22 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Cahit Zarifoğlu...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cahit, 1 Temmuz 1940’ta, Ankara’da Maraşlı aile Şerife Hanım ve Niyazi Bey’in oğlu olarak dünyaya geldiğinde, ailesi ona; ‘’Abdurrahman Cahit’’ adını verdi.

Soyadı gibi zarif, naif bir çocuktu Cahit ve bu özelliklere tezat düşecek derecede de inatçıydı.

Bu inatçı yönü, bir ömür güdülecek bir kine de gebe olacaktı...

Babasının memurluk görevi sebebiyle çocukluğu Siverek, Maraş ve Ankara’da geçecek; ilk ve orta öğrenimini Siverek’te başlayıp, bir dönem Ankara Kızılcahamam’da devam ettikten sonra, Kahramanmaraş’ta tamamlayacaktı...

Cahit, birlikte liseye başladığı arkadaşlarından 3 yıl sonra mezun olabildi.

Bir gün halkın seveceği, adı bilinir bir şair olacaktı ve Edebiyat dersinden sınıf tekrarına düşmüştü...

Okulda bu inadı sürdürüyordu; ancak bir yandan da şiirler yazıyordu ve mahalli gazetelerde çalışmaya başlayacaktı.

Lakin öncesinde bu inadın sebebine inmeliydi...

Anılar Defterinde Gül Yaprağı

Anılar defterinde gül yaprağı

Gibi unutuldum kurudum

Başıma düşmüş sevda ağı

Bir başıma tenhalarda kahroldum

Sen kimbilir, rüzgarlı eteklerinle

Kimbilir hangi iklimdesin, ben

Sensiz bu sessizlikle

Deli gibiyim sensiz

Bu sessizlikle

Ayrılıkla başım belada

Gözlerini çevir gözlerime

Yoksa sensiz bu sessizlikle

Deliler gibiyim

Sensiz bu sessizlikle 

Korku salardı inceliğin acıman tevazuun

Dünya ve insan çıkmazlarına yumuşak bakışın

Nur sarnıçları ballar koydun çöllere ruh eşiklerine

Senden kaynıyordu yine sana kapılıyor ırmakların

Yamalı ve tertemiz elbiselerim olunca

Her gece mutlak uyanıp adını anınca

Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz

Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım

Sura vardıkça gövdelendim soyundum aşk duasına

Atılıyorum sırlarına açılıyor hücrelerim

Menzili çoktan geçtim ün saldı kayboluşum

Kendi kuytumda çalkıyor şerbetini ağzım

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *