13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Allah'ını seven ihmal etmesin

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
 
BAŞKA çare kalmadı. Allah adına davet çıkarmak şart oldu. Rezaleti gördükçe insan çağdaşlıktan utanıyor. Bu kadar sorumsuzluk, aç gözlülük, para düşkünlüğü olamaz.
 
Yaşamımız boyunca üç göz oda, yuvamız olsun diye mücadele ediyoruz. Göçebe atalarımızdan sonra yerleşik düzene geçilmesiyle birlikte yuva sahipliği önceliğimiz olmuştur.
 
Hele kooperatif hayaliyle 20 yılımızı borçlanmamız yok mu ev sahibi olabilmek için; ömür biter borç bitmez! Ne var ki, şu halimize bakın. Borçlanır, ömür boyu öder, yuva sahibi oluruz ama o evin fiziki kapasitesiyle ilgili bilgi edinmeyiz. Deniz kumu, midye kabuğu ve salyangoz gibi bir sürü deniz artığının harman olduğu beton kolonlar, öylesine çürümüş ki, her çok katlı binanın altında adeta pimi çekilmiş bomba yatıyor.
 
Tuz insana zararlı, binalara çok daha zararlı. Asfalta, taşa, demire de tuz işler ve çürütür. Zorunlu olarak kullandığımız tuz için önlem almak gerekir.
 
Kamyon çarpsa yıkılır
 
Kar yağışında yollara döküyoruz. Kar eriyor ama asfaltı da eritiyor. Deniz kumu inşaatta kullanılabilir. Ama kumu, tuzdan arındıracak ve çok iyi eleyeceğiz ki tuz süzülsün, deniz mahsulleri de ayıklansın. Aksi halde tuzlu kum betonu çürütüyor. Demir istediğiniz kadar antipas ile boyansın, yine de korozyona uğruyor. Çürüyor yani. Bunların üstüne bir de malzemeden çalınırsa 8-10 katlı binaların yıkılması için depreme bile gerek kalmaz. Kamyon çarpsa yıkılır.
 
Rize'de 8 katlı bina boşaltıldı. Şişli'de 4 bina alarm veriyor. Önlem almak isteyenler binalarını kontrolden geçirmeye başladı. Artık hazır beton kullanıyoruz. C-30, C-35 ve C-40 betonlar güçlü. Ama kum ve demir kontrolü yaptırtmak çok da zor değil. Uzmanlar yol ışık tutuyor. Sahile yakın eski binaların hemen hemen tümü deniz kumu ile yapılmış büyük bir ihtimalle. Bu nedenle kontrole sahillere yakın evlerden başlamak gerekiyor.
 
Facia geliyorum demez
 
Artık acı patlıcanı kırağı çalıyor. Facia da geliyorum demiyor. Yapılacak iş basit. Yapı denetim raporu almak zorundayız. Üstelik kentsel dönüşüm gibi harika bir yasa var. Yeniden sağlam bir yapı için, en azından içimizi rahatlatmak için büyük bir avantaj. Yıkılmaya yüz tutmuş binanın altında kalmadan çare üretmeye bakalım. Önlem almak büyük zenginliktir. Evlatlarımızın tırnağı bile telafisizdir. Teknoloji gelişti. Bina analizi kolaylaştı. Yeter ki teşhis konulsun. Yaptırımı kolay. Hiçbir mal ve mülk canımızdan kıymetli olamaz.
 
Bir önerim var
 
Çok katlı binalarda risk analizi zorunlu olmalıdır. Sağlam raporu binaların kapı numarasının üstüne çakılmalıdır. Çürük binalar derhal yıkılmalıdır. Belediyeler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, gönüllüler, bankalar, meslek odaları el ele vermek zorundayız. İşin finansman da kolay. Yakında faaliyete geçecek olan Emlak Kredi Bankası yetkili olabilir. Devlet bankaları, futbol gibi olmasa da olacak konularda finans katkısı sağlayacağına bu tip zorunluluklara odaklanmalıdır.
 
50 yaşını geçen her birey nasıl sağlık kontrolüne giryorsa, canımızı emanet ettiğimiz çok katlı binalar için de check-up yaptırmalıyız. Moral, güvence, sağlıklı yaşam, faciaya önlem, geleceği belli olan depreme karşı duruş için zorunludur.
 
Japonya'yı hatırlayalım. Bunca depreme karşı ne kadar duyarlılar. 
 
Ne seçim, ne geçim ne de başka ihtiyaç... Yuvamızdan başka yaşamımızda zenginlik ne var ki... Serçeler bile bile yuvalarına ne kadar özen gösteriyorlar. Biz ise uydur kaydır binalarda hayatımızın kumarını oynuyoruz. 40-50 yıllık binalar yıkılıyor. Piramitler yıkılmıyor ama! Sultanahmet Camii, Ayasofya, Sümele Manastırı, kervansaraylar, hanlar, sarnıçlar, Selçuklu'dan kalan yapılar, Eyfel ve Pizza kuleleri, Özgürlük Heykeli depreme bile karşı koyuyor.
 
Teknoloji, sorumluluk, çağ dışılık ve dürüstlük... Hadi baştan başlayalım. Geleceğimiz için... Bu davete kulak verin. Hepimiz kendi evimizin önünü süpürelim.
 
Konserler düzenlensin. Maçlar yapılsın. Bağışlar toplansın. Kurumlar zincir olsun. Seferberlik ilan edilsin. Yoksa dünya başımıza yıkıldı, yıkılacak! Baksanıza arka arkaya binalar boşaltılıyor. Bu da panik yaratır ve olumlu yöne gidişte bile kaos oluşturur. Hadi yeni baştan... 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *