27 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Asker İmamlar...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kara ve deniz kuvvetlerinde askerleri dini konularda aydınlatmak, morallerini yüksek tutmak ve harp esnasında onlara cesaret vermek için görev yapan imam ve müftüler, cephelerde de çok büyük yararlılıklar göstermişlerdi. 

Bugün İngiliz ve Amerikan Orduları başta olmak üzere dünya orduları dinin bu gücünü kullanmaktadırlar.

 

Askeri İmamların Tarihi Geçmişi:

Yeniçeri Ocağı imamına ''imam-ı hazret-i ağa'',  

''ağa imamı'' veya ''ocak imamı'' denilirdi. 

Bu makama, ocaktan yetişen, Orta Camii'ndeki müderristen ders alan, Ağa Kapısı Camii'nin beş müezzininden en yetkilisi tayin edilirdi. 

Ocak imamı bu camide namaz kıldırır ve seferlere yeniçeri ağasıyla beraber katılırdı. 

Yeniçeri Ocağı'nın II. Mahmud tarafından 1826 yılında kaldırılmasından sonra onun yerine kurulan; ''Asakir-i Mansure-i Muhammediyye'' adlı teşkilata getirilen dini eğitim tedbirleri ise, şunlardı:

''Her saf ''bölük'' için bir mektep açılacak, buralarda her gün Kur'an-ı Kerim ve ilmihal dersleri verilecektir. Neferlerin beş vakit namazı cemaatle kılmaları için her safa birer imam tayin edilecektir.''

Asakir-i Mansure-i Muhammediyye alaylarının birinci taburlarında görev yapan alay imamları, din hizmetlerini yürütüp ahlaki bilgiler veren, cemaate namaz kıldıran, cenaze işleriyle ilgilenen özel üniformalı askeri memurlardı ve görev yaptıkları birliğin her türlü dini işlerinden sorumluydular. 

Protokolde yüzbaşıdan önce kolağasından sonra gelen alay imamları terfi ederek, ''alay müftüsü'' olurlardı. 

Alay müftülerinin protokoldeki yerleri; "alay emini"nin altında ve kolağasının üstünde idi. 

Tanzimat'tan sonra kadroları lağvedilen ''ordu şeyhleri'' ise, özellikle savaş zamanında askerin moralini yükseltmekle görevli idiler.

Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra kurulmasına çalışılan modern orduda önemli yeri bulunan ve daha sonra da Birinci Ordu'nun temelini teşkil eden ''Muallem Bostaniyan-ı Hassa Ocağı'nın 31 Mart 1827 tarihli nizamnamesinde belirtildiğine göre, eskiden görevli olan imamlar yeni nizama göre her safa ''bölük'' yeniden tayin edilecek ve bunlar yetmezse ocağın hafız-ı kütübü tarafından imtihanla dışarıdan din görevlisi seçilecekti. Çanakkale Savaşı'nın en yoğun yaşandığı günlerden olan 8 Ağustos 1915 günü, Çanakkale Boğazı'nda bir İngiliz denizaltısının batırdığı Barbaros Hayreddin zırhlısında verilen şehitlerden biri de, gemi imamı Tataylı Süleymanoğlu Mehmed Efendi idi. Çanakkale savaşlarında 73.Alay müftüsü Ali Rıza Efendi çarpışmaların en fazla kızıştığı an, askeri düşmana karşı cesaretlendirirken, makineli tüfek ateşiyle şehitlik mertebesine ulaşmıştı. 

En kanlı muharebelerin geçtiği Kerevizdere bölgesinde görev yapan 42. Piyade Alayı'nın müftüsü, çarpışmaların en fazla şiddetlendiği ve subayların çoğunun şehit olduğu bir anda alayın başına geçerek askerleri hücuma kaldırmış ve düşmana geçit vermemişti. 

97. Alay müftüsü İsmail Hakkı Efendi de yine birliğinin başında şehit olan din görevlilerinden biri idi. 

Balkan Savaşı'nın sona ermesinden sonra birliğiyle birlikte Doğu Anadolu'ya gönderilmiş; o dönemin şartlarında ailesiyle birlikte tam 2500 km. yol katederek görev yeri olan Van'a ulaşmıştı. 

Bölgeye gelişinin hemen akabinde Dünya Savaşı'nın başlamış, o da birliği ile birlikte Köprüköy Erzurum cephesinde Ruslar'la savaşırken 21 Şubat 1915 günü şehit düşmüştü... 

Çanakkale savaşlarında 19.Tümen Komutanı olarak görev yapan Yarbay Mustafa Kemal'in, 18 Mayıs 1915 tarihli emrinde, ertesi gün yapılacak taarruzda kesinlikle uyulmasını istediği emirlerinden bazıları da şunlardı:

''Belirlenen hücum saatinden evvel düşman tarafından bir hücum vaki olursa, düşman püskürtüldükten sonra bundan istifadeyle karşı taarruza geçilecektir...

Baskın, gürültüsüzce, sessiz sedasız ve yalnız süngü ile yapılacaktır. 

Bombalar ancak düşman mevzileri ele geçirildikten sonra düşmanı tahrip için kullanılacaktır.

Birlikler hücum sırasında, çanta ve fazla ağırlıkları geride bırakacaklardır.

Tabur imamları birinci hatta bulunacak ve erlerin manevi kuvvetini arttırarak nihayete kadar cesaretlendirip teşvik edeceklerdir.''

1907 tarihli Bahriye Salnamesi'nden anlaşıldığına göre donanmadaki imamların sayısı 13'ü sınıf-ı evvelden, 1'i sınıf-ı saniiden ve 20'si sınıf-ı salisten olmak üzere 44 idi. 

***

Hz. Muhammed'in Savaştan Önce Okuduğu Dua:

''Ey Allah'ım, senden ahdini, vaat ettiğin yenme yardımını dilerim. 

Yarab, sen olmasaydın biz doğru yolu bulamazdık; sadaka veremez, namaz kılamazdık. 

Bize güç ve kudret ver. Düşman ile karşılaştığımız zaman bizim direnme gücümüzü artır. 

Çünkü düşman bize zulüm etti. Üzerimize geldi. 

Fitne verince biz ondan çekindik. 

Ey Kuranı indiren Rabbim, ey hesabı çabuk olan Allah, bu düşman topluluğunu yok et. 

Ey Allah'ım, düşmanı kır. Düşmanları yerinden oynat. Bizim karşımızda duramasınlar. 

Biz senin kullarınız. Onlar da senin kullarındır. 

Biz de senin elindeyiz. Onlar da senin elindedir. 

Ey Allahım düşmanları Kahreyle ve bizi muzaffer kıl. Amin..."

(Harp Tarihi Arşiv no:6/358, Harp Ceridesi 19) 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *