23 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kayıkçı Kul Mustafa...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Halk şiirimizin ünlü saz şairi, 17. yüzyılda yaşayan, yeniçeri şairlerinin en tanınmışı olduğu halde, nerede doğduğu, nerede öldüğü kesin olarak bilinmemektedir. 

Kayıkçı Kul Mustafa Cezayir'den Bağdat'a kadar çeşitli beldeleri dolaşmış, savaşmış, savaşlara destanlar, yenilgilere, şehitlere ağıtlar düzmüş bir yeniçeridir. 

Yaşamı üzerine de açıklayıcı bilgiler yok. Ölümünün, Abaza Hasan Paşa'nın ayaklanmasını dile getiren destandan, 1659'dan sonra olduğu sanılıyor. 

Böylece Kayıkçı Kul Mustafa'nın 17. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı ileri sürülüyor.

İlk gençlik yıllarında Murad Reis'in levendi olarak Cezayir'de bulunduğu için, kendisine "Kayıkçı" denmiş; 

II. Osman'ın şehit edilişini,  

IV. Murat'ın Bağdat kuşatmasını, Halep Valisi Abaza Hasan Paşa'nın isyanını, şiirlerinin, destanlarının konusu yapmıştır. 

Kayıkçı Kul Mustafa; divan şiirinin etkisinden uzak, halk zevkine bağlı, doğal bir söyleyişle, 17. Yüzyılın ilk yarısında geniş bir üne kavuşur. Bağdat kuşatmasında, kaleden atılan oklarla yaralanıp Dicle'ye düşerek, boğulan ve IV. Murat'ın hayranlığını kazanan Genç Osman için yazdığı destan, şiirlerinin en tanınmışıdır.

"Genç Osman" destanı kısa sürede bütün Anadolu'ya yayılmış, büyük ün kazanmıştır. 

Bugün bile "Genç Osman Destanı"nın etkisinin tümüyle silindiği söylenemez. 

Kul Mustafa'nın yeniçeri aşıklarından oluşu,  

şiirlerinin özellikle askerler arasında,  

sınır boylarında sevilip tanınmasını kolaylaştırmıştır. Kahramanca söyleyişi, nazım kusurlarını kapatır. Şiirlerinde kimi söylemelerde zorlamalar görülüyorsa da, döneminde halk beğenilerini zorlamayan, yalınlığı, içtenliğiyle geniş etki bırakmış, ozanları da bir ölçüde bu etki altına alabilmiştir.

 

Gitsin:

Yücesi dumanlı boralı dağlar

İncitmen sunamı bel verin gitsin

Eyyamı şitada bahar erişsin

Eline bir deste gül verin gitsin

***

Uğratman sunamı kışa borana

Kader kısmet durulmadı çare ne

Eşinden ayrılıp giden ceylana

Düzelin a dağlar yol verin gitsin

***

Mustafa'm der cemaline doyulmaz

Seni görmeyince takatim gelmez

Dostum gurbet elde yolun bulunmaz

Bir takım kılavuz kul verin gitsin

***

Nem Kaldı:

Seni terk eylesem kaşları keman

Vefası olmayan yarda ne kaldı

Cefalım yok mudur göğsünde iman

Divane eyledin arda nem kaldı

***

Ayrılasın bencileyin eşinden

Bir dem sevda gitmez olsun başından

Bu ayrılık kıldı beni işimden

Arayıp gezerim karda nem kaldı

***

Akar gözyaşlarım bir dem silinmez

Kapında kul oldum adım bilinmez

Ko serim sağolsun yar mı bulunmaz

Kadrimi bilmeyen varda nem kaldı

***

Kul Mustafa der ki severim candan

Gözlerim doludur kan ile nemden

Sevdiceğim farık olduysa benden

Çıkayım gideyim şurda nem kaldı

***

17. Yüzyılın aşıkları ve özellikleri:

Bu yüzyılda divan şiiri alanında Nefi, Nabi, Şeyhülislam Yahya, Şeyhülislam Bahar,  

Neşati, Rasih, Nev'izade Atai, Haleti, vb. gibi şairler yetişmiştir.

Tasavvufi Türk halk şiiri alanında ise; 

Aziz Mahmud Hüdai, Niyazi Mısri vb, aklımıza gelen adlardan bazılarıdır.

Bu yüzyılda yetişen aşıklar toplumun her kesimini temsil etmektedirler. 

Karaca Oğlan göçebe, Aşık Ömer ve Gevheri şehir, Kul Deveci, Kul Mehmet ve Kul Süleyman ise, ordu muhitinde yetişmişlerdir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *