24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Aşık Dertli...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bolu ile Gerede arasında Yeniçağ bucağının Şahnalar köyünde 1

772 yılında doğan Dertli, 1845 yılında Ankara'da ölmüştür. 

Mezarı Gerede yakınlarında Esentepe'dedir. 

Sonradan anayol üzerinde bir tür "Anıtmezar" yapılmıştır.

Dertli'nin asıl adı İbrahim'dir. 

Babası Ali adlı bir çiftçidir. 

Dertli'nin babasının ölümünden sonra köyün Halil Ağası küçük yaşta babasız kalan Dertli'nin babadan kalma tarlasını,  

mallarını davarlarını elinden alır. 

Dertli de, yakın köylerden birindeki akrabalarının yanına gitmek zorunda kalır.

Sonraki yaşamı özetle şöyle; 

Üç yıl İstanbul'da, Konya'da , on yıl Mısır'da kalmış. 

Sonra yine köyüne dönmüş evlenmiş. 

İki oğlu olmuş. 

Ama Dertli, birazda ozanlığının verdiği dürtülerle olsa gerek,  

alıştığı başı boş gezginciliğinin dürtüsüyle yine yollara düşmüş. 

Orta Anadolu'da dolaşmış. 

1826'da İstanbul'a gitmiş, kısa süreli birkaç memurluk yapmış,  

sonra da Ankara'ya gitmiş, orada ölmüş.

Dertli'nin ilk takma adı "Lütfi"dir. 

Genellikle, kullandığı "Dertli" takma adının yaşamının güçlüklerinden geldiği söylenir,  

ama bir başka söylenti de bir sevi yüzünden kendisini usturayla öldürmeye kalkıştığı için "Dertli" adını aldığı yolundadır. 

Dertli hem aruz, hem hece ölçülerini kullanmıştır. 

Divanı vardır. 

Ancak, asıl ününü, ozanlık değerini hece ölçüleriyle yazdığı şiirlerinde göstermiştir. Bektaşi'dir. 

Tekke ve Divan edebiyatım çok iyi bildiği anlaşılıyor. 

Divan edebiyatım bilmesi, kent kültürüyle ilişki kurması Dertli'nin de dilinde, söyleyişinde bu kültürün izlerini bırakmıştır. 

Dertli'nin Gevheri, Aşık Ömer, Fuzuli gibi ozanlardan etkilendiğini gösteren belirtileri bulma olanağı vardır.

Çağının ünlü yaygın, kişiliği etkin birkaç ozanından biri olduğu kuşku götürmez. Tek kitabı Dertli Divanı birkaç kez basıldı.

Dertli, badeli aşıklarımızdandır. 

"Otuz dokuz gün hizmetinde kusur etmediği gezginci bir derviş de İbrahim'den kırkıncı gün sabahı bir bardak su istemiş. 

İkinci bardağı İbrahim'e besmele ile içirmiş, işte aşıklık ilmini bu bir bardak sudan almış ve badeli aşık olmuştur." 

(Berberoğlu). 

İlk şiirlerinde Lütft, Mısır dönüşü sonrasında söylediği şiirlerinde ise başından geçen çeşitli olaylar sebebiyle Dertli mahlasını kullanmıştır. 

Hem aruz, hem de hece vezniyle şiirler yazmıştır. 

Bunlar arasında hece ile söyledikleri daha başarılıdır. 

Fes ve saz üzerine söylediği şiirleriyle önlenmiştir. 

Aruzlu olan şiirlerinin dili ağırdır. 

Şiirlerinin ana temasını din ve tasavvuf, beşeri aşk,  

sosyal ve toplumsal konular, hiciv ve mizah, tabiat ve tabiat güzellikleri, gurbet, hasret, dert, sıkıntı, vb. oluşturmaktadır.

Dertli biraz da mensubu olduğu Bektaşi tarikatının etkisiyle,  

Hazreti Ali'ye aşkla bağlanmıştır. 

Dertli'nin yolundan giden aşıklar gelecekte bir aşık kolunun oluşmasını sağlamışlardır. 

Bu aşık kolunda Geredeli Figanı, Mudurnulu Yağcı Emin,  

Çankırılı Pinhani, Çankırılı Cudi, Ilgazlı Naili ve Kastamonulu Yorgansız Hakkı gibi Bolulu, Çankırılı ve Kastamonulu aşıklar yetişmiştir. 

Dertli yaşadığı dönemin şairlerinden Everekli Develili Seyrani,  

Erzurumlu Emrah ve Bayburtlu Zihni ile birlikte değerlendirilmelidir. 

1845 yılında Ankara'da vefat edip oraya defnedilen Dertli'nin kabri,  

105 yıl sonra Yeniçağa'ya taşınmıştır.

Taşlama:

Abdallığın binasını sorarsan

Allah bir Muhammed Ali abdaldır

Hakıykat ilminin aslın sorarsan

Cümle ululardan ulu Abdaldır.

***

Ben bu Abdallıktan gerüye kalmam

Tuttum Abdallığı elden bırakmam

Hem Hadice hem Fatıma hem Selman

Kemer bestelerin beli Abdaldır

***

Muhammed kırklara bir hayal gördü

Ol hayal ne imiş aslına erdi

Firdevs-i a'ladan içeri girdi

Öten bülbüllerin dili Abdaldır

***

Muhammed kırklara beli bes dedi

Ali'yi görünce Allah dost dedi

Hak Muhammed Abdal olmak istedi

Muhammed Ali'nin yol Abdaldır

***

Dertli kemter anladın mı hisabı

Seyyid Battal Gazi Abdülvehhab'ı

Hem doksan bin halifenin sahabı

Hünkar Hacı Bektaş Veli Abdaldır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *