13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

17-25 Aralık ve işsizlik

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
 
Siyasi yaşamımızda birçok önem gösteren tarihler vardır. Bazıları da rakamlarla değer kazanır. 11'ler, 14'ler, 63'lüler, 68'liler gibi. Tarihli olanlar ise hafızamıza pekişmiştir. Bir de 17-25 Aralık. Tam 5 yıl geçmiş. Bir kez daha yoruma ve analize gerek yok. Devlet hesabını soruyor. Daha da soracak. Ergenekon gibi 17-25 Aralık da raflar dolusu kitap hediye etti. Daha da yazılacak. Sonuç ortada. Ne ileri ne de katkı, sadece hız kesti. Gelişmeyi engelledi. Ama başka olumlu yanları da oldu. Bir daha tevessül edilemeyecek yaptırımlar oluştu. 5 yıl. Bundan fazlası da Ergenekon. Dünkü haftaya bakışta yer almadı 17-25 Aralık. Çünkü hatırlamak istemiyoruz. Gündeme almadığımız ikinci konu ise işsizlikti. Almadık, çünkü bu gündeme alıştık. İşsizlik hatırladığımdan bu yana gündem dışı kalmadı. Nüfus arttıkça işsizliğin boyutları da arttı. Çeşitlendi ve şekillendi.
 
Bakın TÜİK verilerine: Eylülde işsizlik oranı yüzde 0.8 artarak yüzde 11.4 olmuş. 330 bin artışla 3 milyon 749 bin kişi işsiz. Eşi, çocuğu, anne-babasıyla çarpın... Vazgeçtik, bir işsizi üçle çarpın. 11-12 milyonu ilgilendiriyor. Resmi rakamlar asgaridir. Asıl facia 15-24 yaş arası gençlerin yüzde 21.6'sının okula da işe de gitmemesi. Felaket. İşsiz, becerisiz, genç grup yan gelip yatıyor. Devlet, ana-baba telaşlı ama bu gençlerde panik yok. Gelecek 10-20 yıl sonra ortaya kapasitesiz bir yük çıkacak.
 
Kimse alınmasın lütfen
 
Öncelikle gençler ve yakınları alınmasın lütfen. Kızmasın da... Bir tembellik, iş beğenmeme, uzman olamama, isteksizlik... Aileye güven mi var acaba? Bu memlekette iş çok, bakın Irak, Suriye, Gürcü, Kırgız, İran, Moldova, Romenlere... Hatta Filipin, Endonezya, Vietnamlılara... Tarlabaşı Afrikalı dolu. Hepsi çalışıyor. İş buluyor. Aslında sorun taa Özal dönemine gidiyor. 'Benim memurum işini bilir' sözü yanlış anlaşıldı galiba. 
 
İşe gitmek yaşam biçimidir. İşe gidilirken heyecan duyulmalıdır. Asıl sorun iş kapısı aralandıktan sonra başlıyor. Eğer katkı sağlar, uzmanlaşır ve üretimde olursanız vazgeçilmez de olursunuz. Sadece bir uzmanlık yetmiyor. Üstüne diğer becerilerinizi de koyduğunuzda bu kez korku işverene sıçrar. Kaçmasın, rakip kapmasın diye zam üstüne zam da yapar. Üniversitelerimiz kıyamet gibi çoğaldı ve kıyamet gibi mezun verdi. Ama bunları hayata hazırlayacak, iş kapısı açacak ortam nerede? Polis, uzman çavuş, belediye, devlet memurluğunda... Peki ya girişimcilik? 
 
Öğrenciler için iş 
 
TV'de izledim, 29 yaşında genç bir kız öğrenciler için iş kapısı açmış. Derslerde not tutanların çalışmalarını satın alıyor, not tutmayan öğrencilere satıyor. Yani öğrenciyken öğrenciden para kazanma kapısı. Biri çalışıyor not tutuyor, diğeri yan gelip yatıyor. Hayat yarışı da böyle. 2 bin TL'lik işi beğenmeyen genç, 2 bin TL de aileden harçlık alıyor. 4 bin TL demektir. Ama o genç direkt 4-5 bin TL'lik iş bekliyor. Yok öyle iş! 'Taşı sıksam suyunu çıkarırım', 'Ağzımla kuş tutarım' diyen özgüveni yüksek genç işsiz kalmaz. Köylerimize bakın. Üç beş yaşlı ihtiyar evlerinde nöbet tutuyor. Ortada genç yok, tarla saban sahipsiz. Nice polis, öğretmen tanırım. Hatta mühendis, mimar. İkinci iş yapıyorlar. Taksi, benzinci, otel katipliği, çizim, danışmanlık, yardımcılık gibi. 
 
İşsizlik dünyanın her yerinde sorun. Nüfus çoğalıyor. Rekabet yüksek. Yetenekli ve başarılı olmak zorundayız. Salla başını, al maaşını dönemi geçti. ABD'de bile en büyük korku işsiz kalmaktır. Kendimizden daha çok işvereni düşünmek durumundayız. İşyerinin kapanması halinde ortaya çıkacak işsizler bu orduya kayıt yaptırmış olacaklardır. Marangoz, demirci, kaynakçı, sıvacı çırak arıyor. Yok! O zaman buyurun Gürcüler, Afganlar. 5 bin TL'ye yurt dışından çoban geliyorsa, ben ne diyeyim ağabeyime...
 
Eski dönemlerin daktilo kursu ile sekreterlik yapmak, ehliyet alıp şoförlük yapmak dönemi geçti. Unutmayın, teknoloji ve makine insan faktörünün önünde. Çok yönlü, gençlik yetiştirecek sistem ve lütfen biraz heyecan ile istek gerekli. 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *