13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İbn Hişam...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ebu Muhammed Cemalüddin Abdülmelik b.Hişam b. Eyyub el-Himyeri el-Meafiri el-Basri el-Mısri. 

Basra'da doğdu. 

Aslen Ye­menli Himyer kabilesinin Meafiri koluna mensup olduğu bilgisi kaynaklarda yer alır. 

Basra'da bir müddet yaşadıktan sonra Mısır'a gitti ve ölünceye kadar Fustat şehrinde yaşa­dı. 

İbn. Hişam, 8 Mayıs 833 tarihinde Fustat'ta vefat etti.

Sağlam, güvenilir bir tarih­çi ve hadisçidir.

İbn. Hişam ilk tahsilini Basra'da yapmıştır. 

Yaşadığı dönemde Bas­ra, İslam aleminin en büyük kültür merkezlerinden birisidir. 

İbn Hişam, şehrin ilim otorite­lerinden ders aldı. Özellikle edebiyat, filoloji ve tarih dallarında yetiş­ti ve kendisi de büyük bir otorite haline geldi.

Basra'dan ne zaman ayrıldığı ve Mısır'a gitmeden önce tahsil için di­ğer ilim merkezlerine seyahat edip et­mediği konusu bilinmemektedir. 

Ancak İbn. İshak'ın es-Sire'sini kendisine rivayet eden hocası Ziyad b. Abdullah el-Bekkai ile görüşmek üzere Kufe ve Bağdat'a gitmiş olabilir. 

Mısır'da İmam Şafii ile Arap şiiri üze­rine sohbetlerde bulunmuştur. 

İbn Hişam, önceleri İmam Şafii ile pek görüşmek istememiştir. 

Görüştükten sonra ise, en­sab ilmi, dil ve şiir konusunda derin bilgi sahibi ol­duğunu anlayarak kendisinden övgüyle söz ettiği bilinmektedir.

İbn Hişam, kaynaklarda tarih, ahbar, ensab,

şiir, nahiv ve lügat alimi olarak tanıtılmaktadır. 

Şöhreti ise, İbn İshak'ın ''Siretü İbn İshak'' adlı ''Kitabü'l-Mübtede ve'l-Meb'as ve'l-Meğazi'' ismindeki eserini yeniden tertib etmesiyle olmuştur.

İmam Şafii, İbn. Hişam'ın dilde hüccet ''delil'' ve Arap dili konusunda iyi yetişmiş bir alim olduğu­nu belirtmiştir.  

 

Eserleri:

''es-Siretü'n-Nebeviyye ''Si­retü İbn Hişam, Siretü Rasulillah)''; Hz. Peygamber'in hayatına dair tamamı za­manımıza intikal etmiş en eski kitaptır. 

İbn Hişam, bu çalışmasını İbn İshak'ın Siyer'ini esas alarak, hazırlamıştır.

''es-Siretü'n-Nebeviyye'' birçok defa ba­sılmış,  

şerh ve ihtisar edilmiş, manzum hale getirilmiş ve çeşitli dillere çevrilmiş­tir.

''es-Siretü'n-Nebeviyye'ye'' dört ayrı şerh yazılmış olup, bunların üçü ba­sılmıştır. 

En geniş şerhi, Endülüslü muhaddis Abdurrahman b. Abdullah es-Süheyli tarafından ''er-Ravzü'l-Ünüf fi Şerhi's-Sireti'n-Nebeviyye li'bni Hişam'' adıyla kaleme alınmıştır.

''es-Siretü'n-Nebeviyye'yi Türkçe'ye ilk defa ''Siret-i Rasulullah'' adıyla Aydınlı Eyyub b. Halil çevirmiş ve 12 Rebiülevvel 986, 19 Mayıs 1578 tarihinde şehzade­liği sırasında III. Murad'a takdim etmiş­tir. Yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. 

İbn Hişam'ın bu eseri siyer alanında dikkat çeken bir değere sahiptir. 

Seydişehri Mahmud Es'ad Efendi'nin bu eser hakkında şu değerlendirmesi önemlidir: 

''İbn Hişam kitabının mukaddimesinde be­yan ettiği veçhile, İbn İshak'ın eserinde Hazreti Peygamberle alakası olmayan mukaddimeleri geçtiği gibi,  

belagat alimlerinin malumu olmayan şiirler ile Zi­yad tarafından güvenilir bir senede sahip olduğu tasdik edilmeyen rivayetleri terk ediyor ve diğer nakilleri de başka yollardan elde ettiği malumatına kıyas ederek beyan ediyor. 

İslam'ın ilk vakaları hakkında kitaplarda bulunan şehadetler güvenilir ve itimad edilir durumdadır.''

''Kitabu't-Tican fi Müluki Himyer'' veya ''et-Tican li-Ma'rifeti Müluki'z-Zaman fi Ahbari Kahtan'' İbn Hişam bu eserinde İncil'de mevcut bulunan hikayeler ile Güney Arabistan'ın eski efsane ve hikayelerini birleştirip ''Kitabü't-Tican'' adında vücuda getirmiştir.

Bu eserin en önemli özelliği, Yemen tarihi ile ilgili ol­masına karşın, diğer Arap bölgelerindeki hadiselere de değinmesidir. 

Esere efsanevi bir üslup hakim olması hasebiyle edebi tarih türündendir.

Hz. Peygamber'in hayatı, yaşadığı devrin olayları ve Râşid Halifeler dönemi hadiseleri için mut­laka başvurulması gereken bir eserdir. 

O, siyerdeki müstakil kelimeleri de açıklar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *