14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Altın olan çakıl taşları...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Fudayl bin Iyad hazretleri, ilk zamanlar eşkıya reisi idi. Tövbe etmesi şöyleanlatılmaktadır; ‘’Bir gün yoldan bir kervan geçiyordu. Kervanda bulunan bir kişi me’alen; ‘’İman edenlere vakti gelmedi mi ki, kalbleri Allah’ın zikrine ve inen Kur’an-ı kerime saygı ile yumuşasın!...’’. (Hadid suresi; 16) ayet-i kerimesini okudu

Bu ayet-i kerime kendisine öyle tesir etti ki, gönlünden yaralandı, içinden; ‘’Geldi, geldi. Hatta geçti bile!’’ diyerek, kendinden geçmiş bir halde şaşkın ve mahcub bir şekilde oradan ayrıldı. Bu sırada kervandakiler; ‘’Fudayl yolumuzun üzerinde bulunuyor. Acaba nasıl gideceğiz, ’’ diye birbirleri ile konuşuyorlardı.

Fudayl bin Iyâd bu konuşmaları duydu ve; ‘’Size müjdeler olsun! Şimdi o yaptıklarına pişman olup tövbe etti. Bundan önce nasıl siz ondan kaçıyor idiyseniz, bundan sonra da, o sizden kaçmakta, aynı işleri yapmaktan uzaklaşmakta, sakınmaktadır’’ dedi. Bundan sonra, her tarafı gezerek, üzerinde hakkı olanları buldu ve fazlasıyla ödeyerek, hepsi ile helallaştı. Yalnız Ebıverd şehrinde bir yahüdi hakkını helal etmiyordu.

Fudayl bin Iyad’ı zor durumda bırakmak için olmadık şartlar ileri sürüyordu. Dedi ki; ‘’!Eğer hakkımı helal etmemi istiyorsan, filan yerde kayalık bir tepe var. O tepeyi kazarak oradan kaldır. Oralar dümdüz olsun!’’ Fudayl bin Iyad hakkını helal ettirmek için buna razı oldu ve kazmaya başladı.

Onu; bu gayreti sebebi ve Allah’ü Te’ala’nın ihsanıyla, bir seher vakti rüzgar çıktı ve orayı dümdüz etti. Yahudi bunu görünce, hayretten dona kaldı. Bu sefer de; ‘’Benden aldığın malımı iade etmedikçe hakkımı helal etmeyeceğim’’ diye yemin etmiştim.

Benim yastığımın altında altınlar var. Sana hakkımı helal edebilmem için oradan altınları alıp bana vermen lazım’’ dedi. Yahudi, yastığın altına çakıl taşları koymuştu. Fudayl bin Iyad, elini yastığın altına soktu.

Allah’ü Te’ala’nın izniyle, çakıl taşları altın olmuştu. Bir avuç altını Yahudiye verdi. Yahudi hayret içinde idi. ‘’Sana hakkımı helâl etmeden önce bana islam’ı anlat’’ dedi. Fudayl; ‘’Bu ne haldir’’ diye sorunca, yahudi şöyle anlattı: ‘’Ben Tevrat’ta okudum ki, ‘’Tövbesinde sadık ve samimi olanın elinde çakıl taşları altın olur.’’

Aslında yastığın altında çakıl taşları vardı ve ben seni imtihan etmek için öyle söyledim. El inde, çakıl taşlarının altın olduğunu görünce anladım ki, senin dinin hakdır ve tövbende sadıksın, dedi ve imân edip müslüman oldu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *