80 günlük maraton başladı

80 günlük büyük maraton başladı. Kaptanlar çıkış verdi. Sanki bayrak yarışı gibi. Bayrağı ilk taşıyanlar il ve ilçe başkanları. Seçim hazırlıklarını yaptılar. Fotoğraf, afiş, bez torba, file, şarkı, türkü, şiir, konuşma metinleri hazır. Ev ziyaretleri başladı bile. Kahvehanelerde, cami avlusunda, esnaf lokalleri, şehir kulüplerinde seçim nutukları atılıyor. İkinci seri için bayrağı taşıyacak adaylar ise ısınma turları atıyor. Nezaket ziyaretleri ile birlikte hafif hafif propaganda konuşmalarına geçildi. Eski yönetimlerden yakınıyor, kendi projelerini ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Uçuş serbest! Sanki bugüne kadar hiçbir şey yapılmamışcasına eleştiri diz boyu. Ve seçilirse 5 yılda o il veya ilçeyi uçurulacak projeler sıralanıyor...

Asıl olan miting

Doğal bir gelişme. Bildiğimiz sistem. Daha gazete, televizyon reklamları, röportajları başlamadı. Ufak ufak büyük kanallarda ilk turlarını attılar. Ama asıl olan miting için takvim oluşturulması. Bunun için de ön hazırlıklar bitti sayılır. Lacivert takım elbiselerden, kırsalda giyilecek sekiz köşe şapkalı taşra kıyafetlerine kadar gardırop da tamamlandı. Araç konvoyları da sisteme girdi. İkinci seride koşan yarışmacılar, yani adaylar hız kesmeden maraton boyu mücadeleye devam edecek. Çünkü üçüncü seride bayrağı kaptanlar alacak. Ve adaylar da kaptanlarıyla, yani liderleriyle gölge gibi 31 Mart’a kadar son nefeslerine kadar eşlik edecek. Çok renkli bir müsabaka olacağı kesin. İlk kez bir yerel seçime ortaklık anlayışına, yani ittifaka tanık olacağız.

İki özne kutsalımız

Cumhur’dan Millet’e veryansın, Millet’ten de Cumhur’a... Oysa bu iki özne bizim kutsalımız. Laf çakılmaması gerek. Olsun ittifak var ya... Zaten Millet değil, zillet veya illet deniliyor. Seçimlerde faul, hep normal karşılanmıştır. Yadırganmaz. Ama İstanbul veya Ankara böyle olmayacak gibi. Adayların esprili, hoş yaklaşımları var birbirlerine. En azından yükselmiyorlar. Ne zamana kadar bilinmez. Liderler ise hız kesmeden aynı ton ve yükseklikten seslenmeye devam ediyor. Miting alanlarında ise bu monolog en üst seviyeye çıkacaktır. Meydanlarda Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun baş rollerde yer alacağı kesin.

Bahçeli seçicidir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tavrında asla değişiklik olmaz. Seçicidir. Belki de şimdiden bellidir kaç miting yapacağı, hangi televizyonlara çıkacağı ve hangi içerikte konuşacağı. Aynı ton, aynı üslup ve aynı sistem. Rol yapamaz, yapmacık söylem içinde olamaz. Neyse odur. Belki ittifak liderleri, bir veya iki mitinge birlikte çıkabilir. Ankara, İstanbul mesela. Osmaniye, Rize mesela. Etimesgut-Yenimahalle, Gölbaşı-Çankaya olabilir Ankara için... Silivri-Üsküdar, Beşiktaş-Kadıköy İstanbul için varsayım sayılabilir. CHP ise hala ortağı ile aday tespit yoğunluğunda. Pazarlıklar nasıl bilemiyoruz. Ancak söz konusu sadece aday değil ki. Meclis üyeliği için bile TBMM’ye akın akın gelindi. Kimseyi küstürmemek gerek. Son yasa tasarıları ve hükümetin iyileştirme yaptırımları ile düdük çalacak: ‘Herkes seçim bölgelerine marş marş.’ Milli Savunma ve Dışişleri Bakanı ise daimi nöbetçi. Bakan olarak Ankara’yı mesken tutacak. Çünkü ‘Bir gece ansızın sınır ötesine marş marş’ direktifi gelebilir. Gündem artık iki konuya düşmüştür. Seçim ve harekat. Bu iki konu için bize de marş marş...