14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

ADALETTE REFORMİST HAMLELER

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
 
GECİKMİŞ adalet adalet değildir. Adalet mülkün temelidir. Adalet herkese lazımdır. Adalet bugün sana, yarın bana. Adaletin bu mu dünya! 
Adaletle ilgili buna benzer bir çok cümleler kurulabilir ve aklımızdan da hiç çıkmaz. Dün Adalet Bakanı sayın Abdühamit Gül yeni bir deyiş ekledi:
"Adalet ekmek gibidir, su gibidir."
 
Binlerce yıldır tartışılan adalet ve adalet duygusu binlerce yıl daha tartışılacaktır. Adalet duygusu dedik, ısrarla da tekrarlıyoruz. O duygu olmazsa olmaz. Onlarca hukuk kitabı, tez  veya manifesto boşuna. Zaten adalet kavramını oluşturan temel konu da o duygu değil mi?
 
Her ne kadar sayın Gül mahkeme kararlarının tartışılmaya açık olduğunu söylese de bunu asgariye indirmek ve hatta hata payını en düşük seviyeye çekmek insani bir olaydır. Dürüstlüktür. İnançtır. Namustur. Haysiyettir.
 
 
Sayın bakan 28 Şubat mağduru olarak da meslekten öte hukuksal sorunlar yaşamış. Ancak çekirdekten yetişme hukukçu kimliği ile çok önemli pratik uygulamaları da hemen devreye sokmuş. 
 
Yargı ve yargılamada zaman kavramı çok önemli. Çünkü 50 yıl hatta, asıra yakın yargının karar veremediği davalar biliyoruz. Özellikle vakıf, miras gibi...  Cinayet, şiddet, boşanma, hırsızlık, gasp, darp ve terör ile ticari davalarda duruşmalar bitmek bilmiyor. Zaman aşımına giren davaları hatırlıyoruz. Danıştay ve Yargıtay aşaması ise bir başka zaman dilimi.
Örneğin işten çıkartılan bir garibanın mahkemeye başvurusu yıllar süren duruşmalar sonunda karara bağlanıyor. Bu kez de Yargıtay süreci başlıyor. Zaten parasız. Avukat tutamayacak derecede zor durumda olan bu emekçi kimin kapısını çalsın?
 
Bakan Gül adalet konusunda bizim kadar dertli. Fetö döneminde çok acı hatıralarının olduğunu söylüyor. Doğru. Çok büyük acılar yaşandı. 
2018 yılı itibarıyla yargıda 11 milyon dosya bulunuyor. Adli ve idari olarak hakim, savcı sayısı 20 bin civarında. Bu kadar dosya nasıl karara bağlanacak? 120 bin civarında da personeli bulunuyor bakanlığın. 4 bin civarında hakim, savcı Fetö döneminde ihraç edilmiş. 31 bin 100 civarında da Fetö tutuklu ve hükümlüsü bulunuyor. Yeni alınan 9 bin civarındaki genç hakim ve savcı takviye edilerek yeni reformist atılımlarla dosyalar karara bağlanacak. Rakamlar hayret verici. Olan oldu, biten bitti diyemiyoruz. Deşeledikçe yeni yeni bulgular çıkıyor ortaya ve dolayısıyla yeni tutuklamalar, yeni davalar. Bunların yanı sıra asılsız ihbar ve değersizleştirmeler de gündemde. Kim kime intikam duygusu içindeyse ihbar ediyor ve asılsız ihbarlarla önemli bir zaman kaybına daha uğranılıyor.
 
Zaten aklanmak için çok önemli bir zaman ve uğraş gerekiyor. İşte tüm bu yaşananları çözüm için yeni uygulamalar görüyoruz sayın Gül döneminde.
Hedef süre uygulaması ki gelen dosyanın gerek savcılıkta, gerekse mahkeme safhasında sürecin önemini kapsıyor. Örneğin ortalama cinsel saldırı 243 gün içindeyse yeni hedef 120 gün. Zimmet 1100 gün iken 300 gün. Buna benzer suç ve soruşturmalar için gerek savcılık, gerekse de yargılama safhasında ciddi yaptırımlar hedefleniyor.
Yep yeni bir uygulama da e tebligat dönemi. Her iki aşamada da avukat veya taraflara elektronik tebligat yapılarak ki bunun içine belediye ve trafik gibi konular dahil, zaman kazanılmaya çalışılacak.
 
Ticari davalarda arabuluculuk, hakim ve savcı yardımcılığı
 
gibi bir çok yeniliklerle karşılaşacağız.
Bakan Gül, ABD'den Fetö davasıyla ilgili gelen heyetle ilgili olarak da net bir açıklama içinde olmadı. New York'ta açılan bir davayı esas alan ABD'li savcıların geniş kapsamlı olarak duruşmaları izlediğini söylerken gizlilik esasına da değindi.
Şöyle geriye dönüp baktığımızda yargının karara bağladığı insafsızca olaylara tanık olmuşuz. Eğer bu ülkede başbakan ve bakanları idam kararıyla yargılanıp infazı da gerçekleşiyor yıllar sonra da iadei itibar ile özür dileniyorsa işte bu gecikmiş bir adalettir. 
Buna benzer bir çok örnek sıralayabiliriz.
 
Şimdi gündemde MHP'nin verdiği af yasa tasarısı var. Her ne kadar af değil de ceza indirimi şeklinde hazırlanmış olsa da mahkum ve yakınları bir açıklama bekliyor.
Bakan Gül, yasa tasarısını okumuş. Parti kurmayları da incelemiş. Net bir yorum yapmıyor. Parlamentoyu oluşturan diğer parti yetkilileriyle de görüşüleceğini ifade ediyor. Aynı şekilde hayvan haklarıyla ilgili bekleyen yasa tasarısı da önümüzdeki aylarda ele alınacak.
Hepimize gerekli olan adalet için umarız radikal kararlar alınır ve uygulanır. Genç, pratik, yeteneği yüksek sayın Gül'den beklenti yüksek.  
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *