24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Hülle ve Hüllecilik...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kur'an-ı Kerim'de; 

boşamanın iki defa olduğu,  

bundan sonra, ya iyilikle tutmak veya güzellikle salıvermek gerektiği belirtildikten sonra (Bakara, 2/229) 

bir sonraki ayette şöyle buyurulur; "Yine erkek, karısını üçüncü defa olarak boşarsa, ondan sonra kadın kendinden başka bir erkeğe nikahlanıp varıncaya kadar ona helal olmaz. 

Bununla beraber, eğer bu yeni koca da onu boşarsa onlar birinci koca ile aynı kadın Allah'ın sınırlarını ayakta tutacaklarını zannederlerse iddet bittikten sonra tekrar birbirine dönmelerinde her ikisi hakkında bir sakınca yoktur" 

(Bakara; 2/230).

Bu ayette ve İslam'ın diğer hükümlerine göre, meşru bir hullenin şartları şunlardır:

''Bir defada veya ayrı zamanlarda üç kere boşanan kadın iddetini tamamlayacak.

Bundan sonra, başka bir erkekle, sahih nikahla evlenecek

Evlendiği ikinci kocasıyla zifaf meydana gelecek.

Ölüm veya boşama suretiyle bu ikinci evlilik sona ermiş bulunacak.

Kadın, ikinci kocadan olan iddetini tamamlamış olacak.

Ancak bu şartlar yerine geldikten sonra bir erkeğin üç defa boşadığı karısıyla yeniden evlenmesi mümkündür (el-Cassas Ahkamü'l-Kur'an).

İslam'dan önceki Arap toplumunda erkek, karısını dilediği kadar boşar ve yeniden ona dönebilirdi. 

Evlilik yuvasını zayıf düşüren bu uygulamayı İslam üçle sınırladı. 

Üç defa boşanan eşlerin artık barışma ve evlilik hayatını sürdürme arzuları azalmış demektir. 

Buna rağmen yine de evlenmek isterlerse, yuvayı İslami ölçüler içinde sürdürme konusundaki kanaatleri güçlü ise, hulle'den sonraki devrede yeniden evlenmeleri mümkün ve caizdir.

Ancak üçlü boşamadan sonraki hulle şartı veya cezası taraflara ağır geldiği için, gerçekte 5-6 ay gibi iddet sürelerinden önce gerçekleşemeyecek olan hulleyi, anlaşmalı yollarla çok kısa süreye sığdırma uygulamaları görülmüştür. 

İşte İslam'a saldırmak için tenkid malzemesi olarak kullanılan ve bazılarınca hulle-i şer'iyye kapsamında değerlendirilmek istenen hulle, bu sonuncusudur.

Üçlü boşama ile karısını boşayan koca, başka bir erkekle anlaşır,  

o da nikahtan hemen sonra kadını boşayacağını taahhüd ederse,  

acaba bu şekildeki anlaşmalı evlilik karıyı ilk kocasına helal kılar mı... 

Bu konuda, İslam hukukçuları arasında görüş ayrılığı vardır.

Hanefiler dışındaki çoğunluk İslam hukukçularına göre, anlaşmalı nikah geçersizdir. 

Kadın, bununla ilk kocaya helal olmaz. 

Dayandıkları deliller şunlardır

Hz. Peygamber, anlaşmalı nikah yapana ''muhallil'' ve yaptırana ''muhallelün leh'' lanet etmiş ve birincisine "kiralık teke" tabirini kullanmıştır. (İbn Mace).

Abdullah bin Abbas, Hz. Peygamber'e, anlaşmalı nikah yapanın ''muhallil'' durumunu sormuş O, söyle cevap vermiştir: "Hayır, ancak isteyerek yapılacak nikah helal kılar, hileli nikah değil, Allah'ın kitabı ile alay da değil. 

Sonra, ikinci erkeğin kadınla cinsel ilişkide bulunması da gerekir" (et-Tac). 

Rıfaael Kurazi'nin karısı Hz. Peygamber'e gelmiş ve "Rifaa beni kesin olarak üç talakla boşadı. Ben de Abdurrahman b. Zubeyr ile evlendim. 

Ancak onda ki de ''cinsel uzuv'' çaput çıktı" demiştir. 

Hz. Peygamber (s.a.v) tebessüm ederek; "Yani yeniden Rifaa'ya mı varmak istiyorsun... 

Ama sen, bunun Abdurrahman'ın balcağızından ''cinsel organı'',  

o da senin balcağızından tatmadıkça olmaz", buyurmuştur. (Buharı). 

Burada, bir sahabe kadının kocası ile ilgili en mahrem konuyu açıkça sorduğu ve Nebi (s.a.v)'in de bu soruyu normal karşılayarak hükmü ne ise, Onu bildirdiği görülmektedir.

Hanefilere ve bazı Şafiilere göre ise; anlaşmalı nikah mekruhtur. Batıl değildir. 

Hulle için konuşulan "şu kadar süre, şu kadar para karşılığı evli kalma, ondan boşanma şartıyla evlenme vb. şartlar yok sayılır ve nikah sürekli olarak meydana gelir. Hadîslerde, anlaşmalı nikah yapana "muhallil"; 

helal kılıcı, meşru hale getirici denmesi, akdin sahih olduğunu gösterir. 

El-Evzaiden şöyle dediği rivayet edilmiştir: 

"Anlaşmalı nikah yapan ne kötü yapmıştır, ancak bununla birlikte bu nikah caizdir". 

(Muhammed Ali es-Sabuni).

Anlaşmalı evlilik gerçekte ilk kocaya gerekli teminatı sağlamaz. 

İkinci koca, nikah akdinden sonra fikir değiştirerek, boşamaktan vazgeçse buna çare bulunmaz. 

Ancak kadın da boşama yetkisi almışsa, ''tefviz-i talak'' bunu kullanabilir. (Ömer Nasuhi Bilmen).

1917 Tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesi 15. maddede: 

"Bir kimse üç talak ile boşadığı kadınla, beynunet-i kat'iye kesin ayrılık devam ettikçe yeniden evlenemez". 

118. maddede ise; 

"Beynunet-i kat'iye, karısının iddeti bittikten sonra hulle maksadı olmaksızın, başka bir kocaya varıp, cinsel temastan sonra ondan ayrılması ve iddetinin de tamamlanması ile ortadan kalkar" hükümleri yer almaktadır.

Türk Medeni Kanununda boşama sayısı ile ilgili bir evlenme engeli yoktur. 

Buna göre, bir kimse defalarca boşadığı karısı ile yeniden evlenebilir. Üç talak hakkının bir defada kullanılması sonucunda,  

boşayan eş pişmanlık duyarsa, boşadığı eşiyle arasına hulle engeli girmektedir. 

Bu durum, kıskanç kocayı çileden çıkarmakta, probleme çare bulmak için bilim adamlarının kapısını aşındırmaktadır. 

Bu arada konunun inceliklerini bilmeyen kimselere de fetva için başvurulabilmektedir .

İşte, boşama iddetlerini gözetmeden, kısa sürede hileli evlenme ve boşanma yolu hulle'yi kötüye kullanılır hale getirmiştir. 

Ancak İbn Teymiyye ve İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye gibi bazı fakihler bir defada yapılan üç boşamayı,  

bir boşama sayarak, boşanmada karşılaşılan sertlikleri yumuşatma yoluna gitmişlerdir. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *