24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Mevlana Dilinden Aşk'ın Tarifi..

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Aşk kelimesi sözlükte; 

''müfrit mahabbet, aşırı sevgi, sevgin son mertebesi, sevginin insanı tam olarak hükmü altına alması, varlığın aslı ve yaratılış sebebi gibi anlamlara gelmektedir.''

Aşk maddi ve manevi şekillerde olur. 

Bir kadın yada erkek göz önünde bulundurularak zevki ve cinsi cazibe ön planda tutulmak suretiyle oluşan aşk maddidir. 

Bu aşk genelde mecazidir. 

Hakiki aşk ise, Allah aşkıdır. 

Cenab-ı Hak bir kudsi hadiste,  

''Ben gizli bir hazineydim, bilinmeyi arzu ettim, âlemi yarattım'' buyurmaktadır ki,  

İlahi aşkın kaynağı budur. 

Çünkü Allah'ı bilmek, tanımak ancak aşk ile olur. Allah'ı gerçekten seven kişi, O'nun yarattıklarını da aynı şekilde sever. 

Yaratandan ötürü yaratılanı sever. 

Bu aşk güzele değil, güzelliğedir. 

Herkesi, her şeyi sevmektir.

Sufilere göre tüm yüceliğine rağmen akıl insanı tek başına Allah'a götüremez. 

Allah yolunda ne akla ne de onun elini bulaştırdığı ibadetlere güvenebiliriz. 

İbadet, dua… bütün bunlar Allah'a giden yolda yürüyebilmek için birer vasıtadır. 

Vasıtaya sarılmak gayeyi elde etmek değildir. 

Allah'a varabilmek, aşk mertebesine yükselmekle mümkündür. 

Aşk, ilahi güzelliğin sarayına girmek için emin delil, yolu yürüyebildiğimize inanılır tanıktır.

Aşk sevginin yoğun şeklidir ve her sevgi aşk olarak nitelendirilmez.  

Sevgi damarlarda dolaşan kan gibi maddi

manevi insanın bütün varlığına yayılırsa,  

o zaman aşktan sözedilebilir.

Mevlana, aşkın tanımının herkese göre değiştiğini, kendisine göre ise, aşkın dermanı olmayan bir dert olduğunu belirtir.

Mevlana aşkı yokluk alemine adım atmak olarak ifade eder;

''Aşk ruhun nurudur, sevgi sabah şarabımdır benim; aşk öyle ümittir ki bütün ümitler onda toplanır.''

Aşk nedir bilir misin, Ben'i, biz'i,  

varlık davasını bırakmaktır; 

güzellikleri, güzellikleri yaratanda her dileği,  

her isteği yok etmektir''

Mevlana'ya göre aşk gerçek varlığa ulaşabilmek için diğer her şeyden vazgeçebilmektir. 

Çünkü ancak maddi varlıklardan geçildiği taktirde gerçek varlığa ulaşmak mümkün olmaktadır.

''Aşk ölümden kurtuluştur, baştaki taçtan düşme korkusundan emin oluştur.''

''Aşk dileği, isteği, yapıp yapmamak arzusunu,  

iradeyi, ihtiyarı terk etmektir''

''Aşk, göğe uçmak, her solukta yüzlerce perdeyi yırtmaktır.''

İlk solukta nefisten kurtulmaktır,  

ilk adımda ayaktan geçmektir aşk.

Şu dünyayı görülmemiş saymaktır,  

kendi gözünü görmektir aşk.

Mevlanaya göre aşkın tercümanı yine aşktır. 

Aşk hayatın aslıdır ve Mevlana'ya göre aşk ister Hakkla ister halkla olsun, karşılıklı yaşanır,  

tek taraflı olmaz.

Mevlana aşkın anlaşılmasının çok zor olduğunu ve cihanda kapalı kalmış bir sır olduğunu ifade eder.

Aşk, çorak toprağı gül bahçesine çevirir.

Aşk varlıktan sıyrılmaktır:

Sofi dedi ki; ''Yürü git be… sen, manasız bir suretten ibaretsin…'' 

Sen varlık peşinde koş, aşık değilsin sen.

Aşığın gıdası, ekmeksiz ekmeğe aşık olmaktır. Kanatları yoktur, alemin etrafında uçarlar… 

elleri yoktur, topu meydandan kaparlar!

Mana kokusunu duyan o yoksul da eli kesik olduğu halde zembil örerdi ya!

Aşıklar, yoklukta çadır kurarlar… 

onlar, yokluk gibi renktedirler, bir tek ruhları vardır onların!

Mevlana beşeri aşkı küçümseyerek insanın asıl gayesinin ilahi aşka ulaşmak olduğunu ifade etmektedir.

Elinin gözünün, ayağının çift olması yerindedir. 

Ama gönül ve sevgili iki olunca iş değişir,  

bu uygunsuz düşer. 

Sevgili bir bahanedir. 

Sevgili yalnız bir bahanedir. 

Sevgili yalnız bir Tanrı'dır. 

O'nu iki sananlar ancak ateşe tapanlarla inkarcılardır.

Mevlana'ya göre asıl aşk, yaratıcıya duyulan aşktır.

Onun aşkını seç ki, bütün peygamberler,  

onun aşkıyla kuvvet ve kudret buldular,  

iş güç sahibi oldular, dizeleriyle bunu çok güzel bir şekilde ifade etmektedir.

Aşk renge ve kokuya bağlı zahiri olursa,  

o aşk değildir. 

Kişiye bir utançtır, diyerek Allah aşkı dışındaki aşkların gerçek anlamda aşk olarak ifade edilemeyeceğini belirtmektedir.

Mevlana aşk ile kendinden geçtiğini şu dizelerle ifade etmiştir;

''O şarabı içitim ki can, onun kadehidir;

O şarapla sarhoş oldum ki akıl, ona deli divane olmuştur.

Bir duman geldi, bürüdü beni, ateşledi beni

O mumdan ki güneş, ona pervane kesilmiştir."

Tanrı aşkından hiçbir ziyan görmiyeceksin. 

Nerde cansız kalacaksın... 

Sen kendin can olacaksın. 

Önce göklerden yere inmiştin. 

Sonra da yerden göklere gideceksin.

Mevlana bu dizelerle insanın tekrar Tanrı katındaki yüksek derecesine Aşk ile ulaşabileceğini belirtmektedir.

Aşk gamı kederi alıp götürür;

"İsterse her iki cihan gam dikenleriyle dolsun. 

Devenin dikenden ne korkusu olur. 

Can ve cihan, keder ve üzüntülerle bulaşsa bile yine tertemiz kalır. 

Çünkü aşk temizleyicidir."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *