14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ölümünde Arşı Ala Sallanan Sahabi, Sa'd İbn. Muaz R.A.

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İnsan şerefli bir varlıktır. 

Zira onun özünde fıtrat nuru, İslam vardır. 

Onu muhafaza için her an nefsiyle mücahede,  

şeytanla mücadele halindedir.

Saadet çağında, özündeki sese kulak verip İslam nimetiyle şereflenen ashab-ı kiram büyük bir değişiklikle birden gökteki yıldızlar gibi parlıyor ve insanlığa rehber oluyorlar. 

Onların Müslüman oluşu, sevgili Peygamberimize itaat ve teslimiyetleri,  

sevgileri, celadet, cesaret ve kahramanlıkları bizlere en güzel örnek teşkil ediyor, işte bu bahadırlardan birisi Hz.Sa'd bin Muaz'dır.

O ömrünün otuz birinci yılında Müslüman oluyor. 

Otuz yedinci yılında da şehit olarak dar-ı bekaya intikal ediyor. 

Cennetü'l-Baki'a defnediliyor.

Kısa bir hayat Sa'd bin Muaz'ın ki… 

Fakat Allah ve Resulü sevgisiyle dopdolu… 

Malı, canı o yolda feda ederek ömrünü bereketlendiriyor.

Ensarın En Faziletlisi:

Hz. Sa'd bin Muaz (r.a.) Evs kabilesinin reisi, muhacirler arasında Ebubekir Sıddık (r.a.) ne makamda idiyse, o da Ensar arasında o makamın sahibi. Künyesi; ''Ebu Amr'dır.'' 

Mus'ab bin Umeyr'in (r.a.) rehberliği ile Müslüman oluyor. 

Şöyle ki;

Resul-i Ekrem (s.a.v.) hicretten evvel Mus'ab b. Umeyr'i (r.a.) Medine'ye muallim olarak gönderiyor. 

Es'ad b. Zürare'nin evinde sohbetler yaparak İslam'ı anlatmaya başlıyor. 

Kur'an'dan ayetler okuyor, okutuyor. 

Etrafını İslam nuruyla aydınlatmaya çalışıyor.

Birgün Üseyyid bin Hudayr, yanlarına geliyor ve onlara; 

''Sizin maksadınız nedir..'' 

Bir takım zayıf insanları aldatıp azdırıyorsunuz diye şiddet gösteriyor. 

Mus'ab ise ona gayet nazikane bir şekilde ''Hele biraz durun, oturun, sözümüzü bir dinleyin'' diyerek oturtuyor. 

Ona İslam'ı anlatıyor ve bir miktar Kur'an okuyor.

Kur'an-ı Azimüşşan'ın belagatı karşısında kalbindeki iman nuru parlayan Üseyyid; ''Ne güzel şey! Bu dine girmek için ne yapmalı'' diye soruyor.

Mus'ab b. Umeyr, İslam'ı telkin ediyor, Üseyyid de kelime-i şehadet getirerek Müslüman oluyor. 

Ve hemen ''Ben varayım size Sa'd'i göndereyim. 

Eğer o dahi Müslüman olursa artık bu beldede iman etmedik kimse kalmaz'', diye kalkıp gidiyor.

Sa'd bin Muaz, Evs kabilesinin reisi ve Es'ad b. Zürare'nin teyzezadesi idi. 

Useyid bin Hudayr de rüesadandı. 

Sa'd pür hiddet çıka gelir ve; 

''Ey Es'ad! eğer seninle aramızda akrabalık olmasaydı,  

kabilemiz içine soktuğunuz işlere sabredemezdim diye tehditkar sözler eder'' Mus'ab ona da son derece nazik bir şekilde:

''Hele biraz durunuz, oturunuz, dinleyiniz, beğenirseniz kabul ediniz, beğenmezseniz biz de tekliften vazgeçeriz'' diyerek vakur ve yumuşakça karşılık veriyor. 

Ona da İslam'ı anlatıyor. Bir miktar Kur'an okuyor. 

Daha Kur'an-ı Kerim okunurken yüzünde İslam nuru parlayan Sa'd bin Muaz  

siz bu dine girerken ne yapıyorsunuz... diye soruyor. 

Mus'ab (r.a) İslam'ı telkin ediyor ve Sa'd (r.a.) kelime-i şehadet getirerek İslam ile şerefleniyor.

''Gunye'' adlı eserde; Sa'd bin Muaz'ın (r.a) şöyle dediği nakledilir:

''Dünya işlerinden bir şey hatırıma getirerek namaz kıldığım katiyyen vaki olmamıştır.''

Hz. Sa'd (r.a) Bedir ve Uhud gazalarında bulunmuştur. 

Bedir günü harbe teşvik yollu ateşli hitabesinden Fahr-i Kainat Efendimiz pek memnun olmuşlardır. 

Onun cesareti, celadeti, kahramanlığı, teslimiyeti, muhabbeti, itaati ve sebatını bu hitabesinde görmekteyiz.

Sevgili Peygamberimiz Bedir günü ashabıyla istişare ederken,  

Ensarın da fikrini almak istemişti. 

Bunun üzerine Sa'd bin Muaz (r.a.) kalkarak:

'' Ya Resulullah! biz sana inandık. 

Taraf-ı Bari'eten bize getirdiğin Kur'an'ın hak olduğuna itikad ve itimad ettik. 

Sana tabi olmak ve itaat etmek üzre ahd ü misak eyledik. 

Nasıl dilersen o şekilde hareket et. 

Biz seninle beraberiz. 

Seni gönderen Allah hakkı için eğer denize girersen seninle beraber gireriz. Biz düşmana karşı varmaktan çekinmeyiz. 

Harpte sebat etmesini, sadakat göstermesini biliriz. 

Düşmanla karşılaştığımızda Cenab-ı Hak'tan umarız ki Ensar camiasından seni memnun ve mesrur edecek şehamet harikaları zuhur edecektir. 

Hemen bizimle beraber düşman üzerine azimet buyurunuz'' diyerek, gönülleri coşturan Sa'd, Habib-i Ekrem Efendimizi de o kadar memnun etmiştir ki; ''Sa'd bin Muaz'ın vefatından dolayı Rahman'ın arşı sarsıldı'' buyurmuşlardır. 

Onun irtihalini Cebrail (a.s.) Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimize gelerek; 

''Ya Muhammed (s.a.v.)! Bu abd-i salih kimdir ki, ruhunun yükselmesi için semanın kapıları açıldı ve onun gelişiyle Arş-ı Rahman titredi, '' sözleriyle haber verir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *