14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İslamda Misafirlik ve Oturma Adabı..

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

"Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. 

Fakat çağırıldığınız vakit girin. 

Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. 

Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. 

Çünkü bu haliniz Peygambere eziyet veriyor,  

ama o sizden utanıyor. 

Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. 

Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. 

Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. 

Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. 

Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır."

(Ahzab suresi; 53). 

Nur Suresi'nde de; "Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin alıp sahiplerine selam vermeden girmeyin." (Nur; 24/27) buyurulmuş, kendi evlerinizden başka evlere sahiplerinden izin almaksızın girmeyiniz diye yasaklama getirilmişti. 

Bu hüküm genel nitelikli olduğu için, elbette Peygamber (sav)'in evlerini dahi kapsıyordu.

Ancak, "Peygamber müminlere canlarından ileridir. Onun eşleri de müminlerin anneleridir." (Ahzab, 33/6) buyurulmakla, Peygamber'in mü'minlere canlarından daha ileri ve hanımlarının onların anneleri olması, mü'minlerin Resulullah'ın evine kendi evleri gibi izin almaksızın girebilmelerine caizlik verecek zannedilebilirdi.

İşte bu ayet hem böyle bir zanna yer olmadığını anlatıyor, hem bu vesileyle Resulullah'ın eşlerine "hicab'ı'' ''tesettürü'' emrediyor, hem de mü'minlerin anneleri olmalarının manasını açıklıyor.

Ayetten anlaşıldığına ve İbn. Abbas'tan rivayet olunduğuna göre, birtakım kimselere zaman zaman Resulullah'ın evinde yemek yediriliyordu. 

Bunlar bazen, yemekten önce yetişinceye kadar bekliyorlar, yemekten sonra da hemen çıkıp gitmiyorlar, Resulullah sıkılıyordu, bu ayet nazil oldu. Hz. Zeyneb ile evlendiği zaman yapılan düğün yemeğinde nazil olduğu da Buhari, Tirmizi ve başka kitaplarda Hz. Enes'ten rivayet olunmuştur. 

Sizin için yemeğe izin verilmedikçe, denilmeyip denilmesi, izin kelimesinin içine davet manasını da yüklemek içindir. 

Beydavi'nin ifadesine göre bu mana yüklemenin sebebi de, izin verilse bile yemeğe çağrılmadan varmanın güzel olmayacağına işaret etmek içindir. Yemek zamanına bakmaksızın veya yemeğin olmasını gözetmeksizin veya gözetmemek üzere girmeyin.

İNA, bir şeyin zamanı gelip çatmak, yahut bir şey kemaline erip yetişmek manalarına gelir. 

Burada ikisiyle de tefsir edilmiştir. 

Bu "bakmaksızın" kaydı "girmeyiniz" fiilinin failinden haldir. 

Yani zamanı gözetmemeniz, beklememeniz üzere, size yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. 

Fakat çağrıldığınız zaman da girin. 

Zamanından önce de olsa girin. Fakat yemeği yediğiniz zaman da hemen dağılın. 

Hiç durmayın. 

Söz dinlemek veya sohbet etmek üzere izin verilmedikçe girmeyin. 

Bu da üzerine atfedilmiştir.

Nur Suresi ayeti gereği, başkasının evine izinsiz girenlerin ve ihtiyaçtan fazla duranları çıkarılması bir haktır. 

O halde Allah'ın söylediği gibi söylemekten sıkılmamak gerekir. 

Şayet size "Geri dönün' denilirse dönüp gidin. Bu sizin için daha temizdir." (Nur, 24/28) 

Bundan böyle "harem", farz kılınmışıtır ki, o zamana kadar Araplar da adet değildi. 

Öyle yapmanız, izinsiz girmemek, çabuk dağılmak, hareme soracağınızı perde arkasından sormak hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri için daha fazla temizliktir. 

Şeytani düşüncelerden, vesveselerden uzaklaşırsanız, hem kadınların, hem erkeklerin iffet ve ismet hisleri daha fazla yükselir, edeb, nezihlik, takva, hürmet gösterme artar.

Hem Resulullah'ı üzmeniz, incitmeniz sizin için doğru ve caiz olamaz. 

Ona hak ve yetkiniz olmadığı gibi, size yaraşmaz ve hakkınızda iyi olmaz. 

Onun için onu incitmesi düşünülen durumların ve hareketlerin hepsinden sakınmalı hiçbirini caiz görmemelisiniz. 

Vefatından sonra hanımlarını nikahlamanız asla. 

İşte onların mü'minlerin anneleri olmalarının asıl manası budur. 

Öz anneler gibi nikahlarının ebediyen caiz olmamasıdır.

Çünkü o günah, Peygamber'i üzmek, buna dahil olmak üzere o vefat ettikten sonra hanımları ile nikahlanmak günahı Allah katında çok büyük bulunuyor. 

Peygamber'e kasten eziyet etmek inkar olduğu gibi, hanımları ile nikahlanmayı, helal saymak da öyledir. 

Resulullah, vefatında da Allah katında öyle muazzam ve öyle saygı gösterilmesi vacip olandır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *