28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İlk defa Kabeye karşı namaz kılan sahabi, Bera bin Ma'rur (r.a.)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İkinci Akabe Biatı'na katılanlar içerisinden seçilen 

12 temsilciden biri de; Bera bin Ma'rur'du (r.a.). 

Hz.Bera, Akabe'de Peygamberimize biat ederken şu mealde bir konuşma yapmıştı:

''Bizi Muhammed'le şereflendiren ve sevgili kılan Allah'a hamd olsun. 

Biz Allah'a ve Resulüne ilk davet edilenler değiliz. Ancak bu davete icabet edenle­rin ilkiyiz. 

Allah ve Resulünün davetini işittik ve itaat ettik. 

Ey Evs ve Hazreç topluluğu! Allah sizi diniyle şereflendirdi. 

Eğer dinleyip itaat etmeyi memnuni­yetle kabullenmişseniz, Allah'a ve Resûlüne itaat ediniz.

Seni hak din ile gönderen Allah'a hamdolsun ki, kendimizi ve aile efradımızı koruyup esirgediğimiz şeylerden seni de korur ve esirgeriz. 

Biz, vallahi, savaş­masını iyi bilen kimseleriz.''

Hz. Bera, Medine'de İslamiyet'in yayılması için canla başla çalıştı. 

Birçok kimsenin İslamiyet'le müşerref olmasına vesile oldu.

İslamiyet'in ilk yıllarında Müslümanlar, Kudüs'e yönelerek namaz kılıyorlar­dı. 

Kıble henüz Kabe'ye çevrilmemişti. Bu durum Hz. Bera'yı son derece mah­zun ediyordu. 

Kabe'ye yönelerek namaz kılmayı çok arzuluyordu. Hatta bir se­ferinde Mekke'ye gi­derken namazda Kabe'ye karşı durmuştu. 

Diğer sahabiler onun bu davranışını hoş kar­şılamadılar. Mekke'ye vardıklarında Hz. 

Bera duru­mu Re­su­lul­lah'a sordu; ''Ya Re­su­lal­lah! 

Ben Kabe'yi arkama almamayı, nama­zımı ona müteveccihen kılmayı uygun gördüm. 

Fakat arkadaşlarım bana muha­lefet ettiler. 

Siz ne buyurursunuz?'' Re­su­lul­lah da; 

''Sen şimdilik bir kıble üzerinde bulunuyorsun. Keşke biraz sabretseydin!'' buyurdu. 

Bunun üzeri­ne; Hz. Bera namazlarında artık diğer Müslümanlar gibi Kudüs'e yöneldi.

Hz. Bera, Re­su­lul­lah'ın Medine'ye hicretinden biraz önce hastalandı. 

Bu has­talıktan kurtulamayacağını anlamıştı. 

Dilediği yere sarf etmesi için malının üçte birinin Peygamberimize verilmesini, üçte birinin Allah yolunda harcanmasını, üçte birinin de çocuklarına kalmasını vasiyet etti. 

Peygamberimizin Medine'ye hicret ettiğini göremeden de vefat etti.

Bera (r.a.), hac mevsiminde Kabe'ye geleceğine dair Peygamberimize vaatte bulunmuştu. Hastalandığında; ''Re­su­lul­lah'a olan vaadim sebebiyle beni kabrimde Kabe'ye karşı çeviriniz. Çünkü ben geleceğime dair kendisine söz vermiştim.'' dedi. 

Yakınları onun vasiyetlerini yerine getirdiler.

Peygamberimiz, Medine'ye hicret ettiğinde sahabilerle birlikte Hz. Bera'nın kabri başına gitti. Saf bağlayıp cenaze namazını kıldı. 

''Allah'ım, onu affet, ona rahmet et, on­dan razı ol!'' diyerek duada bulundu.

Böylece Hz. Bera; ''ilk defa namazda Kabe'ye yönelen, ilk defa kıbleye karşı defnedilen ve kabri üzerinde Peygamberimiz tarafından ilk defa cenaze namazı kılınan sahabi'' olma şerefini kazandı. (Tabakat)

***

Kıblenin Mescid-i Aksa'dan Kabe'ye Dönüşü:

Medine'de yapılan mescidin kıblesi Mescid-i Aksa idi. Müslümanlar Hicret'ten önce ve Hicret'ten sonra namaz kılarken Kudüs'e yönelirlerdi. 

O zaman Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların kıble bakımından ittifakları vardı. 

Müslümanların namazda Kudüs'e doğru yönelmeleri Yahudilerin ileri geri konuşmalarına sebep oluyordu. Hz. Peygamber, Kabe'ye doğru dönülmesini arzu ediyordu.  

İbn Sa'd bu hususta İbn Abbas'tan gelen şöyle bir rivayeti nakleder;

''Hz. Peygamber Medine'ye hicret edince on altı ay Kudüs'e doğru namaz kıldı. 

Fakat Kabe'nin kıble olmasını çok arzu ediyordu. Cebrail (a.s.)'e şöyle dedi;

Ya Cebrail, istiyor ve arzu ediyorum ki, Allah benim yüzümü Yahudilerin kıblesinden çevirsin.''

Hz. Peygamber'in bu arzusuna Cebrail (a.s.) şöyle cevap verdi;

''Ben sadece bir kulum. Sen Rabbine dua et ve ondan iste.''

Rasulullah (sav) da yine Kudüs'e doğru namaza durdu Ve başını semaya kaldırdı. 

Namazı henüz bitirmemişti ki şu ayet-i kerime nazil oldu;

''Ey Rasulüm, vahyin gelmesi için yüzünün göğe doğru aranıp durduğunu görüyoruz. 

Bunun için seni razı olacağın bir kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram'a ''Kabe'ye'' doğru çevir. Ne şekilde olursanız yine yüzlerinizi Kabe tarafına döndürünüz.'' 

(Bakara; 144)

Bu ayet gelir gelmez Peygamberimiz namazın içinde olduğu halde yüzünü Kabe'ye doğru çevirdi.

Böylece müslümanların kıblesi Kabe oldu...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *