İbn-i Sa'd...
Meşhur tarih ve hadis alimi.
İsmi, Muhammed bin Meni'ez-Zühri olup,
künyesi, Ebu Abdullah Basri'dir.
784 senesinde Basra'da doğdu.
845'de 62 yaşında iken vefat etti.
Bağdad, Medine ve Kufe'ye gitmiş, buralarda zamanın meşhur alimlerinden ilim almıştır.
O zaman hadis ilminin en önemli merkezi olan Medine-i münevverede meşhur hadis ravileri ile görüştü.
Bağdad'a gidişinde orada yerleşerek, meşhur tarihçi, tabakat ve megazi kitablarını yazmakla tanınmış Vakıdi'ye talebe olmuştur.
Onun katibliğini yaptığı için "Katib-ül-Vakıdi" lakabı ile de tanınmıştır.
Onun talebesi olarak ve yazdığı "Tabakat-ül-kübra" adlı kitabıyla tanınıp, meşhur olmuştur.
Hadis ilminde de hafız derecesinde alim olan İbn-i Sa'd, Huşeym bin Beşir'den, Velid bin Müslim'den, İbn-i Uyeyne'den, İbn-i Aliyye'den, İbn-i Ebi Fudeyk'den, Ebu Damra'dan, Muin bin İsa'dan,
Ebu Velid Tayalisi'den ve diğer pek çok hadis aliminden hadis-i şerif rivayet etmiştir. Kendisinden ise;
Ahmed bin Ubeyd İbn-i Ebiddünya, Ahmed bin Yahya, Haris bin Ebi Üsame, Hüseyin bin Muhammed el-Fehm ve diğer alimler hadis-i şerif rivayet etmişlerdir. İbn-i Sa'd'ın rivayet ettiği hadis-i şerifler, Sünen-i Ebu Davud'da yer almıştır.
Çok hadis-i şerif rivayet etmiştir.
Daha sonraki asırlarda yaşayan hadis alimleri onun için saduk, sika ''güvenilir'' ve rivayetlerinin çoğunda titiz davranmıştır, demişlerdir.
İbni Sa'd'ın en meşhur eseri; "Tabakât-ül-kübra" adlı olanıdır.
Bundan başka "Tabakat-üs-sugra" ve "Ahbar-un-nebi" adlı eserlerinin de olduğu kaynaklarda kaydedilmiştir.
Bu iki eseri "Tabakat-ül-kübra" adlı eserinin ilk cildlerinde yer almaktadır.
"Tabakat-ül-kübra" sekiz cild olup, iki çeşit kaynağı vardır.
Birincisi, hadis alimlerinin ve tarihçilerin usulü olan dinleyerek alma yolu.
İkincisi de, yazarak bilgi toplama usulü.
Bu eserin muhtevası çok geniştir.
Peygamberimizin (s.a.v.), Ashab-ı kiramın, Tabiinin asrından kendi yaşadığı asra kadar, hadis alimlerinin, tarihçilerin, alimlerin hayatlarını içine almıştır.
İbn-i Sa'd'ın bu eserindeki metni, kendisinden talebeleri Haris bin Üsame ve Hüseyin bin Fehm nakletmişler'dir.
İbn-i Sa'd'ın bu eserinin muhtevası ve tertibi şöyledir; İlk iki cildi Peygamberimizin (s.a.v.) hayatı ile ilgilidir.
Bu kısımda Peygamberimizin (s.a.v.) ecdadını da zikretmiştir.
Adem aleyhisselâmı, Hz. Havva'yi, İdris aleyhisselamı, Nuh aleyhisselamı, İbrahim aleyhisselamı, İsmail aleyhisselamı anlatmıştır. Adem aleyhisselamdan Peygamber efendimize kadar geçen asırları, Peygamberlerin isimlerini ve neseblerini yazmıştır.
Adem aleyhisselama kadar, Peygamberimizin ecdadını, validelerini, dedelerinden Kusay, Abdü Menaf, Haşim, Abdülmuttalib, babası Abdullah, annesi Hz. Amine hakkında bilgi vermiştir. Peygamber efendimizin hayatını oldukça teferruatlı bir şekilde anlatmıştır.
Bundan sonra Ashab-ı kiramın ve Tabiinin hayatlarını ve kendi zamanına kadar meşhur alimlerin hayatlarını anlatmıştır.
Bu eserinde zaman ve yer hususuna çok dikkat etmiştir.
Her yirmi seneyi bir tabaka olarak kabul etmiş ve buna göre anlatmıştır.
Ashab-ı kiramın hayatlarını anlatırken, ilk müslüman olanları, zaman bakımından önce anlatmıştır, önce Ashab-ı kiramı, sonra da Asr-ı Saadete yakınlığı bakımından Tabiinin terceme-i hallerini, hayatlarını yazmıştır.
Ashab-ı kiramı beş tabakaya ayırmak suretiyle yazmıştır.
Bunu şöyle sıralamıştır:
1.Bedir gazasına katılan Muhacirler,
2.Bedir gazasına katılan Ensar.
3.Habeşistan'a hicret ettiği veya Uhud savaşına katılmış olduğu halde, Bedir gazasına katılmamı olanlar.
4.Mekke'nin fethinden önce müslüman olanlar. 5.Mekke'nin fethinden sonra müslüman olanlar.
Bu sıralamaya göre, hayatlarını yazdığı Ashab-ı kiramdan bir kısmı, bu beş tabakadan bir kaçına birden girmektedir.
Bu sebeble eserinde aynı zatı, bulunduğu her tabakada yazmak suretiyle iki veya daha fazla yazmıştır.
Fakat böyle Sahabilerin hayatı ile ilgili en geniş ma'lûmâtı, asıl tabakasında vermiştir.
Bu eserinde tabaka taksimine dikkat etmekle beraber, ensaba da ''soy bilgisine'' önem vermiştir.
Bu bakımdan cahiliyye tarihine de ehemmiyet vermiştir.
İbn-i Sa'd rivayete dayalı olarak yazdığı bu eserinde, tenkide çok az yer vermiştir.
