11 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Eğitimde sancı büyük

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

ÖRGÜN eğitim çok boyutlu. Her semte okul binası, her binaya yeterli derslik (sınıf), her sınıfa öğretmen atanması zaruri. Atanan öğretmene seviyeli bir hayat kıvamı kazandırmak şart. Örgün eğitimin amacı, hedefi çok önemli. Neresinden bakılsa sancılı. Başına bir Bakan atanır daima. Bakan seçilmez, tayin edilir. Tayin edilince de yapacakları tayin edenin vereceği izin kadardır. Atanmak yerine seçilse daha iyi sonuçlar alınır mı? Hayır.

Eğitim milli mi olmalıdır, evrensel mi, ilmi mi? Bu mesele henüz ülkemizde doğruya doğru bir istikamete sahip değildir. Eğitim milli olmalıdır diyenlerin sayısı daha fazla. Evrensel olmasını isteyen hemen hemen yok. İlmi olmasını isteyenler var ama, onların da bir çabası, attığı adım yok.

Evrensel ve ilim çerçevesi

Tekrar ediyorum ama, ihtiyaç olduğu için tekrar ediyorum. Devlet Pilanlama Teşkilatı çalışmak ve çalıştırılmak zorunda. Akıl tutulması yoksa, DPT çalıştırılır. Türkiye meçhul bir ülke değil. Yıllık nüfus artışı biliniyor. Yıllık doğum ve ölüm belli. O halde örgün öğretim için kaç okul, derslik yapılması gereken belli, kaç öğretmen ataması yapılması gerektiği belli. Hangi alanda kaç öğretmene ihtiyaç olduğu da sanayi, ticaret, ziraat, savunma, uzay alanlarındaki yetkililerden öğrenilebilir. Zaten bu bilgiler de DPT’de toplanıp işlenecektir.

Ama yine de önce karar verilmesi gereken konular var. Öğretim ve eğitim kurumlarında üretilmek istenen nedir? Bir kere cumhuriyetin bir saplantısı vardı. Her siyasi yönetimin de başka saplantıları var. Üretilmek istenen evrensel birey mi, ilim sahibi birey mi, siyasi yönetenin arzuladığı tip mi? Bunu sabitlemek gerek. Bana göre evrensel ve ilim çerçevesi şart. Milli olması gerekmiyor. Milli olunca siyasi erkin istediği modelin peşinde koşulacaktır. Öğretmenlerin tamamı da hiçbir zaman siyasi erkin amaçlarını paylaşmaz. Bu defa her dönemde imalat hatası tipler çıkar. Bu imalat hatası tiplerin tamamı aynı yöne de gitmez. Her türlü keskin düşüncede insan yetişir. Milli eğitim ve öğretim daima imalat hatasını çok fazla üretir. Bu üretilen keskin tipler her türlü şiddet olaylarını benimseyebilir ve uygulayabilir.

Hep tökezleyen fertler

Asıl olan insanları, çocukları, genç nesilleri toplum mühendislerinin, siyasi amaçlı toplum mühendislerinin arzuları doğrultusunda yetiştirmekten vaz geçmektir. Dünyada herkes birbirinin içişlerine müdahil olurken, bizim yetiştireceğimiz nesiller milli düşünürse, daha doğrusu dönemsel siyasi erke bağlı toplum mühendislerinin taleplerine göre yetişmiş kişiler olmamalıdır. O zaman evrende hep tökezleyen, yürüyemeyen, yol alamayan fertler üretmiş oluruz. Yaygın eğitim ise inanın, örgün eğitimden daha başarılı şekilde devam ediyor. Belediyelerin, hem de her siyasi partiye bağlı belediyelerin açtıkları meslek edindirme öğretim ve eğitimleri başarılı şekilde ürünler veriyor.

Esasında sancının bir temel sebebi de budur. İmam Hatip okulları kapatılmalıdır. Genel Liselere İslami ilimleri öğretecek dersler zorunlu olarak konulmalıdır. Meslek liseleri gerçekten de meslek lisesi olmalıdır. Mimarlığın, mühendislin, hekimliğin, teknik işlerin, kılasik ve çağdaş mesleklerin liseleri olmalıdır. Bu liseleri bitirenler yükseğine gidebilmelidir. Yani Sağlık Meslek Lisesi bitiren Tıp fakültesine gitmelidir. Torna-Tesviye benzeri meslek lisesini bitiren mühendisliğe gidebilmelidir. Diyanet kendi ihtiyacı kadar vaiz, imam, hatip ve benzeri meslek adamını yetiştirebilmek için kendi ilk, orta, lise, yüksek okul açabilmelidir. Sanat ve İletişim lisesini bitiren de kendi alanındaki fakültelere gidebilmelidir. Herkes yüksek okursa ara eleman yetişmez demeyiniz. Bu okullara sınavla öğrenci alınıyor, başaran yukarıya gider, başaramayan ara eleman olarak hayatını kazanır. Eğitimin sancısı giderilebilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *