28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Tasavvuf Erbabı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Somuncu Baba:

Hamidettin-i Aksarayi hazretleri Yıldırım Beyazıt zamanında Bursa'da ekmek yapar satardı. 

Onun ekmeklerini şehir halkı adeta yağmalarcasına alırlardı. Nasıl bir hamur yoğuruyordu da, bu derece lezzetli ekmek yapıyordu, bu kimsenin malumu değil onun "Somunlar ... Mümünler ..." diye sokak aralarına, tatlı tatlı dökülen sesini duyunca , bütün Bursalı'lar birbirine girerdi.

Böylece Ulu Camii yapılırken orada çalışan işçilere kendi fırnında yaptığı somunlarını getirir ve dağıtırdı. Nihayet Ulu Camii inşaatı bittiğinde; 

Yıldırım Beyazıt Emir Sultan Hz.lerine ilk hutbeyi okumasını söyler. 

Emir Sultan Hz. Padişah'a burada Hamidettin-i Aksarayi hazretlerinin ikamet ettiğini ve o varken hutbeyi okumanın kendisine düşmeyeceğini anlatır. 

Padişah'ta Somuncu baba'nın okumasını kendisinden rica etmesini söyler. 

Ve nihayet Israrlara dayanamayan Somuncu baba hutbeye çıkar.

Hutbe'de Fatiha süresinin yedi farklı tefsirini yapar. 

Tefsir bittikten sonra;

"Fatiha süresinin ilk tefsirini bütün cemaat anlar,

ikinci tefsiri cemaatin büyük bir kısmı anlar,

üçüncü tefsiri cemaatin yarısı anlar,

dördüncü tefsirini cemmatin küçük bir kısmı anlar,

beşinci tefsiri cemaatin çok azı anlar,

altıncı tefsiri birkaç kişi anlar,

ve yedinci tefsiri sadece kendisi anlar".

Cemaat Somuncu babalarının ne kadar büyük bir Allah dostu Evliya olduğunu görünce cami çıkışında onun elini öpmek isterler. 

O mübarek Zat cemaat'in isteğini kıramaz ve Ulu Camiin üç kapısından çıkan cemaat'e elini öptürür. Böylece bütün cemaat Hazret'in elini öpme şerefine nail olur.

EYYUB SULTAN TÜRBESİ:

Eyüp Sultan Camii'nin yanındadır. 

Hz. Muhammed'in ordusunda sancaktar olup, İstanbul'un muhasarası sırasında şehit olan Hz. Eyyub Ensari'nin mezarıdır. 

Mezar fetihten sonra bulunmuş ve üzerindeki türbe 1459 yılında cami ile birlikte inşa edilmiştir.

SAHABE KABİRLERİ:

Peygamber Hz. Muhammed'i görmüş, O'nu dinlemiş Müslümanlar "sahabe" olarak isimlendirilir. Sahabelere, Peygamberi görmüş ve O'nun sesini duymuş olmalarından ötürü Müslümanlarca büyük saygı duyulmaktadır.

İstanbul'da mezarları bulunan sahabeler Bizans döneminde Emevi veya Abbasi ordularıyla birlikte, şehri fethetmek için buraya gelmişlerdir. 

Daha sonra çeşitli nedenlerle hayatlannı kaybetmişler ve İstanbul'a gömülmüşlerdir.

MERKEZ EFENDİ:

Bu ziyaretgah Zeytinburnu Mevlanakapı'da, Merkez Efendi Mahallesi'nde yer alır. 

Burası Halveti Tarikatı Şeyhlerinden Merkez Efendi'nin tekke ve türbesinin bulunduğu yerdir. Tekkenin bahçesinde bulunan niyet kuyusu, yüzyıllar boyunca çok popüler bir ziyaretgah olmuştur. 

İnanışa göre, bir dileği olanlar bu kuyudan taş alırlar. Daha sonra dilek gerçekleşince alınan taş kuyuya geri bırakılır.

HIRKA-İ ŞERİF:

Hz. Muhammed'in kullandığı eşyalar Müslümanlar tarafından kutsal kabul edilmektedir. 

Bunlardan biri olan peygamberimizin hırkası da, Sultan Abdülmecid tarafından 1851'de yaptırılan, Fatih İlçesinde, camiyle aynı adı taşıyan semtte bulunan Hırka-i Şerif Camii'nde muhafaza edilmektedir.

AZİZ MAHMUD HÜDAİ:

Üsküdar'da Doğancılar semtindedir. 

Aziz Mahmud Hüdai, Celveti tarikatinin kurucusu ve önemli bir mutasavvıftır. 

Aziz Mahmud Hüdai'nin "ben öldükten sonra mezarımı ziyaret edenlerin ölümü denizden olmasın ve duaları kabul olsun" şeklinde dua ettiğine dair inanç nedeniyle kendi adını taşıyan külliyesinin içinde yer alan türbesi halkın sıkça ziyaret ettiği bir mekandır.

SÜMBÜL EFENDİ:

Bu ziyaretgah, Kocamustafapaşa semtinin merkezindeki, Kocamustafapaşa Külliyesi'ne dahil Sümbül Efendi Türbesi'dir. 

Bu türbe Halveti .Tarikatı'nın Sümbülilik kolunun kurucusu Sümbül Efendi'ye aittir. 

YAVEDUD SULTAN:

Ayvansaray'da, Yavedud Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Buradaki türbede yatan zat, halk arasında Yavedud Sultan adıyla tanınan Şeyh Abdulvedud Efendi'dir. 

Bu zatın Buhara veya Şam'dan gelerek İstanbul'un fethine katıldığı ve bu esnada bazı kerametler gösterdiği rivayet edilir. 

TELLİ BABA:

Rumelikavağı'nda bulunan Telli Baba Türbesi'nin yapım tarihi ve burda yatan zatın kim olduğu bilinmemektedir. 

Ancak İstanbul'un en popüler ziyaretgahlarından biridir. Evlenmek isteyen gençler veya aileleri burayı ziyaret edip, gelin teli adarlar. 

Dilekleri gerçekleşenler düğün öncesi türbeye tekrar gelip adadıkları teli bırakırlar. 

HELVACI BABA:

Şehzade Külliyesi'nin avlusunda yer alan boş bir mezardır. 

Halk arasında Helvacı Baba olarak bilinen ve sıkça ziyaret edilen zatın mezarı, ziyaretleri engelleyebilmek maksadıyla 1960 veya 1961 senesinde gizlice açılmış ve kemikler bilinmeyen bir yere nakledilmiştir. 

YUŞA TEPESİ:

Beykoz İlçesi'nde, İstanbul'un en yüksek tepesinde gömülü olan zatın Yuşa Peygamber olduğuna inanılmaktadır. Bu inanışı doğruluyacak hçbir belge olmamakla birlikte, yine de halk arasında buraya büyük bir ilgi vardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *