Osmanlı Kadın Şairlerimizden Bazıları...
Fatih dönemini Mihri Hatunla birlikte temsil eden Zeynep Hatun, adı bilinen ilk Türk kadın şairi olup, kaynaklarda Amasyalı olduğu ifade edilmektedir.
Asıl adı Zeynünnisa olan Zeynep Hatun bir kadı kızıdır.
Bir kadı olan ve şiir çalışmalarını anlayışla karşılayan İshak Efendi ile evlenmiştir. Mihri Hatun ile tanışıklık kurmuştur, Şiirin yanı sıra beste yapabilecek ölçüde musıki çalışmaları da olan Zeynep Hatun,
1563'de Amasya'da ölmüştür.
''Senin hüsnün benim aşkım senin cevrin benim sabrım
Cihanda dem-be-dem artar tükenmez bi-nihayettir,
beyti ünlüdür.
***
Mihri Hatun:
Fatih dönemi şairlerinden olan Mihri Hatun,
Zeynep Hatunla birlikte adı bilinen ilk Türk kadın şairlerindendir. Amasyalıdır.
Asıl adı Mihrünnisa ya da Fahrünnisa olup, 1460 ya da 1461 yılında doğmuştur.
Mihri mahlasını kendisi de bir şair olan babası Mehmet Çelebi bin Yahya ''Belayi'dan'' almıştır.
Dillere destan bir güzelliğin, hayranlık uyandırıcı bir kültür ve birikimin sahibi olmasına rağmen kendisine yöneltilen bütün evlilik tekliflerini geri çevirerek ömrü boyunca bekar kalmıştır.
Dönem şairlerinden Necati'nin etkisinde kalan Mihri'nin, şiirlerini Necati'ye gönderdiği ve onun şiirlerine nazireler yazdığı bilinmektedir.
Necati'nin ünlü Döne Döne redifli gazeline nazire olarak yazdığı ve;
''Ateş-i gamda kebab oldu ciğer döne döne
Göklere çıktı duhanımla şerer döne döne''
matlalı gazeli bunlardan biridir.
1506 yılında Amasya'da ölen Mihri Hatun'dan geriye eser olarak Divan'ı kalmıştır.
***
Hubbi Hatun:
Hubbi Hatun bir XVI. asır şairi olup Divan şiirinin zirvesini teşkil eden Kanuni dönemini kadın şair olarak temsil etmektedir.
''Aynı asırda, Baki'nin hanımı Tuti Kadın'ın da şiir yazdığı söylenmektedir''.
Asıl adı Ayşe olan Hubbi Hatun da Mihri ve Zeynep gibi Amasyalıdır.
Kanuni'nin süt kardeşi Şemsi Çelebi'nin Hanımıdır.
Bu yakınlık Hubbi Ayşe'nin saraya intisabına zemin hazırlamış, önceleri II. Selim'in, sonra da III. Murad'ın nedimesi olarak saray muhitinde şiiri için gerekli kültür atmosferini bulmuş, zamanın hocalarından dersler almış ve Arapça'yı çok iyi öğrenmiştir.
Gazel ve kasideler yazan, Hurşid ve Cemşid adlı üç bin beyti aşkın bir mesnevisi olan Hubbi Hatun,
1590 yılında İstanbul'da ölmüştür.
***
Sıtki Hatun:
XVII. asrın ikinci yarısında yaşayan Sıtki Hanımın asıl adı; Ümmetullah olup, bir kazasker kızıdır.
Kardeşi Faize Hanım da şairdir ancak Sıtki kadar tanınmış değildir. Bayramiye tarikatıne mensup olan Sıtki Hanım gazel ve ilahiler yazmıştır.
Divan'ı ile Genc-i Envar ve Mecmuaü'l Hayal adlı basılmamış tasavvufi şiir mecmuaları bulunmaktadır. 1703 yılında ölmüştür.
***
Fıtnat Hanım:
Asıl adı Zübeyde olan Fıtnat Hanım, bir şeyhülislam kızı olup, adı bize kadar gelen kadın şairler arasında en dikkat çekicilerden birisidir.
Şiirleri kadar nükteleri ve kendisi ile Koca Ragıp Paşa ve şair Haşmet çevresinde teşekkül eden latifelerle de tanınmıştır.
Fıtnat Hanım kendisini anlamayan, ruhuna denk düşmeyen, şiirle uğraşmasına bir anlam veremeyen bir zat olan Derviş Mehmet Efendi ile yaptığı evlilikte hiç mutlu olamamıştır.
Bir Divan teşkil etmişse de; şiirlerinde kadın kalbinin samimiyetini bulmak zordur.
1780 yılında ölmüştür.
''Güller kızarır şerm ile ol gonce gülünce, ''
ile başlayan şarkısı çok ünlüdür.
***
Leyla Hanım:
Bir kazasker kızı olan Leyla Hanım, Keçecizade İzzet Molla'nın yeğenidir.
Saray kadınlarıyla yakın ilişkisi olduğu bilinen, iyi eğitimli ve çok kültürlü bir şairdir.
Hazır cevaplığı ve nüktedanlığı ile de tanınmıştır. Leyla Hanım, Mevlevi tarikatine mensup olup Mihri Hatun kadar olmasa da kadın duygularını biraz olsun terennüm etmesiyle ve zamanına göre bir kadın için serbest sayılabilecek söyleyişleriyle dikkat çeker. Bir Divan'ı vardır.
1847 yılında ölmüştür.
''Pür ateşim açdırma sakın ağzımı zinhar''
mısraıyla başlayan;
''Zalim beni söyletme derunumda neler var''
şarkısı çok ünlüdür.
***
Şeref Hanım:
Şeref Hanım şairi bol ve kültürlü bir ailenin kızı olarak 1809 yılında İstanbul'da doğmuştur.
Kadiriş ve Mevlevi tarikatlerine mensubiyeti bilinmekte olup, sıkıntılı bir ömür geçirdiği II. Mahmud'a ve Valide Sultan'a yazdığı şiirlerden anlaşılmaktadır. Divan sahibidir. 1861 yılında ölmüştür.
***
Sırri Hanım:
Asıl adı Rahile olup Diyarbakırlıdır.
1814 yılında kültürlü bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmiştir. Divan kültürüyle yetişmiş, bir müddet Bağdad'da yaşadıktan sonra İstanbul'a gelmiş, Kamil Paşa konağının şiir edebiyat sohbetlerine katılmış daha sonra Kamil paşa ile evlenmiştir.
Kızının ölümü üzerine yazdığı içli bir Mersiye ile tanınan Sırri Hanımın bir divan oluşturacak kadar şiiri vardır. Kadiri olan Sırri Hanım 1877'de ölmüştür.
