24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kus Bin Saide...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Arapların ünlü şair ve hatiplerindendir. 

Cahiliye devrinde yaşamış ve peygamber gelmezden birkaç yıl önce haberini vermiş, insanlara,  

gelecek olan peygambere iman etmeyi tavsiye etmiştir. 

Allah'ın varlığı ve birliğine inanan, insanları putlardan uzak tutmaya, ölümden sonra dirilmeye inanmaya davet eden ileri görüşlü bir insan olarak tanınmıştır. 

Son peygamberin geleceğini müjdelediği hutbesini, aralarında Hz. Ebu Bekir'in de bulunduğu çok sayıda insan dinlemiştir. 

Necran bölgesinde yaşayan İyad kabilesine mensuptur. 

Necran bölgesinin meşhur hatiplerinden olan Kus bin Saide'nin hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Necran, ünlü hatiplerin yetiştiği bir bölge olarak tanınmış ve bununla ün yapmıştır. 

Söz konusu ünlü hatip hakkındaki bilgiler daha çok tanınıp insanların arasında dolaşmasından itibaren başlar. 

Şair ve hatip, nasihat maksadıyla aralarında Suriye ve Irak'ın da bulunduğu birçok bölgeyi dolaşarak insanlara nasihatlerde bulundu.

Bizans İmparatorluğuna da gittiği nakledilen Kus bin Saide'nin önemli bir dostluğa da vesile olduğu nakledilmektedir. 

Akıl, ilim, edep, mal mülk ve mürüvvet konularına değinerek bu konulardaki düşüncelerini aktarırdı.

Cahiliye döneminde putlara tapmayan nadir insanlardan biri olan Kus, Hanifliler arasında ismi zikredilmekte olup, bu doğrultuda insanlara nasihatlerde bulunduğu bilinmektedir. 

Bu amaçla meşhur Ukaz panayırında toplanan halka fikir ve düşüncelerini bir çeşit şiir tarzında  

İnsanları Allah'ın varlığı ve birliğine inanmaya davet etti.

Kus bin Saide, henüz peygamberlik gelmeden önce bir peygamberin geleceğini, bazı hadiselerden edindiği izlenim ve keşif yoluyla öğrendi. 

Bu bilgiye Peygamber Efendimize nübüvvetin nazil olmasından çok kısa bir süre önce ulaştı ve bunu insanlarla paylaştı. 

Ukaz Panayırında toplanan ve çok kalabalık olan halk topluluğuna seslenerek peygamberin geleceğini müjdeledi. 

Yüce Peygamberimiz de onu dinleyenler arasında idi. Ancak, ünlü hatip bunun farkında değildi. 

Kısa bir süre sonra da peygamberlik nazil oldu,  

vahiy gelmeye başladı. 

Ama, müjdeci o sıralarda vefat etmişti.

Kızıl bir deve üzerinde meşhur hutbesini okuyan Kus bin Saide şunları beyan etmişti:

''Ey insanlar! 

Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız. 

Yaşayan ölür. 

Ölen fena olur. Olacak olur. 

Yağmur yağar, otlar biter. 

Çocuklar doğar, analarının babalarının yerini tutar. Sonra hepsi mahvolup gider. 

Hadiselerin ardı arkası kesilmez. 

Hemen birbirini takib edip kovalar. 

Kulak veriniz, dikkat ediniz! 

Gökte haber, yerde ibret alacak şeyler var. 

Yeryüzü bir ferş-i eyvan,  

gökyüzü bir yüksek tavan. 

Yıldızlar yürür, denizler durur...

Yemin ederim Allah'ın indinde bir din vardır ki,  

şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir ve Allah'ın gelecek olan bir peygamberi vardır ki,  

gelmesi pek yakın oldu. 

Gölgesi başınız üstüne geldi. 

Ne mutlu o kimseye ki, ona imin edip de o dahi ona hidayet eyleye. 

Vay ona isyan ve muhalefet eden bedbahta. 

Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere!...

Ey İyad halkı! 

Hani dedeler, nerede babalar, hani hastalar ve ziyaretçileri... 

Nerede o bina kurup yükselten, yaldızlayıp süsleyen Ad ve Semud kavimleri... 

Hani, mal, hani evlat... 

Nerede o haddi aşıp azan, mal toplayıp biriktiren, hani dünya varlığına mağrur olup da kavmine; 

Ben sizin tanrınızım! diyen Firavun ile Nemrud... Onlar sizden daha zengin ve kuvvetli değil miydiler.. Bu kara toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti, dağıttı. 

Kemikleri bile çürüyüp dağıldı. 

Evleri yıkılıp ıssız kaldı. 

Yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. 

Sakın onlar gibi gaflet yoluna gitmeyin. 

Her şey fanidir. 

Baki olan ancak Allah'tır ki, mabud ancak O'dur. O'nun eşi, benzeri ortağı yoktur. 

O doğmamış ve doğurtulmamıştır. 

Evvel gelip geçenlerde bize ibret alacak şey çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri var ama, çıkacak yeri yoktur. 

Büyük, küçük hep göçüp gidiyor. 

Giden geri gelmiyor. 

Katiyetle anladım ki, herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, ben de öleceğim.''

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *