Hüdhüd Kuşu...
Hüdhüd, Kur'an-ı Kerim'de,
Hz.Süleyman kıssasıyla ilgili olarak zikredilen bir kuştur.
Hemen bütün dillerde çıkardığı sese göre adlandırılan hüdhüd "coraciiformes" takımının "upupidae" familyasının tek üyesi olan ve taraklı tepeliğiyle tanınan bir kuş türüdür. Kanatları ve kuyruğu siyah beyaz alacalı, öbür bölümleri pembeye çalan açık kahverengi, tepeliğinin uçları siyahtır.
Yuvasını genellikle ağaç kovuklarına, duvar deliklerine ve kaya oyuklarına yapar.
Filistin'de ve daha çok Mısır'da bulunur;kışın Afrika'ya göç eder. Eski Mısırlılar hüdhüde saygı gösterir ve Horus'un simgelerinden biri kabul ederlerdi.
Kur'an-ı Kerim, Hz.Süleyman'dan bahsederken diğer vasıfları yanında kendisine kuş dilinin öğretildiğini, cinler, insanlar ve kuşlara hükmettiğini ve onlardan müteşekkil orduları bulunduğunu bildirmektedir.
Ayetlerde bu konuda verilen bilgileri şöyle özetlemek mümkündür:
''Bir sefer esnasında ordularıyla birlikte karınca vadisine gelen
Hz.Süleyman (as) kuşları gözden geçirir ve hüdhüdün orada olmadığını anlar.
Sebebini sorarak eğer mazereti varsa bunu ispat etmesini, yoksa canını yakacağını veya kafasını koparacağını belirtir.''
Çok geçmeden hüdhüd gelip,
Hz.Süleyman'a onun bilmediği Sebe ülkesinden haber getirdiğini, bu ülkeyi bir kadının yönettiğini söyler ve onların dini inançları hakkında bilgi verir.
Bunun üzerine Hz.Süleyman, hüdhüde bir mektup vererek Sebe'ye götürmesini ve oradaki yöneticilerin nasıl bir karar alacaklarını öğrenmesini ister.
Mektubu okuyan Sebe melikesi, ileri gelen adamlarıyla istişare ettikten sonra Hz. Süleyman'a bazı hediyeler göndermeye karar verir.
(Neml; 27/16-35)
Hüdhüd hakkında Kur'an-ı Kerim'de verilen bu bilgilerin yanında İslami literatürde daha başka bilgiler de yer almaktadır.
Buna göre Hz.Süleyman, Beytü'l-Makdis'in yapımını tamamladıktan sonra insan, cin, şeytan, kuş ve vahşi hayvanlardan bir ordu toplayarak, önce Mescid-i Haram'a, oradan da Yemen'e gitmek üzere yola çıkar.
San'a'ya vardığında bir yerde konaklar.
Bu arada su sıkıntısı baş gösterir. Toprağın altındaki suyu görebilme gücüne sahip olan, bu sebeple de Hz.Süleyman'a su bulmada rehberlik eden hüdhüd aranır, fakat bulunamaz.
Daha sonra olaylar Kur'an'da belirtildiği şekilde gelişir.
Başka bir rivayete göre, Hz. Süleyman ve ordusu konakladığında Ya'fur adını taşıyan hüdhüd Hz. Süleyman'ın konaklama işiyle meşgul olmasından faydalanarak dolaşmaya çıkar.
Etrafı gözden geçirirken Sebe ülkesinin melikesi Belkıs'ın bahçesini görür ve bu yeşilliğe konar.
Orada Ufayr adlı Yemen hüdhüdü ile karşılaşır.
Ufayr kendisini Belkıs'ın saltanatı hakkında bilgi verir.
Hüdhüd, namaz vakti gelip de suya ihtiyaç duyan Hz.Süleyman'ın kendisini bulamamasından endişe ederse de Ufayr ile Belkıs'ın mülkünü dolaşır.
Diğer bir rivayette, Hz.Süleyman'ın susuz bir alanda konakladığında önce insanlar, cinler ve şeytanlardan su bulmalarını istediği, daha sonra hüdhüdü arattığı, fakat onun bulunamadığı anlatılır.
Vehb b. Münebbih'e göre ise, hüdhüdün aranma sebebi nöbetine gelmeyişidir. (Taberi, Cami'u'l-beyan, Neml, 27/16-35 )
Bir rivayete göre de;Hz.Süleyman,
bir sefer esnasında bütün maiyetiyle birlikte rüzgar tarafından uçurulan bir halı üzerinde yol almakta ve kuşlar tarafından güneşten korunmakta iken bir noktadan başına güneş ışıkları gelince oraya bakar ve hüdhüdün yerinde olmadığını farkeder.
Yapılan soruşturmada kuşların yöneticisi olan akbaba, onu bir yere göndermediğini söyleyince
Hz.Süleyman öfkelenir, hüdhüdü mutlaka cezalandıracağını veya öldüreceğini bildirir ve kuşların efendisi kartala hüdhüdü bulmasını emreder.
Kartal havada Yemen'den dönen hüdhüdle karşılaşır;
beraberce Hz. Süleyman'ın huzuruna gelirler.
Hz. Süleyman, hüdhüdün Belkıs'a dair anlattıklarını dinledikten sonra bir mektup vererek onu Sebeliler'e gönderir. (Sa'lebi)
İslami literatürde hüdhüdün;
"ebü'l-ahbar, ebü'r-rebi, ebu ibad, ebu seccad" gibi birçok künyesi vardır.
Belli başlı özellikleri ise şunlardır:
''Toprağın altındaki suyu görür.
Eşine çok bağlıdır, eşi ölünce yeni bir eş aramaz.
Anne babasına karşı çok hürmetkardır;
yaşlandıklarında yiyeceklerini temin eder.
Annesi öldüğünde uygun bir yer buluncaya kadar onu başında taşıdığı için mükafat olarak güzel bir tepelikle donatılmıştır.'' (Hayatü'l-hayevan)
İbn. Abbas'ın naklettiğine göre Resulullah (asv) hüdhüd, göçeğen kuşu, karınca ve arının öldürülmesini yasaklamıştır.
Hüdhüdle ilgili yasaklamanın sebebi olarak, Hz.Süleyman'a su bulması ve elçilik görevi yapması gösterilir. (Kurtubi)
Hz. Süleyman'ın Hüdhüdü ve karıncası, Hz.Salih'in devesi,
Ashab-ı Kehf'in köpeği gibi bir kısım hayvanlar, ruh ve cesetleriyle birlikte baki aleme cennete gideceğini bildiren rivayetler vardır.
(Ruhu'l-Beyan, 5/226)
