minin itibarı senin itibarından daha büyüktür,
Onun malına, canına itibar etmek gerektiği gibi, onun hakkında sadece iyilik düşünmeniz gerekir. (İbn. Mace)
Kabe İbrahim ve oğlu İsmail peygamberler tarafından insanların ibadet mahalli olarak bina edilmiştir. Yer yüzündeki ilk mesciddir.
''İnsanlar için ilk kurulan ibadet evi, Mekke'de alemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kabe'dir'' (Al-i İmran, 96)
Kabe, insan yapısı, insan ise, Allah yapısıdır.
İnsan gönlü nazargahı ilahidir.
''Biz ona şah damarından daha yakınız'' (Kaf, 16)
Yunus ne güzel söylemiş:
Bir kez gönül yıkdın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.
Ben gelmedim davi için, benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim.
Kabeye ''Beytullah Allah'ın evi'' denmesi mecazidir. Zira Allah makamdan münezzehtir.
Kabeye ve Kabenin şubesi olan diğer mescidlere, buralarda sırf Allah'a kulluk edilmesinden ve adının çokca anılmasından dolayı; Beytullah denmiştir. İlahi nefhayı taşıyan gönüllerdir.
Gönüllerin gıdası zikrullahtır. İbadetler ve ibadet mahalleri Mevla'yı hatırlamanın, aşk-ı ilahi'yi canlı tutmanın vasıtalarındandır.
Bu cihetle Kabe de bir vasıtadır.
''Yine Yunus'u dinleyelim:
Dervişlik baştadır taçda değildir
Hararet nardadır saçta değildir
Ararsan mevlayı kalbinde ara
Kudüs'te, Mekke'de, Hac'da değildir.''
''Eğer bir mü'min kalbini kırarsan
Hakka eylediğin secde değildir.''
Sembollerin ötesini görememek manevi körlüktür. ''Hacılar Kabe'den bahsettiler, fakat Kabe'nin sahibinden bahsetmediler.'' diyen gönüller sultanı Mevlana, bu serzenişinde ne kadar da haklıdır.
Allah'ın mecazi evi olan Kabeye gidenler O'nun hakiki evi olan gönül evini kırmamaya azami gayret göstermelidirler.
Gönül Kabesinin ne denli önemli olduğunu gönüller sultanı Mevlana'dan dinleyelim:
''Eğer senin gönlün varsa, gönül kabesini tavaf et. Topraktan yapılmış sandığın kabenin manası gönüldür.
Cenab-ı Hak görünen ve bilinen suret kabesini tavaf etmeyi, kirliliklerden temizlenmiş gönül kabesi elde edesin diye sana farz kılmıştır. Şunu iyi bil ki; Sen Allah evi olan bir gönlü incitip kırarsan, yaya olarak bin defa kabeye gitsen de Allah bu ziyaretini kabul etmez.
Sen varını yoğunu, malını mülkünü ver de, bir gönül al, al da, o gönül mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin, nûr versin!
Allah'ın huzuruna altın dolu binlerce kese götürsen, Cenab-ı Hak;
''Bize bir şey getirmek istiyorsan, kazanılmış bir gönül getir'' diye buyurur. Çünkü altın ve gümüş bizim için hiç bir şey değildir! Eğer bizi, bizim rızamızı istiyorsan, bizim istediğimiz gönülden ibarettir.
Senin değer vermediğin, bir saman çöpü saydığın yıkık gönül, arştan da üstündür, Küfi'den de, Levh'den de, kalemden de…!
Harap gönül Hakkın nazargahıdır.
Kırılmış, ikiyüz parça olmuş zavallı bir gönül yapmak, tamir etmek Cenab-ı Hak nazarında hacdan da, umreden de değerlidir.
Hakkın defineleri harap gönüldedir.
Harabelerde pek çok defineler gömülüdür. Kazandığın gönüllerin yardımı seninle beraber olursa kalbinden hikmet kaynaktan fışkırır, akar.
İki dünya da bir gönül için yaratılmıştır.
(Divan-ı Kebir.)
