Molla Kabız...
Hz. İsa'nın gösterdiği mucizeler itibarıyla Hz. Muhammed'ten faik bir peygamber olduğunu iddia etmiş ve bu uğurda kelleyi kaybetmiş,
16. yüzyıl osmanlı ulemasından bir zat.
İşin skandal kısmı da; bu adamı ilk yargılamada alt edemeyip; padişah fermanı ve Şeyhül-İslam İbn Kemal'in fetvası ile idam edebilmiş olmalarıdır.
Hz. İsa'nın Hz. Muhammed'den efdal olduğunu iddia ettiği için divan-ı humayun tarafından idamına karar verilen fakat Kanuni Sultan Süleyman'ın, bu davayı divan-ı humayun'un değil, ulemadan bir heyetin görmesi gerektiğini emretmesi üzerine bu heyette bulunan Şeyhül-islam Kemal Paşazade'nin derin bilgisi ile öne sürdüğü kanıtlar karşısında cevap veremeyince idamına karar verilen osmanlı alimi.
İranlı molla kabız, kanuni zamanında istanbul'a gelip ''Hz. İsa bütün peygamberlerden ve hatta peygamberimizden bile üstündür!'' gibi sapık fikirlerle müslümanların itikadlarını bozmaya çalışıyor, bazı ayet ve hadisleri kendi kısır görüşü ile tevil ve tefsir ederek, müslümanlığı kabul etmiş görünerek, hıristiyanlığı ondan üstün göstermeye çalışıyordu.
O zaman İslam hilafetinin merkezi ve İslamiyet'in muhafızı bir sünni müslüman devletinin payitahtında böyle bir mügalatanın ortaya atılması, memleketin maneviyatını sarsacak bir tehlike idi.
Bir takım cahillerin fikirlerini çelerek, memleketin manevi birliğini bozmaya çalışan kabız'ın faaliyetleri bazı ulemanın şikayetleri üzerine hem saraya, hem hükümete aksetmiş, fakat meselenin hukuki mahiyetinden dolayı molla birden bire cezalandırılmayarak, divanda iddiasını izaha davet edilmiştir ki, avrupa!da katoliklerin, imanlarından en hafif şekilde bile şüphe ettikleri insanları diri diri yaktıkları bir devirde, İslam dininin en mühim esaslarına açıktan saldıran bir şahsın nihayet ilmi bir münakaşaya ve nazariyesini ispata davet edilmesi, 16. asırda hukukun avrupa'ya nispetle türkiye'de ne kadar esaslı olduğunu göstermesi bakımından bilhassa dikkat edilecek bir noktadır.
Molla Kabız, Kanuni Sultan Süleymanın emriyle divana getirilmiş ve Şeyhül-İslam Kemal paşa zade Şemseddin Ahmet efendi ile devrin büyük alimlerinden İstanbul kadısı Sadettin Çelebi karşılaştırmıştır.
İbn-i Kemal, Kabız'ın bozuk fikirlerini dikkatle dinlemiş, sonra davasının çürüklüğünü ilmi delillerle ispat etmiştir.
Nihayet söylenecek söz bulamayan Kabız'da hatasını kabul etmiştir.
Kendisine hatasından döndüğü takdirde serbest bırakılacağı teklif edilmişse de, kabul etmediği için nihayet idama hükmedilmiştir.
Kaynak ekşi sözlük...
***
Papanın Türkiye ziyareti:
Daha önceki Papalar gibi yeni Papa da Türkiyeyi ziyaret etti ve dinler arası diyalogdan bahsetti.
Sözde bizde inandık...
Papa Romaya döndü ve Ermenilere Türkler soykırım yaptı dedi...
Peşinden Avrupa Birliği denilen toplum, Ermeni soykırımı yalanını onayladı.
Bizim siyasetçiler, hala bu topluluğun önünde, n'olur bizide kabul edin diye elli seneyi aşkın kapı önlerinde bekliyorlar.
Avrupanın Ortadoğu İslam ülkelerine uyguladığı işkenceyi görüyoruz. Bunlardan başka nebekliyebiliriz...
''Türk'ün Türk'ten Başka Dostu Yok''..
Bunu iyi bilelim yeter...
