15 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Zülüflü Baltacılar Ocağı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Osmanlı devlet teşkilatında, sarayların muhafız kıtalarına verilen isim.

''Teberdaran'' ismi de verilen bu teşkilata devşirmelerden seçilen kimseler alınırdı. 

Osmanlı Devleti'nin klasik döneminde baltacılar, Zülüflü Baltacılar; ''Topkapı Sarayı'ndaki Baltacılara mahsus isim''. 

Eski Saray, Galata Sarayı İbrahimpaşa Sarayı ve Edirne Sarayı olmak üzere beş ocak halinde teşkilatlanmışlardı.

Sultan İkinci Murad Han zamanında kurulan bu teşkilata acemi oğlanların güçlü, kuvvetli ve iri cüsseli olanları alınırdı. 

Önceleri nakliye ve istihkam sınıfı olarak vazife görmüşler, Fatih Sultan Mehmed Han devrinde ise saray muhafazasına alınmışlardır.

Devşirme usulü devam ettiği müddetçe, acemi ocağından çıkmalar yapılırken, diğer ocaklarla beraber Baltacılar Ocağına da acemi oğlanı verilirdi. 

Burada yetiştikten sonra, ya hizmete devam ederler, ya kapıkulu süvarisi veya yeniçeri ocağına geçerlerdi. Diğerlerine göre daha imtiyazlı bir ocak olan Zülüflü Baltacıların çıkmaları, Sipahi ve Silahdar bölüklerine olurdu. 

Galata ve İbrahimpaşa Sarayı teşkilatları bozulduktan sonra 1675, Baltacılar; ''Zülüflü'' ve ''Eski Saray Baltacıları'' olmak üzere yeniden teşkilatlandırılmışlardır.

Zülüflü Baltacılar, Topkapı Sarayının orta kapısı dahilindeki koğuşlarında yatarlardı ve "çiniden yukarı yatan" ve "çiniden aşağı yatan"lar olmak üzere iki gruptu. 

Zülüflü Baltacıların mutat vazifelerinden biri, ayda bir kere Topkapı Sarayı Haremine odun taşımaktı. 

Enli ve yüksek yakalı dolama giydikleri ve başlıklarının yanlarında yünden zülüf sarkıttıkları için bunlara ''Zülüflü Baltacı'' ismi verilmiştir.

Zülüflü Baltacıların diğer vazifeleri arasında bayram ve cüluslarda padişahın tahtını Babüssaade'nin önüne getirmek, arkasında nöbet tutmak, padişahın haremiyle beraber sayfiyeye gidişinde eşyasını taşımak, her sene Sultanahmed Camiinde okunması adet olunan mevlid sırasında orada bulunanlara şerbet, gülsuyu ve buhur dağıtmak, harb esnasında da 30 Zülüflü Baltacının sancak-ı şerif altında 

Kur'an-ı kerim okuması sayılabilir. 

Ayrıca, padişah mutfağının aşçıbaşılığı ve yamaklığı vazifesini de yaparlardı. Darüssaade Ağası, Silahdar Ağası, Hazine Kethüdası, Seferler Kethüdası gibi Enderun amirlerinin hizmetinde de birkaç Zülüflü Baltacı bulunurdu.

Zülüflü Baltacıların amirlerine verilen isimler zaman içinde teşkilatta yapılan değişikliklerle farklı şekilde ortaya çıktı. En büyük zabiti Baltacılar Kethüdası idi. Bundan başka, ağa, katib, ser-oda kethüdası ve baltacılara ders okutan hoca vardı.

Zülüflü Baltacıların sekizi bıçaklı eski baltacı olup, bunlar kıdemce yüksektiler ve sırma kuşak takarlardı. 

Bıçaklı eskilerden sonra mülazimler gelirdi. Mülazimler bıçaklı eskiliğe namzed demekti. 

Bütün baltacıların bellerinde siyah sahtiyandan enli kemer ve başlarında 30-33 cm yüksekliğinde tepesi yassı deve tüyü külah bulunur ve iç fesin kırmızı rengi iki parmak kadar görünürdü. 

Üzerlerine giydikleri dolamanın ''kaput'' rengi ise,  

18. asırda kırmızı, yeşilken sonradan lacivert olmuştur.

Zülüflü Baltacılar Ocağı, Sultan Üçüncü Mustafa Han devrinde kaldırılmışsa da, Sultan Birinci Abdülhamid Han zamanında tekrar ihdas edilmiştir.

Eski Saray Baltacıları ise, İstanbul Üniversitesinin bulunduğu arazideki Eski Sarayın, Mercan Yokuşu tarafındaki kapısındaydı. 

Bunlar Bayezid Camiinde ders görürler, içlerinden kabiliyetli olanlar, Darüssaade Ağasının nezaretindeki Haremeyn evkafı yazıcılığıyla Darüssaade Ağasının hususi katipliğini yaparlardı. 

Buradan yetişip hacegan olan ve sadrazamlığa kadar yükselenler dahi olmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *