13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Madem öyle işte böyle!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

TÜKETİCİ olarak B planı öneriyorum. Bu ayın şampiyonu çarliston biber olmuş. Yüzde 87.87 fiyatı artmış. Geçen hafta patlıcan idi. Önceleri soğan, patates, domates, sırayla şampiyonluk kürsüsüne çıktılar teker teker. Kış sebzesi pırasa ve ıspanaksa cep yakıyor. Yani mutfakta kaynayacak tencere malzemesi aslında içimizi yakıyor. Ne yapacağız bu durumda? Çözüm kolay. B planı uygulanacak.

Artık ev kadınlarının marifetinin katkısıyla bu işin üstesinden geleceğiz. Fiyatlar inmedikçe manav ve pazara uğramayacağız. Almayacağız ve aracı kurumlara bu dersi aldıracağız. Önümüzde bizi bekleyen bahar ve yaz ayları var. Bolluk ve bereket dönemi. Bol bol tarla üretimi sebzeleri ucuz fiyatlarla alıp kurutacağız. Kışa hazırlık dönemi yazın başlayacak. Analarımız, ninelerimiz gibi yapacağız. Ben yaptım ve başardım. Eskiden köy olan şimdiki mahallemde komşum ile birlikte yaktığımız ateşin üstüne koyduğumuz kazan ve saçlarda 50 kuruştan aldığımız domatesleri kaynattık. Bir güzel salça yapıldı. Yemeklik ve menemenlik domatesleri de kavanozlara koyduk.

Barbunyalar dondurucuda

Patlıcan, biber ve fasulyeler de saçta kızartma yağında öldürüldü. Birer kiloluk poşetlere konuldu. Barbunyalar da ayıklanıp poşetlenip, dondurucuya atıldı. Balkonlara dizi dizi patlıcan ve biberler asılıp kurutuldu. Bidon bidon turşu kuruldu. Yardımcı kadıncağız tavan boyuna ulaşan sac üstünde yaptığı yufkaları hazırladı. Yetmez... Erişte kesildi. Balkon ve bahçede ne kadar saksı varsa maydanoz, soğan, tere, kıvırcık, dere otu ekildi. Kışlık kavunlar, mısırlar asıldı. Bereket fışkırdı vallahi o küçücük saksılardan. Hele küçük acı biberler...

Kız kardeşimden öğrendiğim gibi kurutulmuş sebzeleri de blenderdan çekip kavanozlara yerleştirince, işte size kış boyunca yetecek çorba malzemesi... Biraz yetiştir, biraz da kurut. Bu iş tamamdır. Şimdi başka önlemlerde sıra. Hep söylenir ama yapamayız. Kış gelirken gelecek yılın yazlığını, yaz gelirken de kış giysilerimizi aldığımızda yarıdan fazla tasarruf edilmez mi? Yakacak da bu sistem... Yazın parça parça kartlı doğalgazı ve odunu depolamak şart oldu. Dolap dolusu eşya varken, çaput alımına da son verirsek bu kriz dönemini az hasarla geçirmiş oluruz.

Tembellik dönemi bitti

Anadolu’da tembel avrat pazarları vardır. Ayaklanmış bulgur pirinç, soyulmuş ve rendelenmiş soğan, sarımsak, temizlenmiş sebze satarlar. Gaziantep pazarlarında görürsünüz. Oraların hali vakti yerinde olan kadınları, kolaya kaçtıkları için tembel avrat pazarından alış veriş yaparlar. Tembellik dönemi bitti. Üretecek, kurutacak tüketeceğiz. Yoğurdumuzu da kendimiz çalacağız. Çorbalıklarımızı da kendimiz depolayacağız.

Turfanda meyve ve sebzeyi de özlemek durumundayız artık. Zaten hormonu ile azmış, zamansız bu yiyeceklerin ne tadı var ne de tuzu. Turp gibi sert domateste mi lezzet var, yoksa yaz aylarında yapıp kavanozlara beklettiğimizde mi? Dönem tasarruf dönemi. Dönem yoktan var etme, yani üretme dönemi. Haydi hanımlar bu yaz ateş başına. Lezzeti ve bereketiyle... Madem öyle, çözüm de işte böyle.

Aslında bütün yiyecekler mevsiminde tüketilmeli. Amaç karın doyurmak değil, beslenmek. Bu durumda hem sağlıklı beslenmiş oluruz hem de aile olarak bu ekonomik krizle mücadele etmenin yolunu buluruz. Etrafımda görüyorum. 4-5 aile birleşip birlikte et ihtiyacını gidermek için hayvan alıp bölüşüyor. Eskiden olduğu gibi.

Bu kadar masraf yapmıyor, dikkatli yaşıyorduk. Çünkü yoktu. Yine yok. Olsa bile pahalı. Bu durumda mevsimin meyvesi ve sebzesi taze taze, az az alınıp tüketilmeli. Aksi halde yüksek tüketim pompalaması ile her şeyi alıp her şeyi tüketmek isteyen o doymak bilmeyen gözlerimizi de perdelemek şart oldu. 

Yoksa bu gelir ile bu gideri karşılamak zor değil imkansız. Önlem almaktan başka çare yok. Balkonları seraya dönüştürmek, saksılarda çiçek yerine sebze yetiştirmek, olanlar için de bahçeye elma, armut, erik ve hatta bir iki ceviz ağacı dikmek şart oldu. Dönem şikayet etme, yakınma dönemi olmaktan çıktı. Başımızın çaresine bakmaktan başka ne kaldı ki?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *