Kur'an'da Medyen ve Eyke Ashabı...
Medyen kavminin yeri, Suudi Arabistan'ın batısında, Ürdün ve İsrail'in güneyinde bulunmaktadır. Medyen, İbranicede, çekişme ve yargı gibi anlamlara gelmektedir. Kelimenin semitik yapısı;
"yargılama yeri" anlamında bir kökten, gelmektedir. Medyen, Hz.İbrahim'in, Ketura adlı cariyesinden doğan oğlunun adıdır.
İbrahim'in Ketura'dan çocukları; Zimran, Yokşan, Meden, Medyen, Yişbak, Şuah'dır.
Medyen'in çocukları ise; Eyfa, Efer, Hanok, Abida, Eldaa'dır.
Medyen ve Ashab-ül Eyke ''Eyke Halkı'na'', Kur'an'da adı geçen Hz. Şuayb, elçi olarak gönderildi.
Şuayb, bu iki kavmin her birine, ayrı ayrı "tebliğ"de bulundu. Bu iki toplulukla yaptığı "tebliğ mücadelesi", Kur'an'da çeşitli ayetlerde geçmektedir.
Medyen Kavmi:
Coğrafyacılara göre Medyen şehri, Tebük'ten altı günlük mesafede bir sahil şehridir.
Medyen, Ayla'dan Medine'ye giden hacıların takip ettikleri yol üzerinde, ikinci konak yeriydi.
Mekke'ye bağlı mevkiler arasında yer alıyordu.
IX. asırda, Ya'kübi; Medyen'in, akar ve memba suları, bahçeleri ve hurmalıkları bol bir bölgede bulunduğunu ifade etmektedir.
İstahri; Medyen'in, Tebük'ten daha büyük olduğunu söylemektedir.
Arapların mezar çukurlarına atfen Mağairi Şu'ayb dedikleri büyük harabeler vardır.
Şuayb (a.s)'ın, Peygamber olarak Medyen'e gönderilmesi ve Medyenliler'i uyarması şöyle bildirilir:
Medyen'e kardeşleri Şuayb'ı gönderdik.
Dedi ki;
"Ey kavmim, Allah'a köle olun!
Sizin için O'ndan başka ilah yoktur.
Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın. Muhakkak ben, size hayrı ''hakkı'' gösterdim.
Ve doğrusu sizi kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum."
"Ey kavmim, ölçüyü ve tartıyı adaletle tutun. İnsanların eşyasının mallarının değerini düşürmeyin. Ve yeryüzünde fesat çıkararak, bozgunculuk yapmayın."
"Şayet iman ediyorsanız, Allah'ın bakiyesi helal kazanç, sizin için daha hayırlıdır.
Ben, sizin üzerinizde bir muhafız da değilim."
(Hud, 11-84-86)
Medyen halkı, Şuayb (a.s)'ın uyarılarına kulak asmadılar ve sapkınlıklarında ileri gittiler.
Dediler ki;
"Ey Şuayb, senin söylediklerinin çoğunu biz anlamıyoruz. Muhakkak biz seni, aramızda zayıf olarak görüyoruz. Şayet senin aşiretin olmasaydı, elbette seni taşlardık. Sen bize karşı da bir üstünlük sahibi değilsin."
(Hud, 11-91)
Şuayb (a.s) ise, onların bu taşkınlıklarına rağmen, uyarılarını sürdürüyor ve onları gelecek olan büyük bir azap ile uyarıyordu.
Şuayb dedi ki;
"Ey kavmim, benim aşiretim, Allah'tan daha mı azizdir ki, Allah'ı arkanıza atıyorsunuz. Muhakkak benim Rabb'im, yaptıklarınızı kuşatmıştır."
"Ey kavmim, bulunduğunuz hal üzere amel edin, muhakkak ben de amel ediciyim.
Alçaltıcı azap kime gelecek ve yalancı olan kimdir, yakında bileceksiniz. Siz bekleyip-gözetleyin, ben de sizinle birlikte gözetleyenlerdenim."
(Hud, 11-92-93)
Her türlü tebliğ, uyarılara rağmen, Allah'ın Elçisi'ni dinlemediler, zulüm, taşkınlık ve kötülükte ısrar ettiler.
Böylece, Medyen halkı üzerine vadedilmiş olan azap hak oldu:
"Böylece onları bir sarsıntı tuttu. Arkasından da yurtlarında, diz çökmüş olarak sabahladılar."
"O Şuayb'ı yalanlayanlar, sanki orada hiç yaşamamış oldular. Şuayb'ı yalanlayanlar, hüsrana uğrayanlar onlardır."
(Araf; 7-91-92)
Ayette geçen "recfe" kelimesi, sarsıntı anlamına gelmektedir. Elmalı tefsirinde denilir ki; "Semud'un çığlığı üstten, Medyen'in çığlığı alttan gelmiştir."
Ne zaman ki Emrimiz geldi, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri kurtardık.
O zalimleri, bir sayha ''ses'' yakaladı.
Onlar, yurtlarında diz çökmüş olarak sabahladılar."
"Sanki orada hiç yaşamamışlardı.
Dikkat edin! Semud kavminin uzaklığı gibi, Medyen kavmi de Allah'ın rahmetinden uzak oldu."
(Hud, 11-94-95)
Medyen kavmindendi. Bu nedenledir ki Kur'an şöyle der:
Medyen'e kardeşleri Şuayb'ı gönderdik.
Şuayb, dedi ki; "Ey kavmim, Allah'a köle olun! Sizin için O'ndan başka ilah yoktur.
Muhakkak size, Rabb'inizden apaçık bir delil gelmiştir.
Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların eşyasını mallarını değerinden eksiltmeyin ve ıslah ettikten sonra, yeryüzünde fesat çıkarmayın.
Şayet iman ediyorsanız, bu sizin için daha hayırlıdır."
(Araf, 7-85)
"Muhakkak ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim."
"Allah'tan korkup sakının ve bana itaat edin!"
(Şuara, 26-176-179)
Bu ayetlerden, Şuayb'ın, Medyen kavminden olup; hem Medyen'e ve hem de Eyke halkına elçi olarak gönderildiği, açıkça anlaşılmaktadır.
Taberi, hadislerden yola çıkarak;
"Eykeliler azabı isteyince; Güneş, yedi gün müthiş bir sıcaklık yaydı. O sırada gökyüzünde bir bulut belirdi ve serin bir rüzgar esti.
Eykeliler, bulutun gölgesinde toplandılar.
Birden Gök'ten "ateş kütlesi" indi ve Eyke halkı, yeryüzünden silindi.
Kaynaklar: Taberi..
