28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ailenin Temelleri...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İslam, aileye çok büyük bir ehemmiyet atfeder. 

Aileler cemiyetin tohumları mesabesindedir. 

Tarihi bir gerçektir ki; 

sağlam temeller üzerine inşa edilen aileler, cemiyet yapısını koruyup güzelleştirirken; 

bozuk münasebetlerle veya yanlış şekilde kurulmuş yuvalar cemiyeti çökertir.

Öyle ki:

''Kişinin cenneti evidir…'' buyurulmuştur.

Böyle bir yüksek anlayış ve yapı da, muhabbet üzerine meşru temeller ile mümkün olacağından İslam, işe nikah gibi ulvi bir ahidleşme ile başlar. 

Yani; her iki tarafın Allah huzurunda birbirlerine Allah adına belirli sözleri vermelerini şart koşar. Eskilerin ifadesiyle; ''Nikahta keramet vardır.'' denilmesi, huzurlu bir ailenin tesisinde nikahın ehemmiyeti için kafi bir ifadedir.  

Nikah demek; insan fıtrat ve haysiyetini korumak demektir. 

İslam dini; nikaha, nesil yetiştirmeye, evlat terbiyesine, ailenin muhafazasına, insanlık haysiyetinin korunması için çok ehemmiyet vermiştir.

Öyle ki, bu saadete suikastta bulunan ''zina'' fiili en ağır bir cürümdür. 

Zira o çirkin hal; nikah meşruiyetine çılgınca bir saldırış, nesle gaddarane bir darbedir.

Nikah gibi bir saadet dünyasını, fuhşun murdarlığına değiştirmek kadar ahmaklık ve cehalet olamaz.

İlahi bir hakîkattir ki;

Cenab-ı Hakk vahdaniyyeti kendisine münhasır kılmış, bütün mahlukatı çift olarak halketmiştir. Aralarına da cezb ve incizab kanunu koyarak maddi ve manevi kemali, birbirleriyle bütünleşmelerine bağlamıştır. Hiç şüphesizdir ki, eşref-i mahlukat olan insanda fıtri olan muhabbet temayülü, ilahi aşka yükselmenin ilk kademesini teşkil eder. 

Bu itibarla Allah Te'ala, vermiş olduğu bu ulvi mertebenin muhafaza edilmesi ve insan neslinin temiz ve mübarek bir şekilde devamı için aile hayatını zaruri kılmış ve nikahı emretmiştir.

''Nikahın hayırlısı, külfetsiz olandır.'' 

(Ebu Davud) buyururlar.

Nikaha külfet getiren başlık parası, süt hakkı, yüz görümlülüğü ve benzeri adetler, batıl uygulamalardır ki, cahiliye devri kalıntılarıdır.

Muhyiddin-i Arabi, nikaha teşvik edip evlenenlere yardımcı olmanın fazileti hakkında şöyle buyurur:

''En üstün sadaka-yı cariye, evliliğe vesile olmaktır. Zira onların neslinden gelen kimselerin yaptıkları her iyilikten vesile olana da bir ecir vardır.''

Nikah ile iki yabancı kişinin hayret verici şekilde kaynaşmasında, akılları dehşet içinde bırakacak ince dersler ve hikmetler gizlidir. 

Ana Baba ocağından ayrılan iki yabancı gencin, Allah'ın, aralarına lutfettiği muhabbet ve merhametle birbirlerine gönüllerini bağlaması, hatta ayrıldıkları ana baba yuvasını gölgede bırakacak samimi bir cazibe içinde yaşamaları, ne ulvi bir tecellidir ve üzerinde derin derin tefekkür edilecek ne kudsî bir derstir.

Cenab-ı Hak, nikahı ümmet-i Muhammed üzerine bereket eylemiş; kitab ve sünnet gölgesi altındaki bir izdivacı hayatın dünyada seâdet cenneti kılmıştır. 

Allah Te'ala buyurur:

''Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O'nun varlığının delillerindendir. 

Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.'' (er-Rum; 21)

Hazret-i Peygamber şöyle buyuruyor:

''Kadın dört şey, yani malı, güzelliği, soy sopu ve dindeki kemali için nikahlanır. 

Siz dindar olanını tercih ediniz ki, elleriniz hayır görsün!..'' (Buhari)

Yuvayı yapan dişi kuş olduğu gerçeğinden hareketle evlenilecek bir hanımda aranması gereken hususu işaret eden bu hadis-i şerif, evlenilecek bir erkekte aranması icab eden hususu da ihtiva etmektedir. ''Kişinin yüceliği dininde, mürüvvet ve şerefi aklında, soy sop güzelliği de nikahla korunan ahlakında gizlidir.''

Aile se'adetinin te'sisi hususunda ayet-i celilelerdeki ''itteku'' ifadelerinin ihtiva ettiği ''takva'' pınarından nasib alabilmek çok mühimdir. Zira tarihten beri şu dünya, kadın hukukuna riayetin bereketiyle cennet, riayetsizliğin kötü akıbetiyle cehennem haline dönmüştür. Hazret-i Peygamber Efendimiz, kadın hakları hususunda veda hutbesinin bir bölümünde şöyle buyurmaktadır:

"Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muamele ediniz! 

Onlar hakkında Allah'tan korkmanızı tavsıye ederim. 

Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz!'' (Sahih-i Buhari)

Evlilik, İslam'ın, üzerinde çok hassas bir şekilde durduğu maddi ve manevi iki yönlü ulvi bir müessesedir. 

Allah Rasulü buyururlar:

''Evleniniz, boşanmayınız!.. 

Zira boşanma dolayısıyla arş titrer…'' 

(Muhtaru'l-Ehadisi)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *