15 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Mukarrebin

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Meleklerden ve insanlardan Allah’a yakın kılınanlar anlamında bir Kur’an terimi.

Sözlükte “yakın olmak, yaklaşmak” mânasındaki kurb kökünün tef’îl kalıbından türeyen mukarrebîn kelimesi çoğul şeklinde bir sıfattır.

İsim olarak da kullanılan kurb sadece fiziksel yakınlık için değil kişinin bir başkasının yanındaki itibar ve değerinin yüksekliğini de ifade eder.

Râgıb el-İsfahânî kurbun Kur’an’da mekân, zaman, nesep, itibar, himaye ve kudret konumunda geçtiğini belirtmiş, bunlara âyetlerden örnekler vermiştir. Bu örneklerin incelenmesinden son üç kullanılışın doğrudan veya dolaylı olarak Allah’la ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

Mukarrebîn sekiz âyette yer almakta, bunların ikisinde insanlar arasındaki yakınlığı ifade etmektedir (el-A’râf 7/114; eş-Şuarâ 26/42). Diğer âyetlerde ise meleklerden veya insanlardan mukarreb olanlar konu edinilir. Bu çerçevede mukarrebîn meleklerinin cânu gönülden Allah’a kullukta bulundukları (en-Nisâ 4/172) ve illiyyîne şahit oldukları (el-Mutaffifîn 83/21) beyan edilmektedir.

Öte yandan kıyamet günü “ashâbü’l-meymene”, “ashâbü’lmeş’eme” ve “sâbikun” şeklinde sınıflandırılan üç grup içinde en yüksek derecede bulunan sâbikunun mukarrebîn oldukları, onların naîm cennetinde bulunacakları (el-Vâkıa 56/10-12; krş. DİA) ve kendilerine has bir çeşmeden tesnîm içecekleri (el-Mutaffifîn 83/28) açıklanır; bu mertebeye ulaşan kişinin rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle donatılmış olacağı belirtilir (el-Vâkıa 56/88-89).

Kur’an’da ayrıca Hz. Îsâ’nın Allah katındaki değerinin büyüklüğüne onun mukarrebîn arasında yer aldığı vurgulanarak dikkat çekilir (Âl-i İmrân 3/45). Kur’ân-ı Kerîm’de kurb kökünden türeyen başka kelimelerle kulun Allah’a, O’nun da kula yakınlığına temas eden âyetler vardır.

Cenâb-ı Hak, Hz. Mûsâ’yı kendisiyle gizli konuşulan kimse neciy gibi mânevî yakınlığa eriştirdiğini beyan etmiş (Meryem 19/51-52), son peygambere de, “Bana secde et ve yaklaş” emrini vermiştir (el-Alak 96/19). Tasavvuf literütüründe mânevî makamlardan biri olarak kabul edilen mukarrebîn üzerinde özellikle durulmuş, kişinin bu dereceye nasıl ulaşacağı açıklanmaya çalışılmıştır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *