28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Bostancızade Yahya Efendi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Anadolu ve Rumeli kazaskerliği yapan Osmanlı alim ve müellifi.

Aslen Tireli olup XVI ve XVII. yüzyıllarda önemli alimlerin yetiştiği Bostanzadeler ailesinden Bostanzade Mustafa'nın torunu ve Şeyhülislam Bostanzade Mehmed Efendi'nin oğludur. 

Doğum tarihi, gençlik ve öğrenim yıllan hakkında bilgi bulunmamakta, sadece babasından öğrenim gördüğü ve ilmiye sınıfındaki görevinin ilk yıllarını onun yanında geçirdiği bilinmektedir.

1594 yılından itibaren Üsküdar Mihrimah Sultan, Sahn-ı Seman, Üsküdar Valide Atik ve Süleymaniye medreselerinde müderrislik yaptı. 

1601-1614 yılları arasında Halep, Galata, Bursa, Edirne ve İstanbul kadılığı görevlerinde bulundu. 

Gül-i Sad-berg adlı eserinin sonunda bu kitabı 1621'de tamamladığını ve o sırada İstanbul kadılığından ayrılmış olduğunu ifade etmektedir. Vekayiu'fuzala''da ise, İstanbul kadılığından 

1614'de azledildiği bildirilmektedir. 

Bu durumda Bostanzade'nin 1614'ten 1622'ye kadar herhangi bir resmi görev almadığı anlaşılmaktadır. Aralık 1622'de kardeşi Mehmed Efendi'nin yerine Anadolu kazaskerliğine getirildiyse de on bir ay sonra azledildi. 

1629'da tayin edildiği Rumeli kazaskerliği görevinde ancak on ay kalabildi. 

Ayrıca İstanbul kadılığından azledilmesinden sonra Rodoscuk ''Tekirdağ'' kazası, Anadolu kazaskerliğinden ayrıldıktan sonra da Uzuncaova kazası arpalık olarak kendisine tahsis edilmiştir. 

27 Temmuz 1639 vefat eden Bostanzade Yahya Efendi, Şehzade Camii haziresinde, babasının kabri yanına defnedildi.

Eserleri:

Gül-i Sad-berg; Hz. Pey-gamber'jn 100 mucizesini konu edinen geniş ölçüde manzum Türkçe bir eserdir. Kitapta bir giriş ile münacat, na't ve dönemin padişahı II. Osman'a bir kasideden sonra Hz.Peygamber'in mi'racının imkanı ve mahiyeti, Kur'an'ın i'cazı konuları üzerinde durulur. 

Daha sonra eserin asıl konusunu teşkil eden 100 mucize geniş bir şekilde ele alınır. 

Kitabın başında hem müellifin hem de eserin adı kaydedilmiş, sonunda da yine müellifin adı verilmiş ve eserin Zilhicce 1030'da tamamlandığı belirtilmiştir. Güi-i Sad-berg'in iki nüshası Süleymaniye Kütüphanesinde bir nüshası da Hacı Selim Ağa Kütüphanesi'nde kayıtlı olup bunlardan ilkinin müellif hattı olduğu eserin sonun¬daki kayıttan anlaşılmaktadır.

Mir'a-tü'l-ahlak. Türkçe didaktik bir ahlak kitabıdır. Başlıca konulan ibadet, sabır ve şükür, şecaat, dikkat teyakkuz ve zeka fıtnat, ciddiyet, cehd, iyilikler ve erdemler mehasin ve mehamid, kazaya rıza, vefa, sır saklama, cömertlik af, iffet, tevazu ve haya, emanet ve sadakat, nfk ve şefkat, alicenaplık, müşavere, hilim, gayret, firaset, fırsatları değerlendirme, temkin  iyilerle dostluk kurma sohbet-i ahyar, hakları gözetip kollama riayet-i hukuk gibi faziletler ve hükümdarlık, emirlik, vezirlik, valilik gibi resmi görevlerin gerektirdiği yükümlülüklerdir. 

Ayrıca Türkçe, Arapça ve Farsça olmak üzere ahlak ve hikemiyatla ilgili manzumeler, peygamber kıssaları ve İslam tarihinden alınmış örnek ahlaki motiflerle eserin muhtevası zenginleştirilmiştir. 

Bu arada Eflatun, İbn Sina ve Hüseyin Vaiz-i Kaşifi gibi ahlak filozofu ve bilginlerinden yapılan nakiller hem müellifin geniş bilgi ve kültürünü göstermekte, hem de etki açısından esere büyük bir güç kazandırmaktadır. 

Mir'atü'i-ahlak, XVII. yüzyıl Osmanlı toplumunun ahlaki yapısını ve o dönem münevverlerinin ideal ahlak görüşlerini yansıtması bakımından da büyük değer taşır. Eserin tesbit edilebilen tek yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde kayıtlı olup, varak 242b'de nüshanın müellif hattı olduğu ve 10 Ramazan 1022'de tamamlandığı belirtilmektedir.

Tuhfetü'l-ahbâb; On beş hanedan içinde çoğu Türk olmak üzere 30O'e yakın müslüman hükümdarın tanıtıldığı Türkçe kısa bir tarihtir.  

İkinci fasılda Saffariyye, Samanoğulları, Fatımiler, Büveyhiler, Gazneliler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Harizm Devleti, Cengiz hanedanı, Atabegler, Eyyubiler ve Memlükler tanıtılır. 

FiBeyanı Vakcai Sultan Osman; II. Osman'ın 

Genç Osman yeniçeriler tarafından öldürülmesini, olayın askeri ve siyasi sebeplerini, gelişmesini ve sonuçlarını anlatan Türkçe bir eser olup müellifin ifadesine göre bizzat kendisinin müşahede ettiği, kısmen de güvendiği kaynaklardan sağladığı bilgilere dayanılarak telif edilmiştir. 

Eserde genç ve "temiz kalpli" padişahın yanlış tasarrufları; bu tasarruflarda rolü olan, özellikle padişahı askeri ve siyasi şartların elverişli olmadığı bir dönemde sözde hac yolculuğuna, gerçekte suriye ve Mısır yönünde sefere ikna eden Hasan Efendi padişahın hocası, kızlar ağası Süleyman Ağa gibi ehliyetsiz ve kötü niyetli kişilerin entrikaları; 
başta Şeyhülislam Esad Efendi ve Aziz Mahmud Hüdayi olmak üzere "ulema ve meşayih ve sule-ha"nın padişahı seferden vazgeçirme yönündeki sonuçsuz gayretleri hakkında bilgi verilir. 
Eserin bir nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kü-tüphanesi'nde bulunmaktadır. 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *