14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Zeydiler...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Oniki imamın dördüncüsü olan Zeynelabidin'in oğlu Zeyd'e tabi olan ve; 

''Hazret-i Ali, Ashabın en efdalidir.'' 

Bununla beraber Ebu Bekr, Ömer ve Osman'ın hilafetine caizdir diyen Zeydiler,  

halifeliğin, Zeynelabidin'den sonra oğlu Zeyd'e ve onun soyundan gelen

kimselere ait olduğunu söylemelerinden dolayı bu adı almışlardır.

Alim ve fazıl bir zat olan Zeyd bin Zeynelabidin ve oğlu Yahya'nın vefat etmelerinden sonra bir müddet dağınık halde kalan Zeydiler,  

Abbasi halifelerinin siyasi otoritelerinin zayıflamasından istifade ederek,  

hazret-i Ali'nin torunlarından olan Hasan bin Zeyd'in etrafında toplandılar. Abbasilere kırgın halkı ve şianın diğer kollarından olan kimseleri de, beraberlerine alarak 864'te Taberistan'da isyan ettiler. 

Deylem bölgesi halkını ve henüz tam Müslüman olmamış Hazar Denizinin güney batı sahilleri halkını kendi taraflarına çektiler.

Bağımsızlıklarını ilan edip Rey'i ele geçirdiler ve Zeydiler Devletini kurdular. Fakat kısa bir müddet sonra yenilgiye uğrayarak Deylem'e çekildiler. 

870'te tekrar harekete geçerek Rey,  

Cürcan ve Kumis'i aldılar. 

Fakat başarıları sürekli olmadı. 

875'te Taberistan'a tekrar hakim oldular. 

Bu bölgede Zeydilerin kurduğu devlet, ''En-Nasır-Lil-Hak'' ünvanıyla bilinen 

el-Utruş'un 917'de vefatına kadar devam etti. 

Daha sonraki zamanlarda küçük bir fırka haline gelen Zeydiler,  

fazla bir varlık gösteremediler.

Zeyd bin Zeynelabidin ve oğlu Yahya'nın vefatından sonra dağılan Zeydilerden bir kısmı da Yemen taraflarına gitmişti. 

Abbasi halifelerinin denetim ve kontrolünden uzak olan bu bölgede hazret-i Hasan'ın soyundan gelen el-Kasım bin.Tabataba'nın etrafında toplandılar. Ressiler adıyla anılan Yemen Zeydileri,  

Kuzey Yemen'deki Sana'da yerleştiler ve hakim oldukları bölgeleri; 

Haricilere, Karamita ve diğer fırkalara karşı korudular. 

Zaman zaman San'a'yı ellerine geçirdiler. 

El-Kasım bin İbrahim'in torunu olan ve ''Hadilil-Hak'' ünvanıyla bilinen Hüseyin zamanında bağımsız bir devlet kurdular. 

Yemen'i merkez yapıp, İslam dünyasının her tarafına fikir ve görüşlerini anlatacak ve siyasi propagandalarını yapacak propagandacılar gönderdiler. 

1062 yılında Süleyhiler tarafından San'a alınıp,  

Zeydi hakimiyetine son verildi. 

Daha sonra 1099'da Hamdanilerin idareyi ele alması üzerine onların hakimiyetine girdiler.

Başkalarının hakimiyeti altında dağınık bir hale gelen Zeydiler,  

1150'de Ahmed el-Mütevekkil'in idaresinde tekrar Yemen'de iktidarı ele geçirdiler. 

Hamdanilere karşı zaman zaman hâkimiyet mücâdelesi verdiler. 

Fakat fazla bir zaman geçmeden 1174'te Yemen,  

Eyyubiler tarafından zapt edilince,  

Zeydiyye imamlarının Yemen'deki yetkileri önemli ölçüde kısıtlandı. 

İlk Resuliler zamanında bir dereceye kadar yeniden kuvvetlenen Zeydiler iktidarı, 1281'de tekrar sona erdi.

Bu devreden sonra aralarında mücadele ederek bölünen Zeydiler,  

1538'de Osmanlı hakimiyetine girdiler.

On altıncı asrın sonlarından itibaren Zeydiler,  

Osmanlılara tabi olarak Yemen'e tekrar hakim oldular. 

On dokuzuncu asrın ortalarına doğru 1840'larda,  

Mustafa Reşid Paşanın haince tutumu sayesinde Yemen'in Kızıldeniz'e hakim noktasında üs elde eden İngilizler,  

diğer Avrupa kavimleri ile birlikte Zeydileri Osmanlı Devletine karşı kışkırttılar. 

1849 yılında bölgeye gelen Osmanlı kuvveti Yemen'i ikinci defa Osmanlı hakimiyetine aldı. 

Fakat İngiliz ve diğer Avrupa devletlerinin kışkırtmaları ile Zeydiler,  

ikide bir isyan ediyorlardı. 

1911'de yapılan bir anlaşma barış getirdi ise de,  

1918'de Osmanlılar, Yemen'i tamamen terk etmek mecburiyetinde kalarak idareyi Zeydi İmamı Yahya'ya bıraktılar. 

Bilhassa İngiliz sömürgesinden Yemen,  

şekli olarak Zeydi imamlarının idaresinde kaldı.

1967'de İngilizlerin bölgeden çekilmesiyle ayrı ayrı bağımsızlıklarına kavuşan Güney ve Kuzey Yemen cumhuriyetleri 1990'da birleştiler. 

Zeydilik bugün Yemen'in resmi mezhebidir.

Zeydiyyenin temel görüşleri şunlardır: 

''Zeydiyyeye göre; taşıdığı vasıflar itibariyle imam, hazret-i Ali olmalıdır. 

Çünkü o, imamet için gerekli bütün şartları taşımaktadır. 

Onlara göre imam, takva ve ilim sahibi olmalı,  

en küçük şüpheli şeylerden dahi kaçınmalıdır. 

İmamın günahlardan korunmuş olması şart değildir. 

Bu ise, hazret-i Ali ve hazret-i Fatıma'nın çocuklarında yürür. 

Gaib İmam fikrini reddeden Zeydiler, imamın kendi imametini açıkça ilan etmesi gerektiğini söylerler. 

Buna göre hazret-i Ali, sahabenin en üstünüdür. 

Zeydiler; İmamiyyeden farklı olarak; mest üzerine mesh etmeyi,  

adil ve zalim olsun her imamın arkasında namaz kılmayı ve Ehl-i kitabın kestiğini yemeyi caiz görürler ve müt'a nikahını da kabul etmezler.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *