Allah'ın Sıfatları...
Allah'ın Sıfatları; Allah'ü Te'ala'nın sıfatları
14 tanedir.
6 tanesi Zati Sıfatları, ''Sıfat-ı zatiyye'',
8 tanesine de, Subuti Sıfatları ''Sıfat-ı sübutiyye'' denir.
Her Müslümanın, Allah'ın bütün kemal sıfatlarına sahip, noksan sıfatların hepsinden de uzak olduğuna inanması farzdır.
Zati Sıfatları ''Sıfat-ı Zatiyyesi'':
Vücud; Bu sıfat Allah Te'ala'nın var olduğunu ifade eder, Allah Te'ala vardır.
Varlığı ezelidir. Vacib-ül vücuddur, yani; varlığı lazımdır.
Kıdem; Allah Te'ala'nın varlığının başlangıcı olmamasıdır. Allah Te'ala'nın varlığının evveli yoktur.
Beka; Allah Te'ala'nın varlığının sonu olmaması, daima var bulunmasıdır.
Allah Te'ala'nın varlığının sonu yoktur.
Vahdaniyyet; Allah Te'ala'nın bir olması demektir. Allah Te'ala'nın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı, benzeri yokdur.
Muhalefet-ün lil-havadis; Allah Te'ala'nın sonradan vücud bulan varlıklara benzememesi demektir. Allah Te'ala, zatında ve sıfatlarında hiçbir mahlukun zat ve sıfatlarına benzemez.
Kıyam bi-nefsihi; Allah Te'ala'nın, başka bir varlığa ve hiçbir mekâna muhtaç olmadan zatı ile kaim olması demektir. Allah Te'ala zatı ile kaimdir. Mekana muhtaç değildir.
Madde ve mekan yok iken O var idi. Zira her ihtiyactan münezzehdir.
Subuti Sıfatları ''Sıfat-ı Sübutiyyesi'';
Hayat; Allah Te'ala'nın hayat sahibi olması demektir. Allah Te'ala diridir. Hayatı, mahlukların hayatına benzemeyip, zatına layık ve mahsus olan hayat, ezeli ve ebedidir.
İlim; Allah Te'ala'nın her şeyi bilmesi, ilminin her şeyi kuşatması demektir.
Sem'; Allah Te'ala'nın her şeyi işitmesidir.
Allah Te'ala işitir. Vasıtasız, cihetsiz işitir.
İşitmesi, kulların işitmesine benzemez.
Basar; Allah Te'ala'nın her şeyi görmesidir.
Allah Te'ala görür. Aletsiz ve şartsız görür.
İradet; Allah Te'ala'nın dilemesi vardır.
Dilediğini yaratır. Her şey Onun dilemesi ile var olur.
Kudret; Allah, herşeye gücü yeticidir.
Hiçbir şey O'na güç gelmez.
Kelam; Allah'ın harfe ve sese muhtaç olmadan konuşması demektir. Allah, söyleyicidir.
Söylemesi alet, harfler, sesler ve dil ile değildir.
Tekvin; Allah yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Her şeyi O yaratır.
***
Kerahat Vakitleri:
Kerahat Vakti, içinde namaz kılınması mekruh olan vakitlere denir.
İki türlü kerahat vakti vardır.
Bunlardan bir tanesi, farz olsun, nafile olsun her türlü namazın kılınması mekruh olan vakitler.
İkincisi ise; sadece nafile namaz kılmanın mekruh olup diğer namazların caiz olduğu vakitlerdir.
Farz olsun nafile olsun her türlü namazın kılınması mekruh olan kerahat vakitleri:
Sabah Kerahatı; Güneş doğarken, güneşin doğmaya başlamasından itibaren yaklaşık 45 dakika geçinceye kadar olan süredir.
Öğle Kerahatı; Öğle ezanına 45 dakika kaldığında, güneş tam tepe noktasında iken.
Akşam Kerahatı; Güneş batarken, akşam ezanından 45 dakika öncesinden başlar, güneş batana kadar devam eder.
Kısacası güneş doğarken, tepedeyken ve batarken namaz kılınmaz.
Rasulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu; ''Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gök yüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar." (Müslim)
Sadece nafile namaz kılmanın mekruh olan kerahat vakitleri:
''İmsak vaktinden güneş doğuncaya kadar sabah namazının sünnetinden başka nafile namaz kılınmaz.''
''İkindi ezanından sonra akşam vaktine kadar ikindi namazının sünnetinden başka nafile ve sünnet namaz kılınmaz.''
Rasulullah Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", bu vakitlerde kendi vaktin namazının dışında namaz kılmayı yasaklamıştır.
"Buna göre sabah namazını kerahet vaktinde kılan bir kimse yeniden kılmalıdır.
Eğer o günün öğle vakti olmadan kaza ederse, sünnetiyle beraber kaza eder.
Başka zamana kalırsa sadece farzını kaza eder." (sorularlaislamiyet)
Kerahat vakitlerinde neden namaz kılınmaz:
''Güneşe tapanlar bu üç vakitte güneşe ibadet ederler. Onlara benzememek için.
''Şeytanların yayılmaları anından kaçınmak içindir. Çünkü Peygamber Efendimiz"sallallahü aleyhi ve sellem"
"Şeytanların boynuzları güneş ile beraber doğar, güneş yükselince ayrılır, zevale gelince tekrar gelirler alçalmaya başlayınca ayrılırlar, batacağı sırada tekrar gelir ve battıktan sonra tekrar ayrılır" (Nesei, Buhari, Müslim)
Allah'ın ve Resulunun bileceği bazı sebebler dolayısı ile, bu vakitler de namazdan menedilmiştir.
(İhya-u Ulumi'd-Din)
