23 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Gönül ikliminden

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kötü huylu, riyakar, kibirli ve egoist kimselerde görülen zahiri güzelliklerse, sun’i bir makyajdan ibarettir.

Onlarda kalbi derinlik, takva, ihlas ve samimiyet olmadığı için, bu sahte güzelliklerin hiçbir kıymeti yoktur.

Şeyh Sadi Hazretleri buyurur:

“Güzel huylu birinin ağzındaki soğan kokusu, kötü huylu kimsenin elindeki gülden daha güzeldir.” Hatasızlık, yalnız Cenab-ı Hakk’a mahsustur.

Cenab-ı Hakk’ın insanlığa rehber olarak gönderdiği peygamberler bile, “zelle” denilen gayr-i iradi hatalar işlemişlerdir.

Fakat onlar, ilahi te’yide mazhar olduklarından, hemen hatalarını tashih etmişlerdir.

Bu hal, hem onların ümmetlerine örnek olmaları içindir, hem de bir beşer olduklarının unutulmaması ve kendilerine halk tarafından uluhiyet izafe edilmemesi hikmetine binaendir.

Kötü huylu, riyakar, kibirli ve egoist kimselerde görülen zahiri güzelliklerse, sun’i bir makyajdan ibarettir.

Onlarda kalbî derinlik, takva, ihlas ve samimiyet olmadığı için, bu sahte güzelliklerin hiçbir kıymeti yoktur.

Şeyh Sadi Hazretleri’nin bu hikmetli beyanındaki “güzel huylu kimsenin ağzındaki soğan kokusu” ifadesi, mecazi bir misaldir.

Kötü kokuların, insanlara, hatta meleklere eziyet verdiği, dolayısıyla çiğ soğan sarımsak yiyen birinin mescide gelmemesi yönünde nebevi ikazların bulunduğu malumdur.

Şeyh Sadi Hazretleri’nin burada kasdettiği ise; ‘’salih mü’minlerin, nefse hoş gelmeyen zahiri noksanlıklarına takılıp da onlardan uzak kalmanın, büyük bir mahrumiyet sebebi olduğudur. Zira mü’minin vazifesi, her halükarda hakikat ehlinin yanında yer almaktır. O salih kullardan manen istifade etmeye çalışmaktır.

Nefsin arzuladığı şeylerle yani nefsaniyeti tahrik eden günahlarla çevrilmiştir, ” buyurmuşlardır. (Buhari)

Dünyanın cazibelerinden müstağni bir hayat yaşayan Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu hususta da ümmetine en zirve örnek teşkil etmiştir. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *