FUTBOLUMUZUN SÜPERLERİ!

TAKİ DOĞAN YAZDI...

Günlerdir yerli - yabancı futbolcu tartışması yapıyoruz.

Aslında hiç bir yararı olmayan ve kalıcı bir çözüm içermeyen monolog...

Artık bir gerçek var ki, globelleşen dünyada futbolcu alınıyor, satılıyor.

Yeni öğrendim. Rahmetli İlhan Cavcav Afrika'dan aldığı futbolcuya lisans çıkartıp, forma giydirmeden Uzakdoğu'ya satarmış.

Bu ortamda karşımıza somut bir örnek çıktı.

"Türk futbolunun süperleri ile müthiş tören" başlığı ile önceki gün medyanın manşetini süsleyen önemli bir haber vardı.

40'ına merdiven dayamış Emre!

Yıllardır Milliyet'in Yılın Sporcusu anketine eş değer bir başarı ödüllendirilmesi...

Yılın süper kalecisi: Muslera... Yılın süper defans oyuncusu: Pepe... Yılın süper forveti: Gomis... Yılın süper futbolcusu: Gomis... Yılın süper golü: Quaresma... Yılın süper onbiri: Muslera, Mariano, Pepe, Skrtel, Adriano, Emre, Rodriquez, Talisca, Visca, Burak, Gomis.

Türk oyuncuları sona bıraktım. Yılın süper Türk temsilcisi Roma'daki Cengiz Ünder. Ya oynuyor, ya oynamıyor! Yılın süper orta saha oyuncusu Emre Belözoğlu. 40'ına merdiven dayamış! Tek devrelik oyunu ve gördüğü kırmızı kartlarla futbol yaşantısının son turunda. Sivassporlu Muhammet Demir ise fair play ödüllü.

Fatih Terim, Milli Takım'daki blaşarısızlığının yanı sıra Galatasaray'ı şampiyon yaptığı için yılın süper teknik direktörü...

Altınordu'yu görmek isterdim

Tablo ortada...Türk futbolunun süperlerinin ana iskeleti yabancılardan oluşuyor.

Oysa bu tabloda futbolumuzun nar çiçeği Altınordu'yu görmek isterdim. Başarılı bir yönetici görmek isterdim. Göksel Gümüşdağ ve istikrarlı Abdullah Avcı'nın Başakşehir'ini okumak isterdim.

Dünya Kupası'nda yarı final yöneten Cüneyt Çakır'ı aradı gözlerim.

Boşuna tartışıyoruz. Yabancılar atıyor, yabancılar kurtarıyor, oyunu yabancılar kuruyor, biz de alkışlıyoruz.

Ödülleri organize edenler ve verenler de yabancı!

Güneş anlatmak istiyor ama...

Asla yerli - yabancı ayrımı yapmak istemiyorum. Sadece iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım ve biraz olsun gerçek ile yüzleşelim.

Cem Dizdar TRT'de günlerdir patinaj yapıyor. Aynı konuyu anlatıyor, anlayan yok. Yine aynı sorular, yine aynı yanıt. Çıldırmasın da ne yapsın adam?

Şenol Güneş derdini anlatmak istiyor, başaramıyor. Fatih Terim ellerini yana açarak "Sıkıldım artık" diyor, sıkılan yok.

Kulüpler batıyor, döviz ikiye katlanınca durduk yerde futbolcu maliyetleri 2 - 3'e katlanıyor, umursayan yok.

Arkadaşlar tablo ortada... Gerçeği anlatmaya gerek yok. Alan da biz, veren de biz, ödeyemeyen de biz, çaresizlik içinde olan da biz olunca olduğumuz yerde patinaj yapmaya devam ederiz.