28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kalem suresi....

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla.

Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun.

Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin.

Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır.

Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.

Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.

Sizden, hanginizin fitneye tutulup-çıldırdığını.

Elbette senin Rabbin, kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir.

Şu halde yalanlayanlara itaat etme.

Onlar, senin kendilerine yaranmanı uzlaşmanı arzu ettiler; o zaman onlar da sana yaranıp uzlaşacaklardı.

Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,

Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren gizlilik içinde söz ve haber taşıyan,

Hayrı engelleyip sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkar,

Zorba saygısız, sonra da kulağı kesik;

Mal servet ve çocuklar sahibi oldu diye,

Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman; 

Bunlar Eskilerin uydurma masallarıdır diyen.

Yakında Biz onun hortumu burnu üzerine damga vuracağız.

Gerçek şu ki, Biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti erkenden ve kimseye haber vermeden onu bahçeyi mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi.

Bu konuda Hiçbir istisna yapmıyorlardı.

Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp-gelen bir bela onun üstünü sarıp kuşatıverdi.

Sonunda bahçe kökünden kuruyup kapkara kesildi.

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp-çıkın.

Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler.

Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın.

Yoksulları Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.

Ama onu görünce, Muhakkak biz gideceğimiz yeri şaşırmışız dediler.

Hayır, biz herşeyden ve bütün servetimizden yoksun bırakıldık.

İçlerinde Mutedil olan biri dedi ki, Ben size dememiş miydim? Allah'ı Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?

Dediler ki, Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz.

Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.

Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız dediler.

Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimiz'e rağbet eden kimseleriz.

İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise, muhakkak çok daha büyüktür; bir bilseler.

Doğrusu, muttaki olanlar için Rableri Katında nimetlerle donatılmış cennetler vardır.

Öyleyse, Müslümanları suçlu günahkar olanlar gibi eşit kılar mıyız?

Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?

Yoksa elinizde ders okumakta olduğunuz bir kitap mı var?

İçinde, neyi seçip beğenirseniz, mutlaka sizin olacak diye.

Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.

Onlara sor, Hangisi bunun savunuculuğunu yapacak?

Yoksa onların ortakları mı var? Şu halde eğer doğru sözlü kimselerse, ortaklarını getirsinler.

Ayağın üstünden örtünün açılacağı ve onların secdeye çağrılacakları gün, artık güç yetiremezler.

Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış. Oysa onlar, daha önce sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.

Artık bu sözü yalan sayanı sen Bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.

Ben, onlara süre tanıyorum. Elbette Benim düzenim cezalandırmam sapasağlamdır.

Sen, onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, onlar, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altında kalmışlar?

Yoksa gayb görünmeyenin bilgisi onların yanında mıdır ki, kendileri yazıp duruyorlar?

Şimdi sen, Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi Yunus gibi olma; hani o, içi kahır dolu olarak Rabbine çağrıda bulunmuştu.

Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda karaya atılmış olacaktı.

Fakat Rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan kıldı.

O inkar edenler, zikri Kur'an'ı işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. 

O, gerçekten bir delidir diyorlar.

Oysa o Kur'an, alemlere bir zikr öğüt, hatırlatma, hüküm ve üstün bir şeref'den başka bir şey değildir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *