24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Evliyanın Maneviyatı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bayezid Bistami; 

Şöyle ifade ediyor hazret; 

''İlk hacca gittiğimde sadece Kabe'yi gördüm. 

İkinci gidişimde hem Kabe'yi hem de Kabe'nin Rabbi'ni gördüm. 

Üçüncü gidişimde ise, sadece Kabe'nin Rabbi'ni gördüm.''

Hazret-i Mevlana da bu hakikati farklı bir pencereden şöyle beyan eder;

''Hacca gidenler orada evin yani,  

Beytullah'ın sahibini arasınlar. 

O'nu bulduktan sonra Kabe'yi her yerde bulabilirler.''

Yani hayatın bütün muhtevasında, ilahi müşahedenin altında bulunduğunun idrakiyle yaşayanlar,  

her yerde Allah'ın rızasını kazanabilme gayreti içinde olurlar.

***

Kulu Cenab-ı Hakk'a vasıl edecek vesileler,  

nefeslerin sayısı kadar çoktur. 

Mühim olan, Hakk'a vuslat arayışı içinde yaşamaktır.

Malumdur ki, bir evde farklı istikametlere bakan pencerelerden görülen manzaralar asla bir değildir. 

Hal böyle olunca, bir kimsenin karşılaştığı bir hadisede sergilemiş olduğu davranış, onun hayata hangi pencereden baktığının,  

hangi sese kulak verdiğinin de bir işareti mevkiindedir.

***

Dünyaya imtihan nazarıyla bakabilenler,  

onda ahirete sermaye olmak hususiyetinden başka bir kıymet görmemişlerdir. Çünkü asıl yurdumuz bu alem değil, öbür alemdir. 

Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur;

''Dünyada misafir gibi olun! 

Mescidleri ev ittihaz edin! 

Kalplerinizi rikkate incelik, zarafet ve hassasiyete alıştırın! 

İlahi azamet ve kudret akışlarını çok tefekkür edin ve ilahi nimetlere layıkıyla şükredememek endişesiyle çok ağlayın! 

Nefsani arzularınız sizi değiştirmesin!..'' (Ebu Nuaym)

***

Hazret-i Mevlana buyurur;

''Ey yol yordam bilmeyen! 

Yollarda şaşkın şaşkın dolaşmak istemiyorsan,  

bir ceylan gibi seni tarifsiz güzelliklere götüren bir velinin yolunda yürü! 

Yoksa hem gülistanı uzaktan bir ateş yığını zannederek güzelliklerden mahrum kalırsın; hem de dünya çölünde gördüğün serapların peşinde koşarsın. 

Ancak ab-ı hayat zannettiğin o seraplar,  

senin boğazını tıkayacak kızgın kumlardan başka bir şey değildir!..''

''Eğer bu hale düşmek istemiyorsan, gönül kulağına gaflet pamuğu tıkama! 

Hak dostlarının sözlerine kulak ver de Hazret-i Peygamber'in yolunun Kıtmir'i ol!''

Ya Rabbi! 

Biz aciz kullarını; seçtiğin, sevdiğin, kendilerine maddi-manevi ihsanlarda bulunduğun salih kullarının yolundan ayırma! 

Bizi, Mevla olarak sadece Sen'i bilen, Sana el açan,  

Sen'den yardım bekleyen hakiki mü'min kullarından eyle!

***

İmam Malik Naklediyor:

Bir gün Lokman Hakim'e:

''Sende gördüğümüz meziyet ve faziletlerin kaynağı nedir''.. diye sorulmuştu.

O da şu cevâbı vermişti:

''Doğru sözlülük, emaneti yerine getirmek, beni ilgilendirmeyen şeyi terk etmek ve ahde vefa göstermek.'' (Muvatta)

***

Bir kişinin çevresine güven vermemesi, imanının zayıfladığına,  

haysiyetini yitirdiğine ve İslami hassasiyetlerini kaybettiğine işarettir. 

Artık onda imanın sadece adı kalmış,  

ibadetlerinin içi boşalmış, elinde samimiyetsiz ve riyakar bir görüntüden başka bir şey kalmamıştır. 

Hazret-i Ömer (radıyallahu anh) bu hususu şöyle ifade eder:

''Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız. 

Konuştuğunda doğru söylüyor mu,  

kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete riayet ediyor mu,  

dünyaya meylettiği zaman helal haram gözetiyor mu,  

ona bakınız.'' (Beyhaki)

Yine bir gün, bir kimse Hazret-i Ömer'in yanında başka birinden övgüyle bahsediyordu.

Ömer -radıyallahu anh;

''Onunla hiç yolculuk, komşuluk veya ticaret yaptın mı''... 

şeklinde sualler sordu. 

Adam her seferinde ''hayır'' cevabını verince Hazret-i Ömer;

''Allah'a yemin ederim ki sen onu tanımıyorsun'', buyurdu. 

(Gazali, İhya)

Çünkü insanları tanıyıp değerlendirmede en çok dikkat edilecek hususlar bunlardır. 

Zira kişinin sağlam bir karakter sahibi olup olmadığı ve manevi seviyesi,  

onun beşeri münasebetlerinde,  

hal ve davranışlarında kendini gösterir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *