22 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ahmed Amiş Efendi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Fatih Sultan Mehmed Han türbedarlarından ve Şa’baniyye tarikatının son devir şeyhlerindendir.

Adı Ahmed Amiş olup, Türbedar veya Türbedar Ahmed Efendi adları ile de tanınır. 1807 yılında Tuna vilayetine bağlı Tırnova’da dünyaya geldi.

1920 yılında İstanbul’da vefat etti.

Kabri Fatih Camii yanındaki kabristandadır.

İlk tahsilini doğum yeri olan Tırnova’da gören Ahmed Efendi, medrese tahsilini de yine orada tamamladı. On dört yaşında iken tasavvufa ilgi duymaya başladı.

Önce intisap için Sadık Efendi’ye başvurdu.

Sadık Efendi ona:

“Yavrum! Sen şimdi git. Sonra seni soyu temiz birisi gelip bulacak ve irşad edecektir” dedi.

Ahmed Amiş Efendi yine kendisini ilim tahsiline verdi ve derslerinde hayli ilerleme kaydetti. Yirmi yaşına geldiğinde Şa’baniyye tarikatının İbrahimiyye kolunda Tırnova’ya naib olarak gönderdiği Ömer Halvetiye intisap edip, talebe oldu.

Aynı zatta sülukünu tamamlayan Ahmed Amiş Efendi 1846 yılında hilafet aldı.1853 yılında Osmanlı-Rus yani Kırım Savaşı’na tabur imamı olarak katıldı, bu savaşta üstün başarı gösterdi.

Gördüğü bir rüya üzerine İstanbul’a geldi ise de tekrar Tırnova’ya döndü ve bir hamam kiralayıp onu işletmeye başladı. Bu arada sıbyan mektebinde hocalık yaptı.

Bir müddet sonra yine İstanbul’a döndü. Üsküdar semtinde bulunun dostları ile sohbetlerde bulundu.

Tekrar Tırnova’ya dönüp, oradan Üsküp’e geçti. Üsküp’te Seyyid Muhammed Nuru’l-Arabî Hazretleri ile görüştü. Muhammed Nuru’l-Arabî Hazretleri’nden tekrar icazet aldı.

1877 yılında Tuna vilayetinin Osmanlıların elinden çıkması üzerine tekrar İstanbul’a geldi.

Niğdeli Bekir Efendi’den Fatih Türbedarlığı’nı devraldı.

Ondan sonra “Fatih Türbedarı” olarak anıldı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *