Ölende Öldüren de Allah'u Ekber Diyor
Milli Şairimiz, M. Akif, Allah Rahmet eylesin, seneler önce sanki bugünkü Afganistan, Libya, Mısır, Filistin, Irak ve Suriye olaylarını Avrupalıların bu ülkelerde kana doymayacağını, Haçlıların, Selahattin Eyyubi ve Osmanlıdan intikamını almak için vargüçleri ile çalışacaklarını ve müslümanların nasıl bir hezimete uğrayacağını adeta görmüş, bizlere de yıllar önce haber vermiş.
Sadece Irakta bugün iki milyon Iraklı kadın dul, çocuklarınında yetim kaldığı ülkede hala kan akıtılıyor.
Vampirler birtürlü kana doymuyorlar.
Suriyede iki senedir sağlam bina sağlam insan kalmadı.
Canımı kurtarayım derlerkende denizlerde buğulup gidiyorlar.
Hain Avrupalılar, boş durmadı, PKK denilen canileri Türkiyenin başına musallat etti.
Suriyede ve Irakta ölende öldürülende ''Allah'u Ekber'' diyor.
İşte bugünkü olayları yüreğinde hisseden M. Akif;
''Ne gördün, Şark'ı çok gezdin?, diyorlar.
Gördüğüm:
yer yer,
Harap iller, serilmiş hanumanlar, başsız ümmetler;
Yıkılmış köprüler, çökmüş kanallar, yolcusuz yollar;
Buruşmuş çehreler, tersiz alınlar, işlemez kollar;
Bükülmüş beller, incelmiş boyunlar, kaynamaz kanlar.
Düşünmez başlar, aldırmaz yürekler, paslı vicdanlar;
Tegallüpler, esaretler, tahakkümler, mezelletler;
Riyalar, türlü iğrenç iptilalar, türlü illetler;
Örümcek bağlamış, tütmez ocaklar, yanmış ormanlar;
Ekinsiz tarlalar, ot basmış evler, küflü harmanlar;
Cemaatsiz imamlar, kirli yüzler, secdesiz başlar;
Gaza namıyla dindaş öldüren biçare dindaşlar;
Ipıssız aşiyanlar, kimsesiz köyler, çökük damlar;
Emek mahrumu günler, fikr-i ferda bilmez akşamlar!..
Geçerken, ağladım geçtim; dururken ağladım durdum;
Duyan yok, ses veren yok, bin perişan yurda baş vurdum.
mezarlar, ahiretler, yükselen karşımda duradur;
Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nur.
derinlerden gelir feryadı yüzbinlerce âlâmın;
Ufuklar bir kızıl çember, bükük boynunda İslamın!
Göğüsler sızlayıp durmakta, zincirler daralmakta;
Bunalmış kalmış üç yüz elli milyon cansa gırtlakta!''
Mehmet Akif ERSOY.
***
Medine müdafii Ömer Fahrettin Paşa, Medine Müdafaası sırasında askerlere moral için bir şiir yarışması düzenler.
Bu yarışmadan Üsteğmen İdris Sabih Bey'in şiiri birinci çıkar;
Dünya Ve Ahiret Efendimizsin:
''Bir ulü'l emr idin emrine girdik;
Ezelden bey'atlı hakanımızsın.
Az idik, sayende murada erdik.
Dünya ve ahiret sultanımızsın.
***
Unuttuk İlhan'ı, Kara Oğuz'u;
İşledik seni göz bebeğimize.
Bağışla ey şef'i kusurumuzu
Bin küsur senelik emeğimize.
***
Suçumuz çoksa da sun'umuz yoktur.
Şımardık müjde-i sahabetinle
Gönlümüz ganidir, gözümüz toktur
Doyarız bir lokma şefaatinle
***
Nedense kimseler dinlemez eyvah!
O kadar saf olan dileğimizi
Bir ümmi isen de Ya Rasulallah
Ancak sen okursun yüreğimizi.
***
Suları tükendi gülabdanların.
Dinmedi gözümüz yaşı merhamet
Külleri soğudu buhurdanların.
Aşkınla bağrını yakmada millet.
***
Gelmemiş Türkçe'de Lebid, Hassan'ın.
Yok bizde ne Bürde, ne Muallaka.
Yolunda başveren Al-i Osman'ın.
Lal ile yazdığı tarihten başka.
***
Ne kanlar akıttık hep senin için.
O ulu Kitab'ın hakkı içün aziz…
Gücümüz erişsin ve erişmesin.
Uğrunda her zaman döğüşeceğiz.
***
Yapamaz Ertuğrul evladı sensiz.
Can verir, cananı veremez Türkler.
Ebedi hadim'ül harameyniniz.
Ölsek de Ravza'nı ruhumuz bekler.''
Mülazım-ı evvel ''Üsteğmen İdris Sabih Bey''
