Bir-i Maune Faciası...
Hicret'in 4. senesi Sefer ayında vuku bulmuştur.
Beni Amir kabilesinin efendisi ve reisi Ebu Bera Amir b. Malik, Peygamberimizi ziyaret maksadıyla Medine'ye geldi.
Ebu Bera, samimi bir insan, Resul-i Ekrem'e ve Müslümanlara dost biriydi.
Efendimize hediye etmek üzere de iki at ile iki deve getirmişti.
Ancak Resul-i Ekrem; ''Ben, müşriklerin hediyesini kabul edemem. Eğer hediyenin kabul edilmesini istiyorsan Müslüman ol!'' diyerek onun hediyesini kabul etmedi ve kendisini Müslüman olmaya davet etti.
Ebu Bera ise, bu davet karşısında o anda Müslüman olmadı, ama İslamiyete karşı gösterdiği alakadan da vazgeçmedi.
Peygamber Efendimize, ''Ya Muhammed! Beni davet ettiğin din, pek güzel, pek şereflidir.
Kavmim benim sözümü dinler.
Eğer sahabilerinden birkaçını Kur'an ve sünneti öğretmek üzere gönderecek olursan, ümit ederim ki davetini kabul ederler!'' dedi. (İbn Hişam)
Peygamber Efendimiz, Necid halkına pek güvenmiyordu. Ashabına bir hainlikte bulunabilirler endişesini taşıyordu.
Bu endişesini, ''Göndereceğim kişiler hakkında Necid halkından korkarım!'' diyerek de izhar etti.
Ancak Ebu Bera teminat verdi.
''Onları'' dedi.
''Ben himayeme aldıktan sonra, Necid halkının onlara dokunması hadlerine mi düşmüş?''
Ebu Bera'nın güvenilir, sözüne itimat edilir biri olması, Peygamber Efendimizin endişesini giderdi.
Sonunda, kırk veya yetmiş kişiden ibaret irşad heyetini göndermeye karar verdi.
Altısı muhacir, diğerleri ensardan idi.
Hepsi de Suffa ehli idi.
Başlarına Münzir b. Amr tayin edildi.
(İbn Hişam)
Peygamber Efendimiz, ayrıca Necid halkına ve Beni Amir reislerine verilmek üzere heyetle birlikte bir de mektup gönderdi.
İrşad ve tebliğ heyeti Bi'r-i Mauna denilen mevkiye vardı. Burası, Medine'nin doğu tarafına düşen, Süleym ile Amiroğulları yurtları arasında kalan, Beni Süleym'e ait bir su kuyusu idi.
Burada Hz. Resulullah'ın mektubunu Amir b. Tufeyl'e götürmek vazifesini, Haram b. Milhan üzerine aldı.
Bu sahabe, mektubu götürüp ona teslim etti.
Ne var ki mektubun muhatabı Amir, okuma gereği bile duymadan elçi sahabeyi orada şehit etti. (İbn Sa'd, 2/52; Buhari)
Aziz şehidin, bu hain adamın darbeleri altındaki son sözleri şunlar oldu:
''Allah'ü Ekber! Kabe'nin Yüce Rabbine yemin olsun ki kazandım gitti." (Buhari)
Amir b. Tufeyl, bu masum sahabeyi şehit etmekle de yetinmedi; kendisi gibi gözleri ve gönülleri kan ve kin ile dolmuş Süleymanoğullarından birkaç kabilenin yardımını temin etti. Hep birlikte, Mauna Kuyusu mevkiinde olup bitenden habersiz bekleyen masum sahabeleri de şehit etmek üzere harekete geçtiler.
Bu arada, mektubu götüren sahabenin geciktiğini gören irşad heyeti, dinlendikleri Mauna Kuyusu mevkiinden durumu öğrenmek üzere Necid bölgesine doğru yol almışlardı.
Tam o sırada, karşılarında elleri silahlı kalabalık bir müşrik topluluğu buldular. Sahabeler, kılıçlarını sıyırarak kendilerini çepeçevre kuşatanlara,
''Vallahi, bizim sizinle hiçbir işimiz yok. Biz sadece Peygamberimizin verdiği bir vazife için yolumuza gidiyoruz!'' dediler. (Buhari)
Ne var ki kafirlerin kararları kesindi. İslam'ı ve imanı öğretmek kutsi vazifesiyle yola çıkan bu fedakar sahabileri, teker teker şehit edeceklerdi.
Başlarına gelecekleri fark eden sahabeler, el açarak Rabb-i Rahîmlerine, ''Ey Rabbimiz! Durumumuzu Resûlüne haber verecek burada kimsemiz yok. Selamımızı ona sen ulaştır! İlâhî! Peygamberin vasıtasıyla kavmimize haber ver ki: Biz Rabbimize kavuştuk. Rabbimiz bizden râzı oldu ve bizi de râzı etti'' diye yalvardılar. (Buhari)
Nihayet bütün sahabileri şehit ettiler:
Yalnız, bu irşat ekibinde olmakla beraber, o sırada aynı mevkide bulunmayan Amr b. Umeyye ed-Damri ile bir arkadaşı olayı sonradan farkettiler ve hemen arkadaşlarını müdafaa etmek için harekete geçtiler. Ancak arkadaşı şehit edilen Amr b. Umeyye
esir düştükten sonra kaçmayı başardı.
Ve yolda gördüğü müşriklerden iki kişiyi o katil olan Beni Amir kabilesinden sanarak öldürdü.
Fakat Medine'ye geldiğinde, onların Hz. Peygamberin himayesine aldığı Beni Kilab kabilesinden olduğu ortaya çıktı.
Peygamberimiz; ''Amr'ın himayesinde olan iki kişiyi öldürdüğünü, artık onların diyetini ödemek durumunda olduğunu'' bildirdi. (Fıkhu's-Sire)
Buhari'de, Amr b. Umeyye'nin esir düştüğüne dair bir bilgiye de yer verilmiştir. (Buhari)
Demek ki bu sahabi, müşrikler tarafından serbest bırakılmamış, fakat o bir fırsatını bulup kaçmıştır.
Yetmiş kişilik irşad ekibinin tamamına yakınının şehid edildiği "Bi'ri Mauna Faciası" böyle gerçekleşmiştir?
