BRUNSON PİYON DA... BAKALIM ŞAH KİM?
YAYINLAMA:
| GÜNCELLEME:
TÜRKİYE ile Amerika arasında diplomatik krize yol açan "Brunson davası" rahibin geçen hafta salıverilmesiyle sonlandı.
Son duruşmasında "Ben masumum. İsa'yı ve Türkiye'yi seviyorum" diyen rahip, hiç zaman kaybetmeden uçağa atladığı gibi soluğu Amerika'da aldı ve ayağının tozuyla Başkan Trump tarafından Oval Ofis'te kabul edildi.
Olay Amerikan medyasında geniş yer buldu. Başkan Trump, yardımcısı Pence, senatörler; aklınıza kim gelirse mikrofonu gören memnuniyetini dile getirdi.
Brunson, Oval Ofis'teki ziyaretinin sonunda Trump'ın omzuna elini koyarak duasını da yaptı. ABD Başkanı da Cumhurbaşkanımıza teşekkürü unutmadı.
Olayın Türkiye'deki yankısının ne kadar büyük olduğunu gece yarılarına kadar süren televizyon programlarından anlamak mümkün. Bence bu olay Amerika'da Türkiye'deki kadar ince elenip, sık dokunmaz! Trump rahibi yüzdesi azımsanmayacak kadar yüksek olan "Evangelist oylar" için biraz kullanır, hepsi o kadar.
Uluslararası diplomasi satranç oyunu gibi... İyi veya kötü hamle yaptığını bazen oyun sürerken değil, maç olmadan az önce anlıyorsun. Usta oyuncular arada bir şahı almak için piyon verirlermiş. Bence böyle oyunların sonu daha çok merak edilir.
JULIA HANIMIN ARAZİLERİ
MIAMİ, Amerika'da kadın elişle kurulan ilk ve tek şehir.
Yüzyıllardır kıtanın güneydoğusunda ormanlık ve bataklık olarak kalan bölge Ohio'dan göç eden Julia Tuttle'ın girişimiyle çehre değiştirmiş.
Anne ve babasına Güney Florida'da arazi satın altıran bayan Tuttle, kocasını da peşine takarak önceleki kimsenin ilgi duymadığı yere gelmiş. 1870 yılında aldığı arazilerin yarısını işadamı Henry Flagler'e teklif ederek kuracağı şehire demiryolu bile getirtmiş. Bu sayede MOTHER OF MIAMİ (Miami'nin anası) olan Julia hanım almış yürümüş! Tabii Flagler de FATHER OF MIAMİ (Miami'nin babası) oluvermiş.
Elimin hamuru demeyin tespiti ve kararlılığıyla bataklıktan bir metropol yaratan Julia hanım, Miami'de adı verilen cadde ve köprülerle anılıyor.
1950'li yıllarda Anadolu'dan İstanbul'a göç eden annem ve babam arazi almasalar da arazi almanın önemini anlatmışlardı bana. O zamanlar Avcılar'da, İncirli'de inlerle cinlerle komşu olmamak için arazi almadıklarını her fırsatta söyleyip dururlardı.
Ah be anneciğim, uzak muzak demeyip Julia hanım gibi arazi alsaydınız siz de... Belki ben "Arazi" olmazdım!
TÜRK'ÜN UBERLE SINAVI
UBER Miami'de taksicilere havlu attırdı! Önceleri "Yasal değil" diye karşı çıkılıyordu. Şimdi her taşın altında. Üstelik havalimanlarında özel bekleme alanları bile var.
Türkiye'de Cumhurbaşkanımızın müdahelesiyle taksicilerden yana çözülen sorun Miami'de rafa kaldırılmış gibi... "Kitabına uydurulmuş korsan taksi" olarak ticari yaşamını sürdürüyor. Taksiciler ise dert yanıyor.
Ama yıllardır Miami'de sarı taksi kullanan Erol Hamamcı işin çaresini bulmuş! "Uber sayesinde işler azaldı. Ben de arabayı kenara çekip, Kemal Sunal filmleri izliyorum" diyor. "Peki zararın ne oluyor?" diyorum; anlatıyor:
"Bizim hanım da uber oldu! Özel aracımız vardı bir tane. Baktım ki uber aldı başını gidiyor. Hadi bakalım dedim, direksiyon başına. O da kabul etti. Şimdi taksiden kazancımız düştü ama uberden para geliyor."
Ne diyeceğimi bilemedim! "Hayırlı işler!" dedim ve kendisini bulduğu dahiyane çözüm nedeniyle tebrik ettim.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
