RÜŞVET VE JAPON BAŞBAKANI
Şan,
Şeref,
Namus,
Onur.
Bu kavramlara en çok değer veren,
Tek millet var;
"Japonlar".
Şerefleri söz konusu olduğunda akan sular durur.
Onursuzca yaşamaktansa,
Gözlerini kırpmadan ölümü tercih ederler.
"HARAKİRİ" yaparlar.
Acılı bir ölüm.
Samuray kılıcını,
Karınlarına saplayarak,
Ölümle adeta dans ederler.
Ve meşhur Japon Başbakanını hepimiz biliriz.
Başbakan bir gün kabine toplantısına gelir;
"Arkadaşlar bana rüşvet teklif ettiler" der.
Kabinede kimse inanmaz, çoğu güler geçer.
Çünkü onur onlarda ölümle eşdeğerdir.
Rüşvet ise aşağılık bir davranıştır.
Aradan bir hafta geçer Başbakan tekrar gelir;
"Arkadaşlar rüşveti üç katına çıkardılar" der.
Yine kimse inanmaz.
Çoğu güler geçer.
Aradan bir hafta daha geçer, başbakan tekrar gelir;
"Arkadaşlar benim fiyatımı buldular, rüşveti kabul ettim" der.
Herkes şok olur.
Bu anekdotu niçin?
Anlattım!
Herkesin bir fiyatının olduğunu belirmek için.
Rüşvetin tavan fiyatı o kadar yüksek olmuş ki!
Onur timsali Japon Başbakanı bile dayanamayıp,
"EVET" demiş.
Evet, sevgili gönül dostları bu günlerde 18-20 milletvekili,
Transfer iddiaları gündeme BOMBA gibi düştü.
İnanılmaz paralar dillerde dolaşıyor.
Trilyonlar,
Milyon dolarlar.
Paranın KATAR tarafından karşılanacağı iddiaları da işin tuzu biberi.
Bir dost toplantısında,
Eczacı Levent Uslu arkadaşıma şaka ile karışık sordum;
"Sen vekil olsaydın 100 trilyonluk bir teklif karşısında ne yapardın?",
Cevap ta ironikti;
"Parayı alır Karayiplere kaçar, vekillikten de istifa ederdim" dedi.
Bu tür iddiaların dillerde dolaşması ne kadar etik!
Ne kadar ahlaki bilmiyorum!
Ancak namusunu para uğruna satacak bu tür vekiller ülkemizde bulunur mu?
Sanmıyorum.
Ancak demokrasi tarihimize baktığımızda,
Güneş otelleri türünde bazı KARA LEKELER insanı ürkütmüyor değil.
Japon Başbakanını dediği gibi herkesin bir bedeli olabilir!
Bekleyelim görelim.
