Kısasa kısas nedir...
Kısasın farz olduğu Kur'an-ı Kerimde şu şekilde açıklanır;
''Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın öldürülür.
Ancak her kimin cezası, kardeşi öldürülenin velisi tarafından bir miktar bağışlanırsa artık taraflar hakkaniyete uymalı ve öldüren ona gereken diyeti güzellikle ödemelidir.
Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir.
Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır."
"Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız."
(Bakara; 2-178-179)
Gerçi kısasın kendisi cezayı hakketmiş bir hayatı yok etmedir, ama aynı zamanda haksız yere hayatı yok etmeye karşı, hayatın en büyük müeyyidesidir.
Kısas gibi caydırıcı bir hüküm, toplum ve kişi hayatının garantisidir.
Böylece dünya hayatınızı olduğu gibi ahiret hayatınızı da korursunuz.
Bu ayetler göre kısas farzdır.
Günümüzde uygulanmasına gelince, Allah'ın hükümleri kıyamete kadar geçerlidir.
Bu nedenle kısas bu zamanda uygulanmaz diye bir şey de yoktur.
Bu hüküm, insanları yöneten kimseleri ilgilendirdiği için onların görevidir; halkın bundan dolayı bir sorumluluğu yoktur.
Kısasın güzelliklerini açıklama hususunda buyuruluyor ki;
Size kısas yazıldı ve sizin için kısasta büyük bir hayat vardır, ey akıl sahipleri!..
Bu bakımdan kısası, Allah'ın adaletine ve merhametine yaraşmayan kötü bir şey zannetmeyiniz de "Kısasta büyük bir hayat vardır." beliğ vecizesini asli kanun tanıyınız.
Aksi halde Arapların yaptığı gibi, kısas hududunu aşarak öldürmekle karşılık vermek ve diğer işkence ve azaba başvurmak, nasıl bir zulüm ve cinayet ise, adam öldürmeye karşı, Allah'ın hükmü yalnız aftır, demek de insanlıktan hayat hakkını çekip alacak büyük bir cinayet olur.
Kısas, hayat hakkının ve canı korumanın gereğidir.
Kısasın meşru oluşunda akıl sahibi olan insanlar için büyük bir hayat vardır.
Affın kıymeti de buna bağlıdır.
Akıl sahipleri için, bu öldürmeye engel olacak olan haklı kısasın meşruluğu, bütün bu fitnelerin ve heyecanların önüne geçeceği için, toplumun yaşamasına sebep ve yaşama hakkına garanti olur.
Kısasta büyük bir hayat vardır. Bunun, büyük bir mana topluluğunu, son derece özlü bir şekilde ifade edivermiş olduğunda Arab edebiyatçıları ve beyan ilmi alimleri ittifak etmişlerdir.
Çünkü bundan önce Arapların bu konuda bazı vecizeleri vardı.
Bunlardan bazıları şunlardır:
"Bir kısım insanları öldürmek, toplumu diriltmektir."
"Öldürmeyi çok yapınız ki, öldürme azalsın." derlerdi.
Bu gibi vecizeler arasında en güzel saydıkları da şu idi:
"Öldürme, öldürmeyi yok eder.
Yani; öldürmeyi en çok ortadan kaldıran şey, yine öldürmedir."
Halbuki "Kısasta büyük bir hayat vardır." prensibinin bundan da birçok yönlerden daha fasih ve daha beliğ olduğu açık ve üzerinde ittifak edilmiş bir husustur.
Şöyle ki;
Önce, hepsinden daha kısa ve özlüdür.
Tekrardan uzaktır.
Bunda bedi ilminde "tıbak" denen tezat sanatı, "kısas" ve "hayat" kelimeleriyle en güzel ve makul bir tarzda tatbik edilmiş olduğu halde, diğerleri görünürde makul olmayan, imkansız bir çelişki suretindedir.
Öldürmenin yokluğu, öldürmeye; öldürmenin çokluğunun, öldürmenin azlığına sebep gösterilmesi, görünüş itibariyle, bir şeyi kendi yokluğuna sebep göstermek demektir.
Bunda ise, bazı zevklere göre bir şiir havası olsa bile hiçbir hikmet yoktur.
Kısas, öldürmeden bir yönüyle daha genel, diğer yönüyle daha özeldir.
Geneldir; çünkü yaralamaları da içine almaktadır. Özeldir; çünkü her öldürmede kısas yapılmaz ve öldürmelerin her çeşidi, öldürmeye engel olmaz. Bilakis saldırı şeklindeki öldürmeler, fitneyi şiddetlendirerek karışıklığa sebep olur.
Böyle içine almış olduğu hayati güzellikler ve maksatlar itibariyle çok önemli olan kısas, size farz kılınmıştır ki, korunabilesiniz, öldürmeden, kısası ihmal veya kötüye kullanmadan sakınıp, hayatınızı ve yaşama hakkınızı muhafaza edebilesiniz.
Bu hayatta kötülükten sakınmakla ahiret hayatında kurtuluşa kavuşasınız.
(Elmalılı H.YAZIR, İlgili Ayetin Tefsiri)
