24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Şahin Bey...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Antepli Şahin Bey, İstiklal Harbinin aziz şehitlerindendir. 

Tek başına düşmana meydan okumuş,  

"Düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez, " demiştir. 

Şahin Bey, 1877 yılında Gaziantep'de doğdu. 

Asıl adı Mehmed Said'dir. 

1899'de Yemen'e er olarak giden Mehmed Said,  

Yemen cephesinde gösterdiği muvaffakiyet ve kahramanlık üzerine başçavuş oldu. 

Mehmed Said, 1911'de Trablusgarb harbine gönüllü olarak katıldı,  

Balkan savaşlarında Çatalca cephesinde savaştı.

Galiçya'da 15. Kolorduda savaşan Mehmed Said,  

1917 Ekiminde Sina Cephesinde vazife aldı. 

Tehlikeli vazifelere gönüllü olarak koşan, vatanperverliği,  

ahlakı ile dikkatleri üzerinde toplayan Mehmed Said'in rütbesi teğmenliğe yükseltilti. 

1918 yılında İngilizlerle Sina cephesinde cereyan eden şiddetli bir muharebe neticesinde esir düştü. 

Mısır'daki İngiliz esir kampında 1919 Aralık ayı başlarına kadar esir olarak kalan Mehmed Said, ateşkesden sonra serbest bırakıldı.

Şahin Bey, 13 Aralık 1919'da İstanbul'a geldi ve Harbiye Nezaretine müracaat ederek vazife istedi. 

Harbiye Nezareti tarafından Urfa'nın Birecik kazası Askerlik Şubesi Başkanlığına tayin olunan Şahin Bey, İşgal altındaki Antep'in vaziyetini görerek Antep'te kalmaya karar verdi. 

Antep Heyet-i Merkeziyesine müracaat ederek vazife isteyen Şahin Bey,  

heyetin kendisine Kilis-Antep yolunu kontrol altında tutma vazifesini vermesi üzerine derhal çalışmaya başladı.

1920 yılı Ocak ayı başlarında köyleri dolaşarak cihadın ehemmiyetini ve faziletini anlatan Şahin Bey, kısa zamanda 200 fedai topladı. 

Kilis, Antep yolu, Antep harbinin kilit noktasıdır. 

Şahin Bey kendisine haber gönderen Anteplilere şu cevabı vermektedir: "Müsterih olunuz. Düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez!"

5 Kasım 1919'da İngilizlerden işgal hareketini devralan Fransızlar,  

bir türlü Anadolunun bu güzel beldesini işgale muvaffak olamamakta,  

şehir halkı, sınırlı imkanlarıyla karşı koymaktadırlar. 

Şahin Bey ve fedaileri 3 Şubat'ta ve 18 Şubat 1920'de tam donanımlı Fransız birliklerini perişan etmişlerdir. 

Şahin Bey, zaferin ardından düşman kumandanına gönderdiği mektupta şöyle demektedir; 

"Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde şüheda kanı karışıktır... 

Din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak bize,  

Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. 

Bir gün evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza."

Sürüyle saldıran düşman kuvvetleri bir avuç yiğit karşısında perişan olmanın şaşkınlığına düşmüşlerdi. 

Fransız kuvvetleri 25 Mart 1920'de Andorya kumandasında yola çıkar. 

Bu Fransız küvetleri sekiz bin piyade ve iki yüz süvariden oluşmaktaydı. 

Ayrıca bu Fransız birliğinde, bir batarya top,  

16 Ağır makinalı tüfek, çok miktarda otomatik tüfek ve 4 tank mevcuttu. Kahraman Şahin Bey, ancak yüz kişiyi bulan fedaileriyle düşmanın karşısına dikilmişti. 

25 Mart günü sabahtan akşama kadar çatışma devam etmiş ve Şahin Bey düşmana ağır kayıplar verdirmiştir.

Şahin Bey, gece gündüz uyumuyor, çatışma esnasında her tarafa yetişerek fedailerin manevi kuvvetlerini yükseltmeye çalışıyordu. 

Sırtındaki kaputu çıkartıp nöbet bekleyen yiğitlerin üzerine örten Şahin Bey,  

her hareketiyle örnek olmaktaydı. 

28 Mart sabahına kadar düşmana aman vermeyen Şahin Bey,  

durumun gittikçe kritik hal almasından sonra kendisine geri çekilmeyi tavsiye edenlere şöyle diyordu; 

"Düşman buradan geçerse ben Ayıntab'a ne yüzle dönerim, düşman ancak benim vücudum üzerinden geçebilir."

Çatışmanın 4.günü öğleye doğru Şahin Bey'in yanında 18 kişi kalmıştı. 

Onların da şehit olmalarından sonra tek başına kalan Şahin Bey,  

son kurşunu kalıncaya kadar düşman ateşine karşılık vermiştir. 

Atacak kurşunu kalmayan Şahin Bey, tüfeğini yere çarparak kırmış ve üzerine hücum eden düşmanlara karşı yumruklarını sıkarak karşı durmuştur. 

Silahsız Şahin Bey'in yanına yaklaşamayan düşman askerleri uzaktan ateş ederek Şahin Bey'i şehit etmişler, ardından süngü darbeleriyle aziz naşını parça parça etmişlerdir.

28 Mart 1920'de şehit olan Şahin Bey'in ağzından dökülen son söz şu olmuştur. "Allah'ım vatanımı kurtar, alçak düşman! Gel sen de süngüle" 

Şahin Bey'in şehadet haberi şehre gelince yanık bağırlardan şu mısralar dökülmüştür:

''Şahin'i sorarsan otuz yaşında,  

Süngüyle delindi köprü başında. 

Çeteler toplanmış ağlar başında. 

Uyan şahin uyan gör neler oldu. 

Sevgili Ayıntab'a Fransız doldu.''

***

"Düşünme arkadaş, Allah büyüktür,  

Alamaz bir tek taş Allah büyüktür,  

Sen çalış ve uğraş Allah büyüktür. 

Sönmesin İslamın parlak yıldızı..."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *